Ekrem İmamoğlu: Altılı Masa'dan bir eksilmemeli

Ekrem İmamoğlu: Altılı Masa'dan bir eksilmemeli
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu "Yeni Bir Sabah" programında 6'lı Masa toplantısında Akşener'in kendi ismini masaya getirmesiyle ilgili soruları yanıtladı. İmamoğlu, "Bu masa ayrılık masası değil, parçalanma masası değil. Altılı Masa'dan bir eksilmemeli, iki eksilmemeli. Burada biri kaygı duyuyorsa onu gidereceğiz" dedi.

İBB'ye bağlı Afet Koordinasyon Merkezi'nde (AKOM) yapılan yayında İmamoğlu, "Deprem oldu saat 5:00'da buradaki koltuğumdaydım. Bütün arkadaşlarımla birlikte hızlıca mesaimize başladık. AFAD'ın eşleştirmesi ve önderliği ile bölgeye arama kurtarma ekiplerimizi yönlendirmeye başladık. Şunun altını çizelim; ilk 48 saatte neler yaptık? AFAD, Türkiye'nin en çatı kurumu kimse AFAD'ı reddedemez. Bugün eğer toplumun büyük bir kesiminde bir sıkıntı var ve bu konuda bir eleştiri varsa ciddi ciddi masaya yatırılmalı ve hesabı sorularak önlemler alınmalı" dedi.

'İLK 48 SAATTE NE KADAR ULAŞABİLDİK?'

Depremin ilk 48 saatinde çalışmalarda yetersiz kalındığını ifade eden İmamoğlu, "Biz depremin ikinci günü Sayın Genel Başkanımız ve üç büyükşehir belediye başkanımızla hemen bölgeye gittik. Ne yazık ki acı, feryat çok yoğun bir şekildeydi. Biz dördüncü gün dahil bölgede dolaştık, sokakta insanlarımızın yardımına koşan kurumlar konusunda AFAD'ın koordinasyonunda çok ciddi sıkıntılar yaşandı. Depremin yedinci gününde de oradaydık ve çoğu şey düzelmemişti. Arama kurtarmada ilk 48 saat çok önemlidir denir ya, ne kadar ulaşabildik?" diye konuştu.

'AFAD'A GİTTİK, 1 SAAT MUHATAP ARADIK'

Depremin sekizinci günü AFAD'a gittiğini belirten İmamoğlu, "Arkadaşlarım bana 'gelmeyin' demesine rağmen gittim. O gün itibarıyla Hatay'da yaklaşık 4 bine yakın personeli 750'ye yakın iş makinesi olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı diyor ki 'AFAD'a geleyim konuşalım', dediler ki 'Gelmeyin muhatap yok'. AFAD'a gittik, yarım saat 1 saat muhatap aradık. En son 'Bir vali var ama şu an Sağlık Bakanı ile görüşüyor' dediler, gittik kapıyı çaldık ve biraz konuştuk. İBB, o günden sonra AFAD'a dahil olabildi.

"KIZILAY'IN HALİNE ÜZÜLÜYORUM"

Kızılay'ın depremden sonra çadır ve gıda satışı ortya çıkmış ve skandal infial yaratmıştı. Skandal ile ilgili İmamoğlu, "Kızılay'ın haline üzülüyorum" dedi.

İSTANBUL'UN BARAJLARINDA SON DURUM: EN KURAK DÖNEM

İstanbul'un barajlarındaki su seviyesindeki düşüşe de dikkat çeken İmamoğlu, "Nefes nefeseyiz. Arkadaşlara 'İSKİ'nin verilerini çıkartın' dedim. 22 yıllık ortalamaya göre en kurak dönemi yaşıyoruz diyebilirim. Kuraklık sadece İstanbul'da değil. Türkiye'nin neredeyse 5'te dördü..." ifadelerini kullandı

6'LI MASANIN ADAY TOPLANTISI

Dün 6'lı Masa aday belirlemek için toplandı. Toplantıda alınan kararlar 6 Mart'ta duyurulacak. Halktv.com.tr yazarı İsmail Saymaz, Halk Tv ekranına bağlanarak "Temel Karamollaoğlu sözü toplantının başlangıcında sözü Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'a veriyor ve o da Kılıçdaroğlu'nun adaylığını gündeme getiriyor. Bunun üzerine Meral Akşener başka isimlerin de gündeme geldiğini söyleyip Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimlerini gündeme getiriyor. Kılıçdaroğlu da bunun üzerine her iki ismin de CHP'nin Büyükşehir Belediye Başkanları olduklarını ve görevlerine belediye başkanı olarak devam edeceklerini belirtiyor. Toplantıda söz alan diğer parti liderleri de Kılıçdaroğlu'nun adaylığına sıcak baktıklarını belirtiyorlar. Bunun üzerine Akşener söz alarak "Siz partilerinizden yetki aldınız ama ben almadım. Partimin yetkili kurullarğına danışmalıyım" diyor" ifadeleriyle toplantıda yaşananları aktarmıştı.

"ALTILI MASA'DAN BİR EKSİLMEMELİ"

İsmail Küçükkaya, İmamoğlu'na Altılı Masa'nın toplantısını ve Akşener'in kendi ismini masaya getirmesini de sordu. İmamoğlu, şu cevabı verdi:
"Sahadaydım, döndüm. Tabii ben eve döndüğümde toplantı bitmişti. Toplantıdan sonraki süreç başlamıştı. Olan biteni basından, sosyal medyadan okuyabildim. 11:30 gibi yattım. Konuşulnları biliyorum. Kişisel olay Genel Başkanımızdan bir telefon falan almadım. İsimlerin verildiği meselesi. Genel Başkanımızın, sayın Akşener'in durumları ile ilgili süreçleri basından takip ettim. Bütün kritik vakaların değişmesi için, düzelmesi için tek rakip var: Rejim. Bizim muhalefet olarak rejime karşı mücadele ettiğimizin farkında olmamız. Bu rejim, binalarımızın sağlamlığını tehdit ediyor, bu rejim şehirlerimizin geleceğini tehdit ediyor, bu rejim çocuklarımızı geleceğini, bu rejim yönetim anlayışımızı tehdit ediyor, özgürlüğümüzü hürriyetimizi... Az önce hapiste olan teknik bilim insanımızdan bahsettik. Tayfun Kahraman'dan bahsettik. Ya da diğer tutuklulardan bahsettik. Bütün bu kavramlar mücadelemizin rejim olduğunu unutmayalım bu bir. İkincisi; bu konu ilk defa konuşulmuyor. İmamoğlu mu meselesi bilinçli-bilinçsiz, bugünün iktidar sahasının tartışmasını çok anormal bulmuyorum. Çünkü bizi yıpratmaya çalışıyorlar. Ancak, dönem dönem bizim sahamızın insanları da ne yazık ki içinde siyasi arkadaşlarımızın da olduğu zeminlerde bu tartışmalar yaşandı, bu mesele köpürtüldü. Her yerde şunu söyledim ya arkadaş konumuz bu değil, Ekrem İmamoğlu büyükşehir belediye başkanı, 16 milyonluk bir kentin başkanı. 25 yıllık bir sürecin değişmesini sağlamış bir ortamın temsilcisi. Buna liderlik yapan İstanbul’un Belediye Başkanı. Bu mevzuya bizi malzeme etmeyin. Ben bu mevzuyu şöyle bakarım dedim. İstanbul’un Belediye Başkanı bu mevzulardan uzak duramaz, ilgilenir. Nasıl ilgilenir? İyi olması için, doğru yürümesi için ilgilenir. Ben bu misyona kendini adamış bir neferim ve bu kavramı her daim kullandım. 'Bu sürecin neferi olmaya talibim, en fazla koşan kişi olacağım' dedim.

EKREM İMAMOĞLU'NUN ADAYLIĞI DİYE BİR MESELE YOK Kİ

Ekrem İmamoğlu'nun adaylığı diye bir mesele yok ki. Her CHP'linin adayı Genel Başkanıdır. Benim de adayım Genel Başkan'dır. Tabii ki burada karar verici bir Altılı Masa vardır. Bu masanın kararı önemlidir. Bu masa ayrılık masası değil, parçalanma masası değil. Bu masada hepimiz ant içtik. Ben ne dedim, 'Ben Altılı Masa'nın en çalışkanı olacağım dedim. Altılı Masa'dan bir eksilmemeli, iki eksilmemeli. Biz daha çok insanı kucaklamalıyız. Eğri oturup doğruyu bulacağız. Burada birinin gönlü kırılıyorsa onu tamir edeceğiz. Biri kaygı duyuyorsa onu gidereceğiz.

KAÇ KİŞİ İNANIYORDU EKREM İMAMOĞLU’NUN İSTANBUL’DA SEÇİMİ KAZANACAĞINA?

Biz kolay mı kazandık İstanbul seçimini? O zamanki ölçümleri siz benden daha iyi biliyorsunuz. İlk çıkışımızda İstanbul'da 14-15 puan gerideydik. Hangi şehirde bir iktidarın en tepesindeki insan gelip 30 tane miting yaptı. Ama biz kırılganlıkları gidermeye gayret ettik. Zorlukları gidermeye gayret ettik. Siyaseten kim nereye gelecek, kim ne yapacakla zerre ilgilenmedik ama bir sorun varsa atlayıp gittim Ankara’ya. Oturdum masaya, 'Bunu düzeltin, burada uzlaşın' dedim. Her iki genel başkanla da. Yolda eften püften sebeple istifa edenleri tekrar görevine geri dönmesi için ‘amaya fakata gerek yok kardeşim, olan oldu önümüze bakalım' deyip geri döndürdük. Biz sürece ben ne olacağım diye bakmadık. Kaç kişi inanıyordu Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da seçimi kazanacağına? Ben mücadele verme biçimini iyi bilen bir insanım. Bugün bile biraraya gelmenizde mani ne? Kaygıları neden gidermiyorsunuz?

NİÇİN BİR ARAYA GELMİYORSUNUZ?

Herkes eğri otursun doğru konuşsun. Biz seçimi 31 Mart akşamı kazandık. 23 Haziran ödülü oldu. Mesele adaylık ya da seçimi kazanmak değil, asıl mesele sonrası. Sonrasına da hazır olma meselesi. Onun için de bir arada çalışmayı başarabilmekteyiz. ‘E yaptık ediyoruz', eksikler vardır. ‘E hiçbir sorunumuz yok', kaygılar vardır. Eksikler giderilecek, kaygılar giderilecek. Bir araya geleceksiniz. Bugün bile bir araya gelmenizde mani ne? Niçin bir araya gelmiyorsunuz? Kaygıları niçin gidermiyorsunuz? Eksikleri niçin gidermiyorsunuz? Gidereceksiniz.

Ben bu sayfayı (Altılı Masa'nın ortak açıklaması) dün okudum. Ondan sonra da yattım. Uzlaşma var, imzalamışlar. Son kez bir araya gelip toplanacaklar. Peki konuşulanlarla örtüşüyor mu, örtüşmüyor? O zaman gidereceksiniz. Milletin güvenini emanet ettiği, bizim kurumsal bağımızla emanetlerimizi vekaletlerimizi verdiğimiz insanlar bir araya gelecek, bu sorunu çözecek. Burada sorumluluk kimde? Tabii ki sorumluluğun sırası benim genel başkanımla başlar, sayın Meral Akşener ile devam eder. Diğerleriyle beraber bu süreç toparlanır. Çünkü; ana unsuru iki siyasi partidir. Bu iki siyasi partinin birlikte duruşu bize İstanbul kazandırmıştır. Başka siyasi unsurların da bize destekleri olmuştur, yani bu ittifakın içinde olmayan. Bu iki partinin oturup, memleketi düşünerek kaygıları giderecek. Konuşmadan uzlaşma olmaz. Üç saat birbirimize bakalım, toplantı yaptık diyelim. Olur mu böyle bir şey? Olmaz. Buradan uzlaşma çıkar mı? Kaygıları gidereceğiz. Yoksa ben kanaatlerimi söyledim zaten. Ben çok sesli düşünmeyi, çok şeffaf konuşmayı seven bir insanım. Evimde, eşimle, çocuklarımla hayatı nasıl dizayn ediyorsam, önceliklerim neyse, siyasette de siyaset masasında dün de öyle yaptım, bugün de öyle yapıyorum. Çünkü ben sürece memleket meselesi olarak bakıyorum.

Siyaset bir araç. Amaç milletimiz, devletimiz, şehirlerimizin iyi olması. Biz ne olumsuzlukları aşmışız. Önümüzde pazartesiye kaç gün var? Bugünü de sayarsak cuma, cumartesi, pazar. Demirel’in dediği gibi siyasette 24 saat çok uzundur. Bu konunun aşılması konusunda bir feraset gerekiyorsa o feraset dün güçlü bir şekilde bir araya gelen Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve çok sevgili İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’de vardır. Bu konuyu oturup çözecekler. Kaygıları giderecekler. Bir arada memleketimizin geleceğini Altılı Masa'yı namus kabul ederek hepimizi bir nefer olarak oraya tanımladığımız bu süreci tamir edecekler. Bana bir sorumluluk mu düşüyor, oturup konuşmakta bizim de gidereceğimiz, masaya bir çay getirmemiz gerekiyorsa ben de onlardan birisiysem kuş olur uçarım Ankara'ya. Sorun yok."