Canını hiçe sayıp çocuklara koştu: Türkiye Şeyma hemşireyi konuşuyor
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 10 ilde yıkıma yol açan deprem esnasında Gaziantep'de bir hemşirenin kaçmak yerine hasta çocukları kurtarma çabasının görüntülerini paylaştı. Deprem sırasında hemşirenin servise koşarak kucakladığı çocuğu binanın dışına çıkarması görüntülerde yer aldı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 10 ilde yıkıma yol açan deprem esnasında İnayet Topçuoğlu Hastanesi'nde görevli bir hemşirenin hasta çocukları kurtarma görüntülerini paylaştı. Bakan Koca paylaşımında, "Gaziantep İnayet Topçuoğlu Hastanesinde görevli arkadaşlarımız deprem anında canları pahasına hasta çocuklarımızı kurtardı. Bunun başka hastanelerimizde de çok örneği var. Daha ilk anda deprem illerine koşmaya başlayan insanlarımız da aynı şeyi yaptı" ifadelerini kullandı.
Görüntüde sarsıntı devam ederken hemşirenin dış kapının aksine servise koşarak kucakladığı çocuğu bina dışına çıkarması yer aldı.
VİCDAN AZABINDAN YAŞAYAMAZDIM
Deprem anında dışarı kaçmak yerine hastaları tahliye etmek için canını hiçe sayan Şeyma hemşire o anları TRT Haber'e anlattı.
Sallantıyı ilk hissettiğinde servisindeki hastaları düşündüğünü ve onları kurtarmak istediğini aktaran Alakuş şöyle konuştu:
"Onları kurtaramasam ve bir çöküntü olsa bile onların yanında olacaktım. Servisimde yatan çocuğu tanıyorum. Sürekli kontrol ettiğim bir hastamdı. Onlar önce Allah'a sonra bize emanetler. Biz her ne olursa olsun onların yanında olmamız gerekiyor. Ben de o gün vicdanen ve kalben burada olmam gerektiği için geldim. Tanımıyor olsam da yine aynı şeyi yapardım.
Saat 04.00 civarında acil servise doğru gittim. Ekip arkadaşlarımın yanına gitmiştim. Sarsıntıyı hissettiğimde 'servisteki çocuklarım' dediğimi hatırlıyorum. Önce soğukkanlı olmaya çalıştım. Sarsıntının biraz hafiflediğini hissedince onları direk aldım ve dışarıya güvenli bir şekilde çıkarmak istedim.
Tekrar geri döndüm. 109 numaralı odada ortopedi hastam vardı. Çıkamadı ben de onun çıkarmaya çalıştım. O hastam için tekrar geri döndüm. O hastayı çıkardıktan sonra ikinci katta dahiliye servisimiz var. Oradaki yetişkin hastalarımızı buradaki arkadaşlarımla birlikte el birliğiyle çıkardık ve güvende olmalarını sağladık.
Ailem de Gaziantep'teydi ancak asla telefon açamadım. Ailemin nasıl olduğunu bilmiyordum ama görevimi yerine getirmeye çalıştım. Vicdanen içim çok rahat. Hastalarıma bir şey olsaydı vicdan azabından yaşayamazdım.
GAZİANTEP'TE KALDIM
Aileme daha sonra ulaştım ve iyi olduklarını öğrenince mutlu oldum. Yine mutluyum. Arkadaşlarımdan ve deprem bölgesinde çalışan arkadaşlarımdan Allah razı olsun. Benim yaptığımın yanında onların yaptığı fedakarlıklar çok daha büyük. Mutluyum, insanlara insanlığı gösterebildiysek mutluyum.
İkinci dereceden kaybettiğim yakınlarım var. Acımız hepimizin acısı. Zor bir dönemden geçiyoruz, inşallah bu dönemleri atlatırız. Evim şu an hasarlı olarak çıktı. Biz 7 kişilik bir aileyiz. Ailemi Bursa'ya göndermek zorunda kaldım ve şu an bir akrabamda kalıyorum. Görevime devam edebilmek için Antep'te kaldım. Her zaman bir umut var. İyi olursak her zaman iyilerle karşılaşıyoruz. Hayat bizi çok güzel yerlere yönlendiriyor. Umut var..."