Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!

Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmasıyla yakılan bağımsızlık meşalesi bir daha hiç sönmedi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun!

Cumhuriyetin onuncu yıldönümünü kutlamaları, büyük halk kitlelerinin katılımıyla olağanüstü bir coşku ve heyecan içerisinde gerçekleştirildi. Bu törenlerin en önemlisi ve görkemlisi Ankara’da yapıldı.

Gazi Mustafa Kemal 29 Ekim 1933’te kutlama programı kapsamında sabah TBMM’de kordiplomatik delegeleri, elçileri kabul etmiş, ardından halkı selamlayarak kutlamaların merkezi konumundaki Hipodrom’a gitmiştir. Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’yla saat10:00’da Hipodrom’a ulaştığında burayı tıklım tıklım dolduran büyük kalabalık tarafından coşkuyla karşılanmıştır. Tören geçişini yapacak ve bir takım etkinliklerde bulunacak kıtaları selamladıktan ve teftiş ettikten sonra, Başbakan İsmet Paşa ve devlet erkânının hazır bulunduğu tribündeki yerini almıştır. İstiklal Marşı’nın ardından Gazi Mustafa Kemal hem meydanı dolduran kalabalığa hem de radyo başındaki Türk milletine dört sayfadan oluşan Onuncu Yıl Nutku’nu okumuş, dönemin basınının ifadesiyle “Büyük Gazinin Büyük Milletine Hitabesi” ortaya konulmuştur.

Yapmış olduğu konuşmanın hemen başında Gazi Mustafa Kemal; konuşması radyo aracığıyla tüm Türkiye’ye ulaştırılacağı ve bir anlamda Türk milletine hem Türk İstiklal Savaşı (1918-1923) hem de Cumhuriyetin ilk on yılına ve geleceğe ilişkin genel değerlendirmelerde bulunacağı için, Türk milletini muhatap alarak sözlerine başlamıştır. Gazi Mustafa Kemal “Türk milleti!” hitabıyla nutkuna başlamıştır.

Metin nasıl hazırlandı?

Gazi Mustafa Kemal törende “Onuncu Yıl Nutku” olarak bilinen konuşmasını yapmıştır. Gazi Mustafa Kemal burada yapacağı konuşmanın ilk halini kendi el yazısı ve kurşun kalemle yedi sayfa olarak hazırlamıştır. Hazırlamış olduğu bu ilk taslak metin bir anlamda ikinci ve üçüncü göz olarak Yusuf Hikmet Bayur ve başkaları tarafından da okunmuştur. Bunun üzerine metnin ilk hali üzerinde Gazi Mustafa Kemal tarafından bir takım ekleme ve çıkarmalar yapılmıştır.

Bu bağlamda; Gazi Mustafa Kemal konuşma taslağının ilk sayfasında “İstiklal Savaşı’na başladığımızın 15’inci yılındayız” cümlesindeki “İstiklal”in üzerini çizmiş, “Kurtuluş” yapmıştır. Bir anlamda Anadolu’daki istiklal mücadelelerinin resmî adı olarak 1926 yılında belirlenmiş olan “İstiklal Harbi (Savaşı)” kavramındaki Arapça kelimeyi dönemin milli edebiyat anlayışının etkisiyle Türkçeleştirmiştir. Daha sonra gelen “Türk milletinin bir ferdi olarak bu büyük güne kavuşmanın derin sevinç ve heyecanı içindeyim” cümlesindeki “Türk milleti”nin başına “Büyük” sıfatını eklemiştir. Devam ederek, “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin başındaki en büyük yapı, temeli…” cümlesini yazarken bir okla sayfanın başına gitmiş ve “…Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bundaki muvaffakiyeti, milletin bir ve beraber olarak azimkârane yürümesine borçluyuz” cümlesini eklemiştir.

Cümlenin 2. sayfadaki devamındaki “Fakat yaptıklarımızdan asla memnun ve mağrur olamayız” cümlesini ise “Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz” olarak düzelttikten sonra, “Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyeti karşısındayız” şeklindeki cümleyi de “mecburiyeti ve azmindeyiz” diye değiştirmiştir. “Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağımızı, milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağımızı” söyledikten sonra bir ek yapmış, çıtayı daha da yükselterek “Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracağız” şeklinde yazmıştır.

Metnin 4. sayfasında yer alan “Şimdiye kadar” ifadesinin üzerini çizerek, “on beş yıldan beri, beraber giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vaat eden çok sözlerimi işittiniz. Bahtiyarım ki bu sözlerimin hiçbirinde milletimin, senin itimatsızlığını…” diye devam edecekken “itimatsızlığını” kelimesini çizmiş ve “ …hakkındaki itimadımı sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.” şeklinde düzenlemiştir. Ardından “Bugün aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, milli ülküye sadık…” ifadesini kullanmış, ancak buradaki “sadık” sıfatını silmiş, ardından “tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti, az zamanda bütün medeni âleme büyük olduğunu ispat edecektir” cümlesini yazmıştır. Sonra da bu cümledeki “ispat edecektir”i silmiş, bunu “bir kere daha tanıtacaktır” ifadesiyle değiştirmiştir. Bu sayfanın sonunda “Ne mutlu Türküm diyene” cümlesi yazılmışken, sonradan bu cümlenin üzerini çizmiş, araya bir sayfa daha eklemiştir.

Gazi Mustafa Kemal tarafından “5/1” diye numaralanan devam sayfasında duygusal ve bir anlamda “vedanâme” şeklinde anlaşılabilecek ifadelere yer vermiştir. Ancak bu kısım başta Yusuf Hikmet Bayur ve başka okuyanlar tarafından da hüzünlü bulunduğundan, veda gibi anlaşılacağından, kendisiyle birlikte Türkiye’nin ve Türk milletinin güzel günlerini görme dileğiyle kaldırılması istenmiştir. Bunun üzerine Gazi Mustafa Kemal “Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve kabiliyeti bundan sonraki inkişafı ile atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır. Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: Beni hatırlayınız!” cümlelerinin yanına işaret koymuş ve üzerlerini çizmiştir. Taslak metnin son sayfasında ise “Türk milleti! Ebediyete akıp giden her on senede bu büyük millet bayramını, daha büyük şerefler, saadetler, sulh ve huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne mutlu Türküm diyene” ifadesine yer vermiştir. Fakat bu son iki cümledeki “sulh ve”nin üzeri çizilmiş, taslak metindeki düzeltmeler tamamlanmıştır.

Gazi Mustafa Kemal tarafından ilk hali oluşturulan, ikinci, hatta üçüncü kişiler tarafından okunan, düzeltilen taslak metin daha sonra daktilo edilmiştir. Daktilo edilince ortaya dört sayfalık bir konuşma metni ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan bu metin üzerinde mürekkepli kalemle Gazi Mustafa Kemal tarafından yeniden, özellikle noktalama işaretleri bakımından, bazı düzeltmeler ve eklemeler yapılmıştır. Konuşma metninin birinci sayfasında “…Bundaki muvaffakiyeti milletin bir ve beraber olarak azimkârane yürümesine borçluyuz” şeklinde yer alan cümlede “milletin” kelimesinin başına “Türk” kelimesini eklemiş, “milletin”i ise “milletinin” olarak değiştirmiş, devamına “ ve onun değerli ordusunun” ifadesini eklemiştir. Böylece bu cümle “Bundaki muvaffakiyeti, Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak, azimkârane yürümesine borçluyuz” biçiminde son şeklini almıştır.

İkinci sayfada yer alan “Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız, daha az zamanda, daha büyük işler yapacağız” cümlesindeki “yapacağız” kelimesinin üzerini çizmiş, bunun yerine “başaracağız” yazmıştır. İkinci sayfanın sonunda yer alan “Çünkü; Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir” ifadelerinin ardından yeniden kendi el yazısıyla “Çünkü; Türk milleti, millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir” cümlesini eklemiştir.

Düzeltme ve ekleme yapılan son sayfa ise daktilo sayfasının üçüncü sayfası olmuştur. Burada yer alan “Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karekterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtrî zekasını, ilme bağlılığını ve güzel sanatlara sevgisini…” cümlesine ekleme yapmıştır. Buradaki “ve” den sonra “millî birlik duygusunu” ifadesini eklemiştir. Ayrıca bu sayfada son olarak “…kendine düşen medenî vazifeyi yapmakla” ibaresindeki “yapmakla” kelimesi “yapmakta” şeklinde değiştirilmiştir. Bu son düzeltme ve eklemelerin ardından Gazi Mustafa Kemal’in Cumhuriyetin Onuncu Yılı Kutlamaları için hazırlamış olduğu “Onuncu Yıl Nutku” son şeklini almıştır.