Can Atalay Yine Tahliye Edilmedi
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) ikinci kez hak ihlali kararı verdiği Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili 'Can Atalay hakkında karar vermesi için' dosyayı Yargıtay’a gönderdi.
Atalay'ın avukatı Özgür Urfa, yerel mahkemenin kararına tepki göstererek "Bu yargı darbesinin belgesidir" dedi.
Urfa'nın karar hakkında kullandığı ifadeler şu şekilde:
"AYM'nin verdiği 2. ihlal kararında, hukuka aykırı ve keyfi tutum ve davranışların Anayasal düzeni askıya almak olduğu, bunu yapan ilgililerin cezai, hukuki sorumluluğunun olduğu tespit edilmiş durumda. Bu sözlerimin muhatabı 13. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nin hakimleridir.
AYM'nin kararı açık ve madde 173 uyarınca uygulanması zorunlu ve kesin bir karardır. Muhatap İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'dir, Yargıtay değildir.
"AYM'NİN KARARLARINI YERİNE GETİRECEKLER"
Karara itiraz edeceğiz ve inanıyorum ki bu karar bozulacak, Can Atalay tahliye edilecek ve Türkiye'de ortalama bir vatandaşın hukuki güvencesinin olduğu yönünde işaret verilecektir.
Sabah 09:30'dan bu yana, karar yazıldı yazıyoruz, yazılacak diyerek bize gerekçe gösteren başkan ve üyeleri suç işlediler. Bu kararı tanımıyoruz. Yok hükmündeki bu karara karşı gerekli her türlü girişimde bulunacağız. Muhatabımız burasıdır, muhatabımız 13. Ağır Ceza Mahkemesi'dir. AYM'nin kararlarını yerine getirecekler.
"BU HAKİMLER ANAYASA'YA BAŞ KALDIRMIŞTIR"
Bu 3 hakim suçludur, Anayasa'ya karşı suç işlemişlerdir. AYM'yi de tanımıyoruz demişlerdir ve Anayasa'ya baş kaldırmışlardır. Bu 3 hakimin, derhal bu gece HSYK tarafından açığa alınması gerekmektedir. Yerlerine yeni hakimler görevlendirilerek bu karar yeniden değerlendirilmek zorundadır.
10 saatte 2.5 sayfa yazı yazdık demek, iktidardan talimat aldık demektir. İktidar partisinden ve onun küçük ortağından talimat almayı bekliyorduk demektir. AYM ve Anayasa yok demektir. Siz bunları tanımıyorsanız, biz de sizi tanımıyoruz. Hakim falan değilsiniz, birer emir erisiniz.
Kararın ardından açıklama yapan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, şu ifadeleri kullandı:
"Değerli arkadaşlar, her zamanki gibi söylenmesi gereken sözü burada toplanan yurttaşlar söyledi. Karşı karşıya olduğumuz şey bir mahkeme kararı değildir. Yaşadığımız şey bir hukuk süreci falan da değildir. Biz bugüne kadar üzerimize düşen her şeyi yaptık. Bize bugüne kadar desteğini gösteren bütün yurttaşlarıma teşekkür ederek başlamak istiyorum.
Bütün basın emekçisi arkadaşlarıma, harcadıkları emek ve doğruyu ulaştırmak için verdikleri çaba için yürekten teşekkür etmek istiyorum. Burada bizimle olan tüm siyasi partilere, hukuk kurumlarına ve STK'lara, yan yana durduğumuz herkese bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
"BU ÜLKEDE BÜTÜN ÖZGÜRLÜKLER, HALKIN MÜCADELESİNİN ESERİDİR"
Hepimiz birbirimize karşı borçlu olduğumuzu biliyoruz. Belli ki bu ülkede iktidarı ele geçirmiş olanlar, bu iktidarlarını sonsuza kadar sürdürmek için her türlü hukuksuzluğu ve pervasızlığı yerine getirmekte kararlılar. Ancak unuttukları bir şey var. Bu ülkede bütün özgürlükler, halkın mücadelesinin eseridir. Bu ülkede hukuk, bizim mücadelemizin eseridir ve biz onlardan daha inatçıyız. Asla teslim olmayacağız.
Biz bu ülkeye güveniyoruz, bu ülkenin yurttaşlarına güveniyoruz. Bu ülkede birbirinden farklı dünya görüşlerine sahip olsa da, ortak paydada bir araya gelebilecek siyasi partilerin yöneticilerine, seçmenlerine güveniyoruz. Bu mücadeleyi sürdüren avukat arkadaşlarımıza güveniyoruz. Eninde sonunda bu bize karar diye gönderdikleri ve hiçbir hükmü olmayan belgelerin, tarihin çöp sepetindeki yerini alacağından adımız gibi eminiz.
"YARIM ADIM BİLE GERİ ATMAYACAĞIZ"
Şimdi bir pervasızlığa imza atılmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin, AYM'yi çiğnediklerini kendilerine tebliğ ettikleri mahkeme, ben bilerek ve isteyerek Anayasa'yı ayaklar altına almaya ve çiğnemeye devam ediyorum dediği bir noktada hukuku sağlamak, adaleti sağlamak, yurttaşlar sesimizin ulaştığı herkes, bu hepimizin ortak görevidir ve sorumluluğudur. Bir adım değil, yarım adım bile geri atmayacağız. Aldığımız her oyun hakkını mutlaka vereceğiz.
"İKTİDARDAN TALİMAT ALINCA HABERİ AÇIKLADILAR"
Hatay'da depremde, evini, eşini ve çocuğunu kaybeden yurttaşlara karşı sorumluluğumuzu mutlaka yerine getireceğiz. Saatlerdir karar alamıyorlardı, korkuyorlardı o kararı vermeye. O kararı vermezseniz buradan gitmiyoruz dedik. Döndüler Saray'a ve "Merak etmeyin biz arkanızdayız" talimatını alınca kararı verdiler. Peki beyler görelim bakalım. Saray mı büyük yoksa halk mı büyük. Saray mı büyük halk mı büyük göreceğiz.
Bütün yurttaşlarımıza çağrı yapıyoruz, gerekiyorsa sokak sokak, mahalle mahalle, atölye atölye ve kapı kapı gezeceğiz. Onlar zannediyor ki bütün medya elimizde, 3 gün sonra bunu kimse hatırlamayacak. Hayır, gerekiyorsa teker teker yurttaşlara ulaşacağız ve bu hukuksuzluğu, Türkiye'de yaşayan her yurttaşı tehdit eden bu hukuksuzluğu tanımadığımızı söyleyeceğiz.
"ANAYASA AYAKLAR ALTINA ALINMIŞTIR"
Avukat arkadaşlarım, hukukçular sonuna kadar mücadelelerine devam edecekler. Biz de bu ülkede milyonlarca olduğuna emin olduğumuz onurlu yurttaşlarımızla konuşacağız. Şimdi buradan ayrılacağız ve TİP Merkez Yürütme Kurulu toplanacak. Bu konunun sadece bizimle alakalı olmadığını biliyoruz. Yarın sabah bir taraftan hukukçu arkadaşlarımız görevlerini yaparken, bizler de yurttaş hakkından yana olan bütün siyasi partilerle ortak bir değerlendirme yapma çağrısında bulunuyoruz. Şu anda Anayasa'yı ayaklar altına alma girişimine karşı hep birlikte bir direniş çağrısıdır.
Bu ülkenin geleceğinden kaygı duyan tüm yurttaşlarla birlikte karşı geleceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar asla teslim olmayacağız. Söz veriyoruz, asla teslim olmayacağız.