Evet diyenlerin yüzde kaçı yürüyüşü destekliyor?
Cumhuriyet'in haberine göre; Kılıçdaroğlu, yapılan bir araştırmaya göre referandumda evet oyu kullananların dörtte üçünün yürüyüşe hoşgörüyle baktığını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul güzergâhındaki ikinci MYK’yi dün öğle molasını verdiği Düzce’ye bağlı İhsaniye köyünde gerçekleştirdi. Toplantıda Adalet Yürüyüşü”ne yönelik aralarında bazı akademisyenlerin de bulunduğu bir grup tarafından yapılan bilimsel bir araştırma hakkında MYK’ye bilgi veren Kılıçdaroğlu, “Bilimsel verilere göre hayır oyu kullananların yüzde 98’e yakın bir bölümü, yürüyüşümüzü desteklediğini beyan etmiş durumda. ‘Evet’ oyu kullananların dörtte üçü (yüzde 75) eylemimize büyük bir hoşgörü ile bakıyor. Erdoğan’ın eylemimize bir süredir saldırmamasının nedeninin de bu olduğu belirtiliyor” dedi.
Kamp alanı önüne yapılan gübreli eylem de ele alındığı toplantıda Kılıçdaroğlu’nun, “Bu tip davranışlar bize zarar vermez. Kamu vicdanı, yürüyüşe saldıranları mahkûm ediyor. Bu yürüyüş şeytanlaştırılmak isteniyor, herkes kendisine yakışanı yapıyor” dediği öğrenildi.
TAŞIMALI PROTESTO
Bazı MYK üyelerinin, “Aynı protestocuları birkaç kilometre arayla yeniden bize bağırırken, Rabia işareti yaparken görüyoruz” tespitini iletmesi üzerine Kılıçdaroğlu’nun, “Ben de görüyorum. Protestocuları taşıyarak eylem yaptırıyorlar, sakinliğimizi korumamız gerekiyor, kitlemizi saldırganlaştırmak ve saldırgan göstermek istiyorlar, buna izin vermeyeceğiz. Broşürlerle bilgilendirmelerin ve anonsların sık sık tekrarlanması gerekiyor, yürüyüş kolundaki vatandaşlarımız serinkanlı davranıyor, bundan çok memnunum” dediği belirtildi. Kılıçdaroğlu’nun eylemin FETÖ ve PKK tarafından desteklendiği yönündeki açıklamalar için de “Milletimiz bizim ne olduğumuzu biliyor” karşılığını verdiği öğrenildi.
Bizi korkutamazkar
MYK’nin ardından açıklama yapan Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye’nin adalet sözcüsü” olduğunu belirterek, “Bu yürüyüş bir siyasi parti yürüyüşü değidir sağcıların solcuların devdimcilerin amborga koyarak tekeline alabilecekleri bir yürüyüş değildir” dedi. Kamp alanına tezek dökülmesine ilişkin “Onlar kartvizitlerini bırakmışlar oraya. Bu yürüyüşten rahatsız olup, bu rahatsızlığını ulu orta ifade edenler, bu tip provokatif eylemlere bilerek ya da bilmeyerek pozisyon hazırlayanlardır. İktidara çok büyük sorumluluk düşüyor” dedi. Tezcan yolda tabanca mermisi bulunmasıyla ilgili de “Mafya babalarının iktidar güzelmesi yaparak, muhalefeti kan akıtmakla tehdit ettiği bir süreçten geçiyoruz. Mermi atma olayı yeni değildir. Daha önce de benzer tehditler yapılmıştı. Mermi değil, oraya otomatik tüfek de atsalar, bizi korkutmaya güçleri yetmeyecek. Bu tehditlere, şantajlara pabuç bırakmayacağız” diye konuştu. HDP’nin yürüyüşe katılımı ve PKK’nin destek açıklamasının sorulması üzerine de Tezcan, “İkisini birbirinden ayırmak lazım. Adalet Yürüyü’şünü parti kimlikleri üzerinden konuşmak doğru değil. Terör örgütleri adaletin düşmanıdır. Terör örgütlerinin herhangi bir şekilde bir beyanları varsa bile kabul edebilmemiz mümkün değildir. Bu destek değil, köstek olma beyanıdır. Bizimle ilgisi yoktur” dedi.
Bizim elimiz hiç şiddete kalkmadı
Adalet Yürüyüşü’nün 14. gününde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu provokasyonlara karşı hazırlıklı olduklarını belirterek, “Bizim ellerimiz hiçbir zaman şiddete kalkmadı. Azimliyiz, kararlıyız. İstanbul’a kadar gülerek, eğlenerek kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Hiç kimse buna engel olmasın’’ dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu ve Adalet Korteji on üçüncü geceyi Düzce girişinde yer alan Kalıcı Konutlar Yolu’nda geçirdi. Akşam saatlerinde sivil plakalı bir kamyon kamp alanının çok yakınına hayvan gübresi boşalttı. Kısa süre sonra yakalanan kamyon sürücüsü ve arkadaşları toplam üç kişi gözaltına alındı. Sürücüye 3 bin TL ceza kesildi. 3 kişi savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Olaylı gecenin ardından sabahın erken saatlerinde basın toplantısı yapan Kılıçdaroğlu, zaman zaman protestoların yaşandığına dikkat çekerek, “Ama bizim ellerimiz hiçbir zaman şiddete kalkmadı ve kalkmayacak. Tam tersine her provokasyondan sonra gerek ben gerek arkadaşlarım, yürüyüşe katılan vatandaşlar hep birlikte alkışlıyoruz. Bu bizim adalete olan tutkumuz. Güzel bir örnek olması açısından da Türkiye geleneği açısından da son derece önemli. Adalet, adalet, adalet dedik ve bu bağlamda yürüyüşümüze devam ediyoruz. Devam edeceğiz. Azimliyiz, kararlıyız. İstanbul’a kadar gülerek, eğlenerek kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Hiç kimse buna engel olmasın. Biz her türlü baskıya her türlü provakasyona karşı hazırlıklıyız. Bizi sevgi ve hoşgörü ile karşılayan Düzce halkına teşekkürlerimi iletiyorum.’
Adalet yolunda mermi
Kılıçdaroğlu’nun basın açıklamasının ardından kortej, Düzce’nin girişinde yer alan kamp alanından sabah erken saatlerde hareket etti. İstanbul’a Gerede’den itibaren artan provokasyon olaylarına konaklama alanına dökülen gübrenin ardından Düzce’den çıktıktan birkaç kilometre sonra kortejin yürüyüş güzergâhında olan bir mermi dikkat çekti. Yürüyüşe katılanlar merminin yoldan geçen bir araçtan atıldığını söyledi.
Düzceliler özür diledi
Ankara’daki Düzceliler Derneği Başkanı Semih Kıbrıs, kamp alanına dökülen gübreli eylemin ardından Kılıçdaroğlu’nu aradı. Kılıçdaroğlu’na yaşananlar için özürlerini ileten Kıbrıs’ın, 2014’te AKP’den belediye başkan aday adayı, haziran seçimlerinde de yine AKP’den milletvekili aday adayı olduğu belirtildi.
Türkiye geriye gidiyor
Tüm dünyadan 140’a yakın ülke, parti ve organizasyonun üyesi olduğu Sosyalist Enternasyonal adına Genel Sekreter Luis Ayala ile Başkan Yardımcısı Umut Oran da 14. günde katılımcılar arasında yer aldı. Ayala, “Bütün dünyadaki üyelerimiz adına buraya geldik. Bu yürüyüş sadece Türkiye için değil dünya için de adalet ve demokrasi adına çok önemli. Ülkeler eğer olağanüstü hallerde, otoriter bir şekilde yönetiliyorsa hak, hukuk, adalet, demokrasi ve insan haklarının en doğru aranacağı yer sokaklar ve meydanlardır. Türkiye’deki gelişmeleri uzun zamandır endişeyle izliyoruz. Buna kayıtsız kalamayız. Türkiye’deki sistem ileri gideceğine geri gidiyor. Geriye sarıyor. Gazeteciler, politikacılar, milletvekilleri hapiste. Mustafa Balbay’ı hapiste ziyaret etmiştim. Balbay’dan sonra da Gül ve Dündar ziyaretime izin vermediler. Gazeteye ziyarete gitmiştim. Yarın da (bugün) yine gazeteyi ziyaret edeceğim. Onlara yazdığım mektup Cumhuriyet’te basılmıştı. Yüzlerce gazeteci tutuklu. Özgürlük ve adalet açığı olarak bu durum tüm dünyanın dikkatini çekiyor. Vatandaşların gelerek bu sessiz yürüyüşe destek vermesi çok ilham verici. Türkiye’nin bir yüzü baskı, korku ve şiddet diğer yüzü ise geleceğe umut, demokrasi isteği görüntüsü var. Dünya da bunu görüyor. Çok karmaşık bir ülkede bu yürüyüşün yapılabilmesi muhteşem bir şey” diye konuştu.
En yakıcı talep: Adalet
Adalet Yürüyüşü’ne katılan ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, “Bu hepimizin yürüyüşü. Adalet arayışı Türkiye’nin en yakıcı talebi. Biz de bu talebe baştan beri sahip çıktık. Kemal Bey’in hayırı nasıl bir arada tutarız diye görüşmeleri vardı. Bu yürüyüşte hayır zaten birleşti. Hayırın tüm dinamikleri toplumsal eylemliliğin içinde tekrar yan yana geldi. Adalet yürüyüşü bitmez. Hükümet adaletsizliği meşrulaştırmış durumda. Bu adaletsizlikler bitene kadar adalet yürüyüşü sürmeli. Bu aynı zamanda Türkiye’nin geleceğine dönük bir yürüyüş. Eşitlik, kardeşlik, özgürlük, adalet, dayanışma temelinde Türkiye’yi yeniden kurma mücadelesidir” dedi. HTKP Genel Başkanı Erkan Baş ise “Bize göre AKP’nin Türkiye’ye getirdiği karanlık ve bu karanlığa karşı duran herkes yan yana geliyor. Adalet ise bu iktidarın kirli yüzünün en kolay görülebildiği alanlardan biri” dedi. DP Genel Başkanı Gültekin Uysal ise “Türkiye’de adalet ve demokrasi, milli güvenlik şemsiyemizdir. Bunu zedelememek gerekir. Demokratik muhalefetin oksijeni tükenmek üzeredir” dedi.
'Yürüyüş umutlu bitecek'
Yürüyüşün dünkü kısmına katılan sanatçı Rutkay Aziz, “Bu yürüyüş sadece adalet yürüyüşü olmanın ötesinde Türkiye’nin geleceğine yarınlarına tarihi bir adım olarak nitelendiriyorum, bu yürüyüş tarihi anları yazıyor. Bunu küçümseyenleri, alaya alanları şu veya bu şekilde yaklaşanları da şiddetle lanetliyorum. Bu yürüyüşe katılmadılarsa duygu ve düşünce olarak bunun acısını çok çekeceklerdir, bunu da düşünmelerini isterim. Bu yürüyüşe illaki buraya gelip katılmaları değil, en azından duygu olarak kucaklamaları gerektiğine inanıyorum. Sayın Genel Başkan’a büyük bir sevgi ve saygı duyuyorum. Buraya ona sağlık ve güç dilemek için geldim. Onu yürekten kucaklayacağım, hem onu hem de tüm yürüyen insanlarımızı. Sonuçta bu yürüyüşün umutla biteceğine inanıyorum. Cumhuriyet Gazetesi’ndeki arkadaşlarımı da burada anmak istiyorum, onların da kulakları çınlasın. Onların da en kısa zamanda özgürlüklerine kavuşmalarını diliyorum. Bu yürüyüş onlar için oluyor, Enis için oluyor... Hem de ülkemdeki insan hakları, barış ve demokrasi için bu yürüyüş. Sonucunda umutlu biteceği inancını yürekten taşıyorum” diye konuştu.