İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütlerine 10 binlerce TIR silah, araç, gereç ücretsiz olarak verilmektedir ve şu anda biz onlarla mücadele veriyoruz

BM ile diğer uluslararası ve bölgesel örgütlere 15 Mart'ın İslamofobiye Karşı Uluslararası Dayanışma Günü olarak kabul edilmesi çağrısında bulunduk. Bu çağrımızın hayata geçmesi için ülkelerinizin desteğini bekliyoruz.

Tüm çabalarımıza rağmen terör ve yükselen aşırı akımlarla mücadeledeki çifte standartlı yaklaşımın devam ettiğini görüyoruz

Haksız muamele, ön yargılı yaklaşımlar, basmakalıp genellemeler, ayrımcılık, hoşgörüsüzlük ve nefret söylemlerinin küresel düzeyde en büyük mağduru Müslümanlardır.

Yakında Suriye'nin sınırlarımız boyunca uzanan diğer bölgelerini de teröristlerden temizleyerek 4 milyona yakın sığınmacının evlerine dönebilmelerine imkan sağlayacağız.

Bu tür eylemler bireysel görülerek veyahut da bunlar terörist değil, sıradan örgütler denilerek geçiştirilemez. Aksi takdirde yakın bir gelecekte dünyamız hiç kimsenin güvende olmadığı, huzurlu yaşayamadığı bir yer haline dönüşmeye mahkumdur.

Tüm ülkeleri Filistin ve Kudüs konusunda daha duyarlı davranmaya ve etkin tavırlar ortaya koymaya davet ediyoruz.

Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'de istikrar ancak Türkiye'nin ve KKTC'nin hak ve çıkarlarının gözetilmesiyle mümkündür.

İsrail yönetimi, Gazze'de işlediği cinayetlerin gündeme gelmemesi için medya kuruluşlarımızın da arasında bulunduğu basın yayın organlarını bombalamaktan çekinmiyor.

Biz NATO üyesiyiz. Öyleyse diğer NATO üyelerinin bize yanlış yapmalarını bizim kabullenmemiz mümkün değil. Hem NATO üyesi olacaksın, NATO'da stratejik ortak olacaksın, ondan sonra size yaptırım konuşulacak. Bu anlaşılabilir bir şey değil.

AB üyeliği bizim için başından beri stratejik bir dış politika hedefi oldu, olmayı da sürdürmekte ama AB hala bize çalım atıyor.

Bizim tek istediğimiz dostumuz olduğunu söyleyenlerin dostluğunu, müttefikimiz olduğunu ifade edenlerin müttefikliğini görmektir.