FETÖ itirafçısı yüzbaşı Burak Akın'ın emniyet ve savcılık ifadesi ortaya çıktı
15 Temmuz darbe girişimin üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçtikten sonra, itirafçı olan yüzbaşı Burak Akın'ın ifadeleri ortaya çıktı. Akın, Genelkurmay kamera kayıtlarında FETÖ'cü darbeciler tarafından ayağından vurulduğu için kendisinden şüphelenilmemişti. Ancak kendisi suçucunu itiraf etti ve ifadelerinde FETÖ ile görüşmelerin darbe girişimi sonrası da devam ettiğini itiraf etti.
FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak çıkarıldığı Sulh Ceza hakimliğince serbest bırakılan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler'in koruma subayı Yüzbaşı Burak Akın'ın emniyet ve savcılıkta verdiği ifadelere ulaşıldı.
Burak Akın, yaklaşık 8 sayfalık ifadesinde FETÖ ile 1996 yılında Adana'da gittiği dershanede Ali isimli kişi aracılığıyla tanıştığını belirterek, "Ali adlı kişinin evinde tanıştığım M.Ç. isimli kişi ve evde kalan üniversite öğrencileri bana ve başka öğrencilere sınavlara hazırlanmada yardımcı oldu. Fen lisesi sınavlarına hazırlamak için ders çalıştırmanın yanında dini bilgiler öğrenmemiz ve uygulamamız için bizi yönlendirdiler. Birlikte namaz kılma, Risale-i Nur külliyatını okuma, Fetullah Gülen'in kitaplarını okuma ve kasetlerini dinleme şeklinde faaliyetler yapılırdı. Ben bu dönemlerde 13-14 yaşlarındaydım" dedi.
"BULUŞMA YERLERİNE SİVİL KIYAFETLERLE GİDİYORDUK"
Bu kişilerin kendisini askeri liselere yönlendirdiğini ve Kuleli Askeri Lisesini kazandığını anlatan Akın, kendisinden sorumlu olan M.Ç.'nin ailesine kendileri ile görüşmeyi kestiğini söylemesini istediğini belirtti. Akın 2000 yılında M.Ç.'nin kendisiyle ilgili sorumluluğu H.Ç. adlı kişiye devrettiğini belirterek, "Kuleli Askeri Lisesi ve Kara Harp Okulunda eğitim gördüğüm dönemde, FETÖ mensuplarıyla kalabalık yerlerde görüştüm. Daha sonra sohbetler için belirtilen saatlerde göz teması sağlayarak benimle ilgilenen şahsı takip ediyor, onun bizi götürdüğü eve gidiyorduk. Hafta sonu dışarı çıkışlarımız üniformalı olduğu için Üsküdar ve Kadıköy'de esnaf lokantalarında sivil kıyafetlerimizi giydikten sonra buluşma yerlerine gidiyorduk" ifadelerini kullandı.
"MİNNET DUYGUSU NEDENİYLE TEKRAR GÖRÜŞMEYE BAŞLADIM"
Akın, bir dönem görüşmeyi kestiğini ancak üniversiteye hazırlık döneminde kendisinden hiç para alınmadan yardım ettikleri için minnet duygusu nedeniyle tekrar kendisinde sorumlu olan H.Ç. ile görüşmeye başladığını ifadesine ekledi.
"İŞ YERİ İLE İLGİLİ SORULAR SORUYORDU"
Kuleliden mezun olduktan sonra Tuzla Piyade Okuluna devam ettiğini ve bu dönemde Ahmet ve Hakan kod adlarıyla bildiği kişilerin kendisinden sorumlu olduğunu belirten Akın ilk görev yerinin Ankara'da ÖKK olduğunu belirterek şunları söyledi: "Burada Sadık kod adlı kişi ile tanıştırıldım. Ben, Serdar Tekin ve daha sonra bize eklenen Fuat Söylemez ile 2006 ile 2009 arasında bu kişi ilgilendi. Sadık, İspanya'ya gideceğini söyleyerek Kerem kod adlı E.D. isimli örgüt mensubuna beni devretti. Sadık'ın benimle ilgilendiği dönemde Etlik'teki bir eve gidiyordum. 2009 ile 2014 yıllarında benden E.D. sorumlu oldu. Görüşmek için Siteler'de ailesinin evine, evlendikten sonra da Şehit Osman Avcı Mahallesi'ndeki eve gidiyordum. Kerem ile buluşmaya Serdar Tekin ile gidiyorduk. Eve, bazen birlikte bazen ayrı ayrı giderdik. Bu dönemde Kerem'in üstü konumunda olduğunu düşündüğüm İhsan ve Hami kod adlı kişilerle tanıştım. Bu kişiler arada görüşmelere gelip bize dini sohbetler yapıyorlardı. Bu kişilerin örgüt içindeki tam konumunu bilmiyorum. Özellikle Hami, işle ilgili bana sorular sorup, iş yerinde sorun yaşayıp yaşamadığımı öğrenmek istiyordu."
"ALLAHIN ŞEFKAT TOKATINI YERSİN TEHDİDİ"
Akın ifadesine şöyle devam etti: "2010'da Fuat ve Serdar, Dikmen'de bekar evine çıktılar. Ben onlarla aynı evde kalmadım. Bu yapıya mensup olmayan bir devre arkadaşımla Cevizlidere'de ev tutmuştum. Bu dönemde örgütle görüşmeyi sonlandırmayı düşündüm. Bu kararı belli bir süre uyguladım, görüşmelere katılmadım. Ancak 2011'de devre arkadaşım Fuat Söylemez, anne ve babasının geldiğini söyleyerek beni Dikmen'deki evlerine çağırdı. Onları görmek için eve gittim. Eve gittiğimde Söylemez'in anne ve babası evdeydi. Biraz konuştuktan sonra Söylemez beni başka bir odaya çağırdı. Odada Hami vardı. Bana neden görüşmelere gitmediğimi sordu. Görüşmelere gelmek istemediğimi söyledim. Bana 'Allah'ın şefkat tokadını yersin.' şeklinde imalı tehditlerde bulundu. Bunun üzerine korktum. Mesleki olarak sıkıntılar yaşayacağımı düşünerek tekrar Ekrem ile görüşmelere devam ettim."
"DARBE GİRİŞİMİNDEN SONRA GÖRÜŞMEK İSTEDİLER"
Darbe girişiminin ardından gözaltına alınıp serbest bırakılan Abdülkadir Koçyiğit ile görüştüklerini anlatan Akın, "Bana, 'Seninle tekrar görüşmek istiyorlar. Benim sağlayacağım temasla görüşebilirsin' dedi. Darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını, bu yapıdaki insanlarla görüşmek istemediğimi söyledim. En son Aralık 2017'de Bahçelievler'de görüştük. Bu yapının içindeki kişilerle görüştüğünü söyledi. Bu yapıdan uzak durması yönünde onu uyardım. İş yerinde kod adımı dahi öğrendiklerini belirterek muhtemelen gözaltına alınacağımı anlattım." diye konuştu.
"KARA KUVVETLERİ KOMUTANININ KORUMA EKİBİNDE GÖREVLENDİRİLDİM"
Darbe girişimi sırasında bacaklarından vurulduğunu ve GATA'da tedavisi devam ederken, isteği üzerine 21 Temmuz 2016'da görevine başladığını söyleyen Akın, "Ağustos 2017'deki YAŞ kararları açıklandığında Orgeneral Salih Zeki Çolak beni makamına çağırdı. Kara Kuvvetleri Komutanlığına getirilen Orgeneral Yaşar Güler ile konuştuğunu ve Yüzbaşı Gökhan Edim ile koruma ekibinde yer alacağımızı söyledi. Bir süre sonra ben görevden ayrılmak istedim ama daha sonra kızımın tedavisi nedeniyle Ankara'da kalmam gerekiyordu. Bu nedenle göreve devam ettim" dedi.
"YAKALANACAĞIMI ANLAYINCA TESLİM OLMAYA KARAR VERDİM"
Hakim Albay Mehmet Yüzbaşıoğlu'nun, Kara Kuvvetleri Komutanına arz için geldiğinde "Önümüzdeki hafta 700 kişilik ekibe Ankara'da ankesör operasyonu yapılacak" dediğini duyduğunu ve ertesi gün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında görevli iki savcının Kuvvet Komutanını ziyarete geldiğini anlatan Akın, "Ziyaret sonunda protokol subayı Yüzbaşı Gürsel Aygar, alınacak 700 kişinin Kara Kuvvetleri personeli olduğunu söyledi. Benim de ankesörde görüşmelerim olduğu için tedirgin olmuştum. 25 Aralık 2017 gecesi, sabah gözaltına alınacağını düşünerek beklemeye başladım. Daha sonra yakalanacağımı anladım ve teslim olmaya karar verdim" diyerek ifadesini tamamladı.