Erdoğan ABD'li şirketlerle görüştü: 650 milyar dolarlık iki fon Türkiye'den çekilme kararı aldı
CalPERS ve CalSTRS'ın çekilme kararı oylamasında Cumhuriyetçi ve Demokratlar, fire vermeden Türkiye’den iki fonun da çıkması gerektiğini kabul etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD merkezli şirketlerin üst düzey yöneticilerinin iştirakiyle görüştü. Erdoğan, ABD’li şirketlerin yöneticileriyle gerçekleştirdiği videokonferansın açılışında “Başkan Biden’ın 1915 olayları hakkında yaptığı açıklama ilişkilerimize ilave yük getirse de Biden ile NATO zirvesinde gerçekleştireceğimiz görüşmenin yeni dönemin habercisi olacağına inanıyorum” dedi. Bu görüşmeler yapılırken 650 milyar dolarlık iki ABD’li fon Türkiye'den çekilme kararı aldı.
Dünya gazetesinden Kerim Ülker’in, “650 milyar dolarlık iki ABD’li fon Türkiye’den çekiliyor” başlıklı yazısında, Türkiye’den çekilme kararı alan ABD’li şirketin çekilme kararını neden aldığını anlatıldı.
Kerim Ülker yazısında yaşananları, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün ABD’nin 20 önemli şirketinin yöneticileri ile internet üzerinden bir toplantı düzenledi. Cargill’den Honeywell’e, Pepsico’dan GE’ye dünyanın önemli şirketlerinin yöneticilerine Erdoğan, Türkiye’deki ekonomik ve sosyal gelişmelerden bahsetti. Ankara-Washington arasında ipleri kopma noktasına getiren 1915 olaylarının soykırım olarak kabul edilmesi de görüşmedeki maddelerden biriydi. Neredeyse tamamı Türkiye’de yatırımı ve ticareti olan şirketler ile görüşmelerin yapıldığı saatlerde ABD’de gözden kaçan önemli bir karar alındı. ABD’nin en önemli iki kamu fonu için alınan karar, iki ülkenin siyasi anlamda uzaklaştığının da resmiydi'' diye anlattı.
Uzun yıllardır Türkiye’de bulunan Kaliforniya Kamu Çalışanları Emeklilik Sistemi (CalPERS) ve Kaliforniya Devlet Öğretmenleri Emekli Sistemi (CalSTRS) adlı bu fonlar ABD’nin en önemli kamu fonları olduğunu belirten Ülker, ''CalPERS, 395 milyar dolarlık bir varlığı yönetiyor. CalSTRS’in yönettiği varlıkların büyüklüğü ise 254 milyar dolar. Yani iki fonun toplam büyüklüğü 650 milyar dolar civarında. Neredeyse Türkiye’nin ekonomisi kadar. İşte bu fonlar, Türkiye’de önemli şirketlere yatırımları bulunuyordu. Sadece CalPERS’in Türkiye’deki varlıklarının büyüklüğü 200 milyon dolara yakın. Ermeni diasporası tarafından sürekli bu fonlara yönelik kampanya başlatılmış, Türkiye’deki operasyonlarını geri çekmesi konusunda baskı oluşturulmuştu'' dedi.
Karar 36’ya sıfır alındı
Kaliforniya Eyalet Senatosu'nun dün son adım atarak kararı onayladığını söyleyen Ülker, ''40 senatörün görev yaptığı Kaliforniya Eyalet Senatosu’da, iki fonun Türkiye’deki varlıklarını geri çekmesi yönündeki karar alındı. Oylamaya katılan 36 senatörün tamamı bu kararı onaylarken, Türkiye lehine ne yazık ki bir oy bile çıkmadı. Yani özetle Cumhuriyetçi ve Demokratlar, fire vermeden Türkiye’den iki fonun da çıkması gerektiğini kabul etti'' diye belirtti.
Öte yandan gazeteci-yazar Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün 20 ABD'li şirketin yöneticileriyle yaptığı görüşmenin detaylarını yazdı. Yetkin yazısında, "Amerikan şirketlerinin ne Türkiye’deki insan hakları ve demokratikleşme alanındaki gerileme umurunda, ne uluslararası hukuk normları. Tek umurlarında olan şey daha düşük maliyetler ve daha fazla kâr; işçi ücretlerinin düşüklüğü ve sendikalara yönelik grev yasakları buna dâhil. Erdoğan da zaten konuya buradan girmiş. Kovid salgının Çin başta olmak üzere pasifik bölgesiyle tedarik zincirlerini kırdığına işaret ediyor ve coğrafi konumuyla Türkiye’nin bir 'üretim ve teknoloji üssü' olmasını öneriyor. Ticari bakımından, yatırım getirmek isteyen şirketlerin önündeki zorlukların aşılması için Cumhurbaşkanı düzeyinde garanti veriyor, adeta 'O iş bende' diyor" ifadesini kullandı.
"Biden ile olabildiğince uzlaşma yanlısı olacağım"
Yetkin, Erdoğan'ın şirketlere uzlaşı sinyali verdiğini belirterek, "Siyasi bakımdansa, az önce değindiğimiz gibi, her şeye rağmen Biden ile uzlaşmak istediğini söylüyor.Burada Erdoğan’ın Amerikan şirketlerine “Siz yatırım getirin, ben kolaylık sağlarım, Biden ile olabildiğince uzlaşma yanlısı olacağım” dediğini söyledi.