Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Emekli amirallerin bildirisine ilişkin konuşan Erdoğan, “Bildiri buram buram darbe kokuyor” ifadelerini kullandı.

Kanal İstanbul'a ilişkin "İsteseniz de istemeseniz de yapacağız" ifadesini kullanarak,  "Yaz aylarında temelini atıyoruz." dedi. 

Erdoğan'ın satırbaşları şöyle oldu:

Cumhur İttifakı ve AK Parti olarak ülkeye verdiğimiz hizmetleri inşallah yeni ekibimizle güçlü bir şekilde devam ettireceğiz.  Yeni anayasa hazırlıkları sürecinde de ilerleyen dönemde Meclis'e ve grubumuza önemli görevler düşecektir. Kongremizde temel çerçevesini ortaya koyduğumuz 2023'e kadarki yol haritamızın hayata geçirilmesini sizlerle birlikte sağlayacağız. 

Türkiye'nin 19 yıl önceki halini yaşı 35-40'ın altındaki vatandaşlarımız pek hatırlamaz. Eski Türkiye ile bugünkü Türkiye'nin halini her fırsatta milletimizle paylaşmamız gerekiyor. AK Parti iktidara geldiğinde CHP Genel Başkanı herhalde 50'li yaşların başındaydı. Elini vicdanını koyarak söylemesini istiyoruz. Gittiği yollar aynı yollar mı? Bir günden bir güne bu zathın ağzından, "Memlekette şöyle iyi bir şeyde yapıldı" sözünü duymadık. Tam tersi, yarısı yalan yarısı yanlış bir sürü iddia ortaya atıyorlar.

Kendisi İzmir Milletvekili. İzmir'e bir bak. İzmir'e neler yaptı bu iktidar. Başka İstanbul, Ankara olmak üzere buralara ne gibi yatırım yapıldı bir bak. CHP'nin geçmişinden itibaren İzmir'e yapılmış bir şey var mı ya?

Emekli amirallerin bildirisi

Öyle ki bir grup emekli amiralin buram buram darbe iması kokan açıklamalarını ekonomi ile ilgilendirerek gündem saptırmak olarak aklamaya çalışacak kadar şirazesinden koptuk. Bunlar darbecinin emeklisi, muvazzafı olmayacağını bilmeyecek kadar cahil. Bizi herkesi terörist, darbeci itham etmekle suçluyorlar. Tabi kendileri teröristlerle al takke ver külah ilişkisinde oldukları için rahatsız oluyorlar. Çünkü bakıyorlar Gaba, Cudi çökertildi. Bütün bunları gördükçe rahatsız oluyorlar.

Darbeciye darbeci dememizden de huzursuzluk duyuyorlar. Ekonomi ile ilişkilendirerek kendi akıllarınca bir taşla iki kuş vurmayı hesaplıyorlar. Ekonomi üzerinden milletimizin özellikle gençlerimizin umudunu kırarak ülkemizi kaos iklimine yönlendirmeye çalışıyorlar. Türkiye daha 15 Temmuz'un acılarını saramamışken  bir grup emekli askerin aslı astarı olmayan meseleler üzerinden milli iradeyi, ülkenin seçilmiş yönetimini tehdit etmesini küçümseye darbecinin ta kendisidir. Çok açık net söylüyorum. Şu anda bu emekli amirallerin merkezinde CHP'nin kendisi vardır. Bu 104'ün içerisinde şu anda CHP üyesi olanlar vardır. İncelemeler devam ediyor. 

15 Temmuz'da Bay Kemal tankların arasından sıvışıp milletin sokakta verdiği mücadeleyi rahat koltuklarında kahve içerek televizyonda seyretmiş olabilirsiniz. Bu senin korkaklığındır ama bundan sonra yemezler. Bundan sonra hesabını çok ağır vereceksiniz. Siz kaçacaksınız biz kovalayacağız. Darbe heveslilerini bu derece savunmanıza asla millet müsaade etmez. Mesele korkaklık, yüreksizlik değilmiş. Akıl ve izan sahibi doğrudan kendi varlığını hedef alan girişim karşısında böyle bir tavır içine giremez. Bu habis zihniyeti en az teröristler ve darbeciler kadar tehlikeli görüyoruz. 

Sağlık Bakanı Koca'yı korudu

Kılıçdaroğlu dün hızını alamayıp salgınla mücadelede en önemli referans kaynağımız olan Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu'na saldırmaya kadar vardırdı. Biz salgınla mücadeleyi siyaset üstü, milli bir mesele olarak görüyoruz. Bilim Kurulu üyelerimize kadar bugüne kadar verdikleri hizmet içinde ben şahsım, ailem, grubum ve milletim adına kendilerine teşekkür ediyorum. Bilim Kurulu başta olmak üzere sağlıkta ölen nice kardeşlerimiz arkadaşlarımız oldu. Kılıçdaroğlu'nun bir dakikalık şov için bilimi ayaklar altına almasının taktirini sağlık çalışanlarına ve milletimize bırakıyorum. Tabii Sağlık Bakanımıza da bindiriyor. Atılacak tırnağı olsan ne ala, değilsin. Sizin örnek gösterilecek bir eseriniz, iftihar edilecek bir hizmetiniz, dikili bir ağacınız bile yok. Siyasi hayatınızın tamamı bizim projelerimizi engellemeye çalışmakla geçti. Dün engellemek için çırpındıkları eserleri ve hizmetleri sanki kendi projeleriymiş gibi sahipleniyorlar. İstanbul'da ne yaptıysak sahipleniyorlar. 

Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı

En tehlikeli yalan içinde doğruların karıştırıldığı yalandır. CHP Genel Başkanı da doğruluğunu yanlışlığını bilmediğimiz küçük ve istisnai örnekler ile yıkılmış bir Türkiye fotoğrafı çizmeye çalışıyor. Bunlar Türkiye iflas etse kalkıp göbek atacak hale gelmişlerdir. Bunlar insanlar hastanede gidemedikleri için sokakta kıvranıp ölse, iş bulamadıkları için sokakta yatıp kalkmaya başlasın, "Yaşasın bize iktidar yolu açılıyor" diye birbirlerini tebrik edecek hale gelmiştir. Ecevit döneminde o daktilolar neden atıldı acaba? Bunun muhasebesini yap. Sana yakışır.  Türkiye böyle bir siyaset anlayışını, böyle bir muhalefet tarzını hak etmiyor. Bu ülkede tenceresini kaynatmakta zorlanan her vatandaşımızın derdine bugün de yarın da biz derman olacağız. Bu ülkede iş bulmak için zorlanan her gencimizin sıkıntısına bugün de yarın da biz çözüm bulacağız. 

"Pek çok gelişmekte olan ülkeyi geride bıraktık" dedi

Yalanın en etkili panzehri hakikat. İftiranın en etkili panzehridir hukuktur. Bugün geldiğimiz noktada ise en kısa sürede çözmek niyetinde olduğumuz sorunlara rağmen bambaşka bir tablo var. Türkiye ekonomisi şoklara karşı önemli ölçüde dayanıklılık kazanmıştır, güç kazanmıştır. Küresel çapta meydana gelen krizleri daha az hasarla atlatma kabiliyetine kavuşmuştur. Yenilik yapma kabiliyetimizle pek çok gelişmekte olan ülkeyi geride bıraktık. 

Milli gelirimizi döviz kurunda ekonomik temelli olmayan dalgalanmalara rağmen 238 milyar dolardan 3 katlık bir artışla 717 milyar dolara yükselttik. Son dönemde bir miktar artan enflasyonu tekrar tek haneye indirmekte kararlıyız. Bu konuda kararlıyız. İhracatımız 2002'deki 36 milyar dolar seviyesinden 170 milyar dolar seviyesine çıkmıştır. Mart ayı ihracat rakamlarında tüm zamanların rekorunu kırdığımız bir dönem oldu. Salgından sonra eskisinden çok daha güçlü bir turizm gelirine sahip olacağız. 

Dün Kılıçdaroğlu kürsüde bir rakam vererek esnaf ve sanatkarları bize karşı kışkırtmaya çalıştı. Geçtiğimiz yıl 99 bin 588 esnafımızın işini terk ettiğini söyledi. Aynı dönemde 365 bin 533 esnaf tescil yaptırmış yani işe başlama bildiriminde bulunmuştur. Ben şu anda Ticaret Bakanlığı'nın resmi rakamları üzerinden bunları veriyorum. Şayet bu zat her iki rakamı telaffuz etmiş olsa saygı duyardık. Tek rakamı söyleyince kendisini yalancı ve provokatör ilan etmekten başka çaremiz kalmıyor.

Sanayiciden esnafa, iş adamından işçiye, öğrenciden emekliye kadar somut politikalarımızı içeren reform paketlerimizi açıkladığımız takvime uygun şekilde hayata geçireceğiz.  2002'de yönetimi devraldığımızda milletimizi Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik üzerinde kalkındıracağımıza söz vermiştik. Hamdolsun bu yıl başlıklarla birlikte her alanda ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak icraatlar gerçekleştirdik.

Eğitime ayrılan bütçeyi 20 kattan fazla arttırarak, yüksek öğretim ile birlikte 212 milyar liraya yükselttik. Üniversite harçlarını kaldırdık. Almanya'dan falan çok öndeyiz. 1.5 milyon olan üniversite öğrenci sayımız da 8 milyonun üzerine çıktı. Engelli maaşlarını 24 liradan 914 liraya çıkardık.  

Geçenlerde muhtarlarla ilgili abuk sabuk şeyler söylüyor. yapacağından değil de kendilerine özel kalem atayacakmış. Biz muhtar maaşlarını 97 liradan aldık 2445 liraya çıkarttık. Niye aldatıyorsun milleti. Bu süreçlerden geçtiniz.  Bugün yaptıkları muhtar edebiyatının ne kadar sahte olduğunu size söylemeye bile gerek duymuyorum.  Kendisinin yakasına rozet taktığı adam güneyde diyor. Bırak sen güneyi.

Buradan Genelkurmay Başkanı'ndan erine kadar kahraman ordumuzun tüm mensuplarına şükranlarımı gönderiyorum. Mavi Vatan'ı koruyan denizcilerimizi selamlıyorum. Darbecilerden temizlenen Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yanındayız. Tabii bu emekli amiraller falan bu işin dışında. Bu emekli amiraller talimatı kendi başkomutanları Kılıçdaroğlu'ndan alıyor. Rabbime, bana böyle bir ordunun 'başkomutanı' sıfatını bahşettiği için binlerce kez hamdüsenalar ediyorum.

Dağlık Karabağ işgalini sona erdirme mücadelesinde kardeşlerimizin yanında olduk. SİHA'larımızdan roketlerimize kadar gıpta ile takip edilen ürünlere sahibiz. Yabancı ziyaretçi sayısı 2019 yılında 52 milyon sınırına, turizm gelirimiz 34,5 milyar dolara dayandı. 

Sadece bu yıl çiftçimize 24 milyar liralık destek vereceğiz. Türk sanayinin böyle zorlu bir dönemde ortaya koyduğu performans yabancı yatırımcının da ilgisini cezbediyor. Xiaomi ve Oppo'nun akıllı dönem yatırımları işte bu dönemde gerçekleşti. Dünyada ilk olan Getir'in 2.6 milyar dolarlık değerlemeye ulaşması da girişimcilerimizin iftihar tablosuna örnektir. 2002'de bütçesi 5.5 milyar olan 62 proje yürütülürken bu sayı bugün 750 projeyi geride bıraktı. Taksim meydanında muhteşem camiyi de Ramazan'ın son cumasında Müslümanların hizmetine alacağız. Kadir gecesinde de Zonguldak'ta sahilde Uzun Mehmet Camisi'ni de hizmete alacağız.

Kanal İstanbul

Ülkemizin en büyük ve stratejik altyapı projesi olan Kanal İstanbul ile ilgili hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. Kanalın iki yakasına 500 bin nüfuslu şehir kurulacak. Kanal İstanbul bölge için yeni bir nefes borusu olacaktır. İsteseniz de istemesiniz de biz Kanal İstanbul'u yapacağız. Yaz aylarında temelini atıyoruz. Şimdiden ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.