Hasankeyf için son çağrı: Sular bir hafta içinde ilçe merkezine ulaşacak
‘Hasankeyf ve Dicle Vadisi için son çağrı’ başlığıyla bugün TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde yapılan basın açıklamasına, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP İstanbul Milletvekillerinden Hüda Kaya, Züleyha Gülüm, İstanbul Tabip Odası Denetleme Kurulu Üyesi Dr. Nazmi Algan, İstanbul Kent Savunması’ndan Deniz Özgür, Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Platformu Başkanı Abdülhakim Daş ve yurttaşlar katıldı. Prof. Dr. Beyza Üstün’ün okuduğu Koordinasyon açıklamasında, “32 yıllık mücadele tarihinde ısrarla tahribatın boyutları anlatıldığı, bu projeden vazgeçilmesi çağrısı yapıldığı halde barajın yapımında inat edilmesini anlamak imkânsız” denildi.
22 köy, mezarlıklar, evler sular altında kaldı
Gereken büyüklükte tepki gösterilmediği için projenin gerçekleştirildiğini kaydeden Koordinasyon, “Göletinde her gün ortalama 15 cm suyun yükseldiği ve yüzde 20-25 doluluk oranına ulaşan baraj, vadi boyunca tufana dönüşmüş durumda. Şu ana kadar 22 köy bütünüyle sular altında kaldı. Hasankeyf’te mezarlar sular altında kaldı. Yeni evler yapılacağı söylenen birçok köyde inşaat çalışmaları başlamadan sular köylere yetişmiş durumda. Boğulmak ile evsiz kalmak arasında sıkışan köylüler çözüm üretilmesini bekliyor. Tamamen su altında kalacak olan 80 köy ve kısmen su altında kalacak olan 124 köy için DSİ tarafından sadece 4 yeni yerleşim yerinin yapılması sonucu on binlerce insan göç etmeye başladı. 511 kişiye Yeni Yerleşke’de barınma hakkı verilmedi. Yerleşkede ev verilmeyen ve Hasankeyf’ten ayrılmayan 25 aile evsiz kaldığı için şu an elektriğin kesildiği, suyun da günün belirli saatlerde verildiği tarihi ilçede yaşamaya çalışıyor. Aileler, suyun yükselmesiyle şimdi zorla çıkarılma tehdidi ile karşı karşıyalar. Yetkililer duyarsız” ifadelerine yer verildi.
"Barolar sorumluluklarını yerine getirmedi"
Özellikle bölge barolarının sorumluluklarını yerine getirmediği vurgulanan açıklamada, “Her bir işlemin suç olduğu ortadayken, bu suçu ortaya çıkarma ve bu talanı durdurma imkânı varken sessiz kalınmış. Hasankeyf ve Dicle Vadisi boyunca her gün suç işleniyor. Barolar ve avukatlara çağrımızdır, gerekli adımları atın. Kamuoyu ve sanatçılara da çağrımız var: daha önce bu alanın yok edilmesine karşı yükseltmiş olduğunuz sesinizi daha da yükseltin! Sessiz kalan sanatçıların da artık ses çıkarması gerekiyor. Bu baraj bütün ömrü boyunca yok edecek bir baraj. Bu yüzden bütün yetkililere çağrıda bulunuyoruz. Bu yıkım projesi bir an önce durdurulmalı, baraj kapakları kontrollü olarak açılmalı. Dicle Nehri özgür akmalı, Antik Hasankeyf kenti yaşamaya devam etmelidir” çağrısında bulunuldu.
Tanrıkulu: 12 bin yıllık tarihi miras, 50 yıllık proje için yok edilme çalışılıyor
Açıklamanın ardından CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, gelinen durumda söylenecek söz kalmadığını belirterek, “Maalesef önleyemedik. AKP canlıları yok sayıyor. Katlediyor. Katlede katlede bu noktaya geldi. 12 bin yıllık bir tarihi miras 50 yıllık bir proje için yok edilmeye çalışılıyor. Türkiye halkları buraya yeterince ses veremedi. Bende son kez buradan sesleniyorum; kurtarabileceğimiz ne varsa birlikte kurtaralım. Herkesi dayanışmaya çağırıyorum” dedi.
"Hasankeyf, inançlar ve partiler üstü bir meseledir"
HDP Milletvekili Hüda Kaya, Hasankeyf’e yeterince ses olamadıklarını vurgulayarak, “Bugün gelinen sonucu bizler ne yaptık. Birkaç İslam değerini taşıyarak yaşattıklarını mı düşünüyorlar. Hasankeyf bunun ötesinde bir yer. İnançlar ve partiler üstü bir meseledir” diye konuştu. HDP milletvekili Züleyha Gülüm de “Söylenecek sözü bulmakta zorlanıyoruz. Bu yıkım politikalarına karşı maalesef bizler de güçlü bir ses çıkaramıyoruz. Hasankeyf’i ancak ülkenin dört bir yanından ses çıkararak, kurtulabiliriz” ifadelerini kullandı.
"Halk sağlığı açısından önemli bir sorunla karşı karşıyayız"
İstanbul Tabip Odası Denetleme Kurulu Üyesi Dr. Nazmi Algan ise Türkiye’deki demokratik kesimler olarak Hasankeyf için gerekli aktif tutumumu alamadıklarını söyleyerek şöyle konuştu: “Gerekli isyanı dile getiremedik. Orada önemli bir sağlık sorunu da var. Göç aynı zamanda bir sağlık sorununu da birlikte getiriyor. Halk sağlığı açısından önemli bir sorunla karşı karşıyayız.”
"Evleri su altında kalan birçok insana ev verilmedi"
HDP Eski Milletvekili Mehmet Ali Aslan’da sosyal medya hesabı üzerinden, Yeni Yerleşke’de ev hakkı verilmeyen yurttaşlarla Hasankeyf’ten yaptığı paylaşımda, “Hasankeyf’te evleri su altında kalan birçok insana ev verilmedi. ‘Bu karda kışta evsiz barksız ortada kaldık, nereye gidelim?’ dediler” dedi.
Kaynak: Cumhuriyet