Erdoğan'dan 'Saray'a giden CHP'li' iddiasına tekerlemeli benzetme
Erdoğan, gazetecilere seslenerek "Türkiye'nin 2. büyük partisinin gündemine bakıyoruz. Şizofrenik vakalar parlamentoda da var. Bu şizofrenik vakalardan parlamentomuzu temizlememiz lazım. Burada da en önemli iş basın mensuplarına düşüyor. Köşelerinizde bunları yazmanız lazım" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Katar emire ile ikili görüşmelerimizin ardından askerlerimizle biraraya geldik. Çok sayıda görüşmemiz oldu.
Seçimden seçime çalışan bir parti değiliz. Milletimiz yaptığımız hizmetlerle, duruşumuzla bizi kendisinden bir parça gördüğü için hep yanımızdadır. Bu anlayışımızla halka tepeden bakanların devrini sona erdirmiştir. Yönetim sistemini değiştirirek bunu kalıcı hale getirdik.
Kuruluşundan bugüne AK Parti kademelerinde görev yapmış her bir arkadaşımızın başamızın üzerinde yeri vardır.
Dava bilincine sahip bir teşkilat yapısıyla yolumuza devam edeceğiz. Partimizde sadece görev değişikliği olur. Her AK Parti'li davamızın tabi neferidir. Bundan daha büyük bir ünvan yoktur. Gerisi gayret işidir.
Türkiye'nin 2. büyük partisinin gündemine bakıyoruz. Şizofrenik vakalar parlamentoda da var. Bu şizofrenik vakalardan parlamentomuzu temizlememiz lazım. Burda da en önemli iş basın mensuplarına düşüyor. Köşelerinde bunları yazmanız lazım. Şimdi beklerim ki bu hakareti yapan zat "ben dokunulmazlığımdan vazgeçiyorum." Yüreğin varsa "benim dokunulmazlık hakkımı kaldırın hukukta bu mücadeleyi verelim" desin.
Saray'a giden CHP'li açıklaması
Güya bir CHP'li gizlice bizimle görüşmüş. Külliye milletin evidir. Herkes gibi CHP'lilerin de buraya gelme hakkı vardır. Çeşitli vesilelerle CHP'liler de gelmiştir. Mesala 15 Temmuz'un ardından Bay Kemal de gelmiştir. Mesela Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde Muharrem İnce, Külliye'ye değil ama partimize gelmiştir. Genel merkezimizde Sayın İnce ile bir görüşme yaptık. Mesala İBB Başkanı Sayın İmamoğlu da geldi onu da kabul ettik. Seçim sonrası tüm belediye başkanlarını da külliye de kabul ettik. Başka vesile ile gelenler arasında CHP'liler vardı.
Londra'da tedavi gördüğü anlaşılan ve kariyeri yeni nesile örnek gösterilemeyecek bir gazeteci var. Bu gazeteciye göre 9 Kasım'da bir CHP'li, plakası değiştirilmiş bir araçla Külliye'ye gelip bizimle görüşmüş ve farklı bir plakayla da çıkıp gitmiş. Bu görüşmede biz de "Senin CHP Genel Başkanı olman gerekir" demişiz.
Sayın Kılıçdaroğlu'ndan daha ideal bir genel başkan olmaz.
Erdoğan'dan tekerleme
Bu gazeteci bugünkü yazısında özür dilemiş. Bizden de özür dilemiş teşekkür ediyoruz. Ancak "Doğrudur" diyen genel başkanı ne yapacağız. Meselenin dallanıp budaklanması üzerine Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum diyerek iddiayı yalanladım. Kendisi çıkıp "Hata ettim, özür dilerim" diyemiyor. Zaten bu zatın klasik tavrıdır. Akıl ve izan dışı her iddiayı ortaya atar, sonra "İzah et" deyip kenara çekilir. Cevap verilir, iddialar belgeleriyle çürütülür. Bu zat konuşmaya devam eder.
Gazeteci 'Haber kaynağım CHP'li' diyor, CHP'liler 'Bizden sızmadı' diyor. İnce 'Bu iş CHP Genel Merkezi'nden çıktı' diyor. Sonra bir yat mevzusu ortaya çıktı. Şimdi herkes diyor ki 'O yatta ben yoktum.'
Bir tekerleme vardır. Komşu oğlun geldi mi? Geldi. Ne getirdi ? İncik Boncuk. Kime kime? Sana bana. Başka kime? Kara kediye. Kara kedi nerede? Ağaca çıktı. Ağaç nerede? Balta kesti. Balta nerede? Suya düştü. Su nerede? İnek içti. İnek nerede? Dağa kaçtı. Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu. "
"Türk Lirasına dönelim"
Bırakın doları paramıza dönelim, Türk Lirasına dönelim.
Ekonomideki toparlanma süreci tüm hızıyla sürüyor. Ama yalanlama bunlarda bol, toparlanırken battık bittik diyorlar. Borsa 106 bin puanın üstüne çıktı, 18 ayın zirvesini gördü. Bakın ben bununla tatmin olmuyorum ha. Şuanda 106 bin. OECD Türkiye'nin bu yıl için büyüme tahminini artı yüzde 0,3'e, 2021 beklentisini de yüzde 3'e, yukarı doğru revize etmiş durumdadır.
"Son dönemde bölgemizdeki kimi ülkelerde ülkemiz menşeili ürünlere karşı sinsi bir politika yürütüldüğünü görüyoruz. İlk etapta 500 noktada tarım Kredi Kooperatifi olarak kendi satış mağazalarını açacak. Bu sayı giderek artacak."
"Son 5-6 yıldır batılı ülkeler ülkemize karşı inkarı mümkün olmayan bir savunma sanayi ambargosu uyguluyor. Bırakınız yeni anlaşmaları önceden alınmış lisansların iptaline kadar işi vardırdılar. Özellikle Suriye'deki son harekâtlarımızla bu uygulamalar daha da sertleşti. Hamdolsun savunma sanayimiz bu kuşatmaları engelleyebilecek seviyeye ulaşmıştır. Son gelişmelerle beraber ortaya çıkan eksikliklerimizi de tamamlıyoruz