Erdoğan Trump ile ne konuştuğunu açıkladı
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hollanda'nın Lahey kentinde düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nin ikinci ve son gününde basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Lahey zirvemizin öne çıkan sonucu, kamuoyunca da yakından takip edildiği üzere, müttefiklerin savunma harcamalarını artırmasıydı. Konsey oturumunda savunma harcamalarımızı 10 yıllık bir sürede gayrisafi yurt içi hasılalarımızın yüzde 5'i düzeyine çıkarmayı kararlaştırdık. Mevcut krizlerin derinleştiği ve her geçen gün ilave krizlerin ortaya çıktığı bir iklimde alınan bu karar NATO açısından bir zaruret teşkil ediyor.
UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI
Ukrayna'da 3 yılı aşkın süredir devam eden savaşın hem bölgesel hem küresel etkileri oldu. Can kayıpları ve yıkım her iki tarafta da giderek artıyor. Türkiye olarak biz savaşın adil ve sürdürülebilir bir barışla sonlandırılması için yoğun çabalarımızı sürdürüyoruz. 2022 Mart ayında İstanbul'da ev sahipliği yaptığımız ancak yarım kalan görüşmelerden, Karadeniz tahıl girişimi, savaş esirleri takası gibi somut neticeler almıştık. Diplomasiye olan inancımız, tarafların bize duydukları güvenle birleşince İstanbul'da bir kez daha arabuluculuğa başladık. Ev sahipliğimizdeki görüşmelerde ilave esir ve cenaze takasları hususunda önemli ilerleme sağlandı. Ayrıca olası bir ateşkese dair açık bir görüş alışverişinde bulunuldu. Ateşkes ve kalıcı barış için bir fırsat penceresinin aralandığı kanaatindeyim. Bunun heba edilmemesi gerekiyor. Hedefimiz, taraflar arasında ilave somut adımlar atılmasına destek olmak suretiyle kalıcı barışa giden sürecin taşlarını döşemektir. Müttefiklerimizin de desteğiyle savaşın en kısa sürede neticelendirilmesi umudumu koruyorum. Hep söylediğim gibi, adil bir barışın kaybedeni olmaz.
İSRAİL'İN FİLİSTİN SALDIRILARI
Değerli basın mensupları, Orta Doğu'daki tehditlerin ve krizlerin her geçen gün daha ciddi bir hal aldığını görüyoruz. Gazze'de Filistin halkına yönelik olarak 2 yıla yaklaşan mezalime bir kez daha dikkat çekiyorum. Bakınız, şimdiye kadar İsrail saldırılarında çoğu çocuk ve kadın 56 bin Gazzeli hayatını kaybetti. Yine çoğu çocuk ve kadın 129 bin Gazzeli yaralandı. Gazze'nin yüzde 80'i yıkıldı. Sağlık altyapısının yüzde 95'i tahrip oldu. Kiliseler, camiler, okullar, hastaneler bombalandı. 2 milyonu aşkın Gazzeli kardeşimiz yıkıntıların arasında, tepelerine sürekli bombalar yağarken çok zor şartlar altında hayatta kalma mücadelesi veriyor. İsrail hükümeti, en temel ihtiyaç maddelerinin dahi Gazze'ye girişine engel çıkartıyor. İsrail'in engellemeleri ve saldırıları sebebiyle Gazze'deki insani trajedi, insani felakete dönüşmüş durumda. Vicdan sahibi hiçbir insan böyle bir vahşete sessiz kalamaz. Bebekler uyurken susulur, bebekler öldürülürken susulmaz. Buradan insan hayatına değer veren herkesi zulme karşı seslerini yükseltmeye çağırıyorum. Ancak uluslararası toplumun, bilhassa ilgili kurumların İsrail'i durdurmakta yetersiz kaldığını müşahede ediyoruz. Hiçbir kural tanımayan, uluslararası hukuku açıkça ihlal eden İsrail, ihlallerine her geçen gün yenilerini ekliyor. Bir defa şunun iyi anlaşılması şart. İsrail bölgeyi istikrarsız hale getirerek kendi halkının güvenliğini sağlayamaz. Bölgedeki tüm ülkeler gibi İsrail'in de güvenliği komşularının istikrarından, huzurundan ve refahından geçmektedir. Yaşananlar, 1967 sınırları temelinde coğrafi bütünlüğü haiz iki devletli çözümün kaçınılmaz olduğunu bir kez daha bizlere hatırlatmaktadır. Türkiye olarak amacımız, tüm halkların, tüm inançların yan yana, barış içinde yaşadığı bir sulh ikliminin tesisidir. Biz bin yıldır aynı topraklarda yaşıyoruz. İnşallah ebediyen de orada yaşamaya devam edeceğiz. Dolayısıyla tüm bölgenin selameti için, acı da olsa, rahatsız edici de olsa, hakikatleri cesaretle söylemeyi sürdüreceğiz.
"KOMŞUMUZ İRAN'LA SORUNLARIN KALICI ÇÖZÜMÜ DİPLOMASİ İLE MÜMKÜNDÜR"
Değerli arkadaşlar, İsrail ile komşumuz İran arasındaki en son askeri tırmanma, bölgemizi çok ciddi risklerle karşı karşıya bıraktı. Krizin ilk anından itibaren malumunuz, yoğun bir diplomasi trafiği yürüttük. Bölgedeki liderlerle telefon görüşmelerimiz oldu. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları İstanbul'da toplandı. Burada da gerilime dair önemli mesajlar verildi. Evvelce de ifade ettiğim hususu bugün tekrarlamakta fayda görüyorum: Komşumuz İran'la sorunların kalıcı çözümü diplomasi ve müzakere ile mümkündür. Bölgemiz savaşla, yıkımla, saldırganlıkla, tehditle hiçbir yere ulaşılamayacağının örnekleriyle doludur.
"DEĞERLİ DOSTUM TRUMP'IN ÇAĞRISINA UYMALARINI BEKLİYORUZ"
Amerika Başkanı Sayın Trump'ın gayretleriyle sağlanan ateşkese memnuniyetle karşılıyoruz. Değerli dostum Trump'ın çağrısına tarafların koşulsuz uymalarını bekliyoruz. Fiili ateşkes ilanının en kısa sürede kalıcı sükunete tahvil edilmesini ümit ediyoruz. Orta Doğu'da barışın temini için müttefikler dahil herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyorum. Biz bu konuda üzerimize düşeni yapmayı sürdüreceğiz.
"SAYIN TRUMP İLE GÖRÜŞMEDE S-400'Ü KONUŞMADIK"
Gerek İngiltere gerek Almanya ile görüşmelerimizi yaptık, yapıyoruz. Bu konuda olumlu gelişmeler var. Sayın Trump ile görüşmede S-400'ü konuşmadık, o bitmiş bir iş. F-35 konusunu görüştük. F-35 konusunda 1 milyar 300-400 milyon dolar ödeme yaptık ve F-35'leri alma noktasında Sayın Trump'ın da iyi niyetli olduğunu gördük. F-16'larımızın bakım onarımı ve F-35'lerin alımıyla ilgili çalışmalarımızı sorumlu arkadaşlarımız devam ettiriyorlar."