"Gençlerimizin İdlib’te feda edilmesine kodlanmış bu savaş ortamını reddediyoruz"
Ülkenin karanlığa doğru sürüklendiği vurgulanan bildiride; AKP iktidarının ekonomik krizin yarattığı sonuçların üzerine iktidarlarını kaybetmemek adına savaş politikalarına sarılmaya başladığı ifade edildi.
Çok sayıda sivil toplum kuruluşu, dernek ve meslek örgütünün ortak imzasıyla yayımlanan bildiri şöyle:
Derinleşen ekonomik kriz, kapıya dayanan Coronavirüs ve günlerdir yoksul mahallelere asılmış bayraklarla simgeselleşen, vatan evlatlarını kaybettiğimiz sınır ötesi topraklarda, ülkemiz bir karanlığa doğru sürükleniyor.
Ekonomik krizin yarattığı yıkım, işsizlik, iktidarın politika ve uygulamalarının geniş halk kesimleri tarafından sorgulanmaya ve eleştirilmeye başlanması ile birlikte, iktidar, ayakları altından kaymaya başlayan toprağı tutabilmek için bir kez daha savaş politikalarına sarılmaya başladı.
Yöneticilerin yönetemediği, toplumun çıkarlarının, bireysel çıkarlara terk edildiği, sorgulamanın, söylemenin, yazmanın ,öğrenmenin, "Savaşa Hayır!" demenin yasak olduğu bir dönemde, bir arada barış içerisinde yaşama kültürünü yok etmeye ve gençlerimizin İdlib’te feda edilmesine kodlanmış bu savaş ortamında; karanlığı, geleceksizliği, linci, şiddeti, otoriterliği, savaşı ve insanları sınır kapılarına zorlayan vicdansızlığı, zorbalığı reddediyoruz.
Dünyanın her yerinde her türlü savaş propagandası tartışmasız bir şekilde suç kabul edilirken, Türkiye’de tam tersine, iktidarın savaş, mülteci ve her türlü politikalarını eleştirenler, gazeteciler gözaltına alınıyor, ‘Savaşa karşı çıkmak’ ve ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlamasıyla tutuklanıyor, savaşa hayır’ adı altında Suriye’de yürütülen askeri harekâtı eleştirerek, operasyonlara son verilmesi çağrılarının yapılacağı her türlü toplantı, gösteri ve basın açıklamaları yapılması yasaklanıyor. Yazılı, görsel ya da sosyal medyada, sınırsız bir şekilde savaş propagandası yapılmasını teşvik eden iktidar, savaş politikalarını eleştiren kesimleri hedef haline getirilerek, savaş macerasına karşı çıkanlar yasaklar ve tehditlerle susturulmaya çalışılıyor. Türkiye giderek tüm biriktirdiği değerleri kaybediyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanamıyor yada kapalı toplanmayı yeğliyor ve dahası halktan gizlenen gerçekler haykırıldıkça 100.yılını karşılamaya hazırlanan TBMM, linç girişimine sahne oluyor. Yangın yerine dönen yüreklerimizle, ülke geleceğine dair ortak karar alma yeri olan parlamentonun işlevsizleştirilmesi, kendi gibi düşünmeyen, toplumun her kesimine doğru yönelen linç girişiminin, en son olarak da ana muhalefet partisi liderini hedef alması, hepimizi kaygılandırıyor. Ülkemiz açısından utanç verici bu durum artık tuzun koktuğunu gösteriyor.
Parlamento çatısı altına kadar uzanan, kendinden olmayana yönelen linç girişimleri, taamüden bu ülkeyi karıştırmaya, kardeşliği bozmaya bir arada yaşamayı yok etmeye yöneliktir, bunu görüyoruz.
Engin Özkoç, parlamento çatısı altında yaptığı açıklama ile “kral çıplak” demiş, sokakta, evde, takside, meydanda, otobüste, yani bu ülkenin vicdan tohumlarının büyüdüğü her bir metrekarede, gözü yaşlı anaların boğazlarına ve yüreklerine düğümlenen acılarına, toplumun hislerine tercüman olmuştur.
Bu ülkenin aydınlık geleceği, demokrasisi, barışı ve adaleti için mücadele eden Demokratik Kitle Örgütleri olarak parlamentoda yaşanan linç girişimini şiddetle kınıyor, ülkeyi yönetilemez hale getiren iktidarı istifaya davet ediyor, vatan evlatlarının Suriye topraklarından çıkarak ülkesine dönmesini kamuoyuna bir kez daha ilan ediyoruz.
“Vicdan zorbalığa karşı direnmeye devam edecek“
Ankara Cumhuriyet Okurları, Ankara Dayanışma Derneği, Ankara Dersimliler Derneği, Ankara Halkevleri, Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, Ankara Tabip Odası, KESK Ankara Şubeler Platformu, Namık Kemal Mahallesi Koruma ve Yaşatma Derneği, Mali Müşavirler Muhasebeciler Birliği Derneği Ankara Şubesi, Pirsultan Abdal Kültür Derneği, Pirsultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı, Sosyal Demokrasi Derneği, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, TİP Ankara İl Örgütü
