Bahçeli: Biz küçük ortaklıktan gocunmuyoruz

Bahçeli grup toplantısında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir televizyon programında kendisine sorulan adaylık sorusuna ilişkin verdiği yanıtı hatırlatarak, "Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağından eminse aday olsun" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "Küçük ortak" ifadesi hakkında konuşan Bahçeli, "Biz küçük ortaklıktan gocunmuyoruz. Büyüklüğün Allah'a mahsus olduğu inancındayız. Milletvekili sayımızın 48 olduğunun bilincindeyiz. Küçük diye hafife aldığı partimizi FETÖ kumandası aracılığıyla ele geçirme oyunlarını da unutmuş değiliz. Biz küçük olmasına küçüğüz ancak Rabbim hiçbir partiyi zilletin küsuratı yapmasın." dedi. 

Geçtiğimiz günlerde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun katıldığı canlı yayında kendisine sorulan, "Erdoğan'la cumhurbaşkanlığı yarışına girerseniz kazanacağınızı düşünüyor musunuz?" sorusuna "Ondan en ufak bir endişem yok. Dolayısıyla bir kahkaha atabilirsiniz" yanıtını vermişti. Bu yanıtı hatırlatan Bahçeli, "Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağından eminse aday olsun" dedi.

Bahçeli'nin satırbaşları şöyle oldu: 

Tüm vatandaşlarımızın mübarek Ramazan ayını tebrik ediyorum. Ramazan münasebetiyle cennetin kapıları ardına kadar açılırken, cehennem kapılarına kilit vurulmaktadır. Vicdan tefekkürüne çok ihtiyacımız vardır. Bu ihtiyaç her geçen gün daha da şiddetlenmektedir. Bir yanda süre gelen kanlı çatışmalar, sonuçsuz çekişmeler, iç savaşlar, hakimiyet kavgaları, istikrarsız coğrafyalar, ekonomik zorluklar, zulüm ve adaletsizliklerin karanlık yüzü varken, bir yanda ise gözle görülemeyecek kadar küçük ama tahribatı büyük bir virüsün insanlığa meydan okuması var.

Seferberlik çağrısı

Böylesi bir süreçte Covid-19 hastalığı insanlığa musallat olmuştur. Her şey elbette Allah'tandır. Allah mutlaka şifayı da verecektir. Önce tedbiri sonra ise tefekkürü yerine getirmeliyiz. Bu mübarek ayda kendimize dönerek, sevdiklerimize daha fazla yönelerek, akıp giden hayatın hızını biraz yavaşlatarak virüsün yayılımını biraz daha durdurabiliriz. Biraz daha dişimizi sıkmalıyız. Maske, mesafe ve hijyenin yanı sıra uygulanması kaçınılmaz olan tedbirlere uyarak bayramı kucaklayabiliriz.

Covid-19'un tasallutundan kurtulmak için seferberlik içinde hareket etmeliyiz. Covid-19'la mücadelede başarı için hayati öneme sahip kurallara mutlaka uymalıyız. Yardımlaşmanın, dayanışmanın en güzel örneklerini birlikte göstermeliyiz.

Terörle mücadele

Terörle mücadele kararlılıkla sürdürülmektedir. Ocak ayında başlatılan Eren Operasyonları başarı ile devam etmektedir. Yaklaşık 2 haftalık bir zaman aralığında bölücü örgütün üst yöneticilerinden 16'sı etkisiz hale getirilmiştir. Şehitlerimizin hesabını sonuna dek soracağız. PKK can çekişmekte, her yerinden dağılmaktadır. 

Bu kanlı ve hain şebeke çocuklardan bile terörist devşirecek kadar haindir, şerefsizdir. Gerçekleri saklayan, çocukların dağa kaçırılmasında kimin parmağı varsa dilerim Allah'tan bir gün Zap suyunun dibinde kendisini bulur. 

Bir ölürsek bin diriliriz, bir gidersek bin geliriz.  Aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. 

Fevzi Çakmak'ı andı

Milli şahsiyetleri ihmal etmek, tarihin çağrılarına kulak tıkamak, mekanda köksüz, zamanda öksüz bırakacaktır. Tarihimizin herhangi bir döneminde devletimiz ve milletimize hizmeti geçmiş kişileri şükranla hatırlamak boyun borcumuzdur. Ahde vefa imandandır. TBMM'de milli müdafaa vekili olan Fevzi Paşa, 1944'e kadar Genelkurmay Başkanlığı görevini yürütmüştür. Atatürk Fevzi Paşa'ya büyük bir güven duymuştur.

Merhum İnönü'nün seçilmesinde önemli bir rolü olduğu bilinmektedir. Dönemin hükümeti Fevzi Paşa'nın ölümünden sonra yas ilan etmemiştir. Mareşal Fevzi Paşa her zaman kalbimizdedir. Fevzi Paşa'yı bilmeyenlerin Kahraman Silahlı Kuvvetlerimizi özümsemesi oldukça zordur.

Emekli amiraller

Türk Silahlı Kuvvetleri millet ordusudur, kanun ordusudur. Kahramanlık onurudur. Bazı zihniyetlerin TSK'yı töhmet altında bırakmaları adi bir tuzaktır. TSK ülkesi ve vatanına kendini feda etmekte, fedakarlıkta sınır tanımamaktadır. Milli birlik ve beraberlik şuurunu bozmayı hedefleyenler Türkiye'nin beka mücadelesini dinamitlemek isteyen mihraklardır. Amaç iç huzuru baltalamaktır. 104 amiralin darbe bildirisini haklı çıkarmaya, makul göstermeye çalışanlar milli iradeye içten içe tahammülsüz olan vesayetsiz çevrelerdir. Konu artık yargıdadır. Bildirinin arkasında kimin olduğu, neyin amaçlandığı bağımsız mahkemelerce ortaya çıkarılacaktır.

4 Nisan bildirisine imza atmayan ancak Whatsapp grubuna üye olan emekli bir amiral hazırlanan metnin yayınlanmasından önce değiştirildiği iddiasını dile getirmiştir. Madem öyleydi, 104 kişiden biri neden inkar edemedi, itirazı yapamadı? Eğer bildirinin son hali İYİ Parti'nin yönetiminde bulunan ve ilk imzacı olan Ergun Mengi tarafından hazırlanmışsa bunun izahını yapması gerekenler şüphesiz bellidir. Milletimiz açıklama beklemektedir.

CHP Genel Başkanı, "Emekli olmuş amiraller dünyanın neresinde darbe yapabilmiştir" diye sormaktan herhangi bir rahatsızlık duymamıştır.  Talat Aydemir'in ikinci darbe teşebbüsü sırasında emekli bir albay olduğunu Kılıçdaroğlu dışında bilmeyen biri var mıdır? Milletimiz CHP Başkanı'na nasıl güvenecek ve itibar edecektir? Kılıçdaroğlu'nun akli melekeleri iyice laçkalaşmıştır. İleri derece su kaynatmaktadır.

Kılıçdaroğlu'na seslendi 

Ortak durum olursa Cumhurbaşkanı adayı olacağını ve kazanmaktan şüphe duymadığını söylemesi zamanlaması açısından üzerinde durulacak bir beyanattır. Kılıçdaroğlu kendine çok güveniyorsa buyursun aday olsun. Milletimizin karşısına çıksın. Cumhur İttifakı'nın adayı çoktan bellidir. Kılıçdaroğlu'nun elinden tutan yok, mani yok. Ondan bundan kahkaha bekleyeceğine karar versin, cesaretle kararının arkasında dursun.

Kılıçdaroğlu geçen haftaki grup toplantısında milliyetçilik hakkında işkembeden sallamış. Diliyle omzunu kaşıyan CHP başkanı, sudaki balığa soğan doğruyor. Kılıçdaroğlu, milliyetçiliği bana da gösterecekmiş. Milliyetçilik senin neyine? Alçak eşek binmeye kolaydır, senin milliyetçiliğin ise yalan üstüne yalan koymaktır. Kendisine tavsiyemiz nifak saçan diline hakim olsun, bizden de uzak kalsın. Dünyaya milliyetçiliği anlatacağım diyen Kılıçdaroğlu sen gel benim külahıma anlat.

Akşener'in "Küçük ortak" ifadesine yanıt

CHP Genel Başkanı'nın ucuz ve uçuk üslubunun aynısın İP'in başkanında da vardır. Bu zavallı devamlı suretle bize küçük ortak diyor, sanırım tedavisi imkansız bir kompleksin içinde bocalıyor. 104 emekli amirale önce zevzek diyen sonra durumu kurtarmaya çalışan arkasından bize sataşan bu iplikçi başı mahalle aralarında dedikodu yapar gibi konuşmaktadır. 

Biz küçük ortaklıktan gocunmuyoruz. Büyüklüğün Allah'a mahsus olduğu inancındayız. Milletvekili sayımızın 48 olduğunun bilincindeyiz. Küçük diye hafife aldığı partimizi FETÖ kumandası aracılığıyla ele geçirme oyunlarını da unutmuş değiliz. Biz küçük olmasına küçüğüz ancak Rabbim hiçbir partiyi zilletin küsuratı yapmasın.

Ukrayna-Rusya gerilimi 

Karadeniz'in yeni egemenlik mücadelelerine sahne olmaması beklentimizdir. Moskova yönetiminin Donbas bölgesine askeri müdahale seçeneğinin masa olduğunu söylemesi, ABD'nin savaş gemilerini göndermesi milli güvenliğimiz adına endişe vericidir. Kırım'ın ilhakı henüz kanayan bir yaradır. Bölgesel çatışmadan kaçınmak, diplomasinin diliyle hareket etmek, uzlaşma kanalları açmak herkesin çıkarınadır.

Doğu Akdeniz gerilimi

Türkiye kuzeyinde de güneyinde kuşatma altındadır. 12 Nisan'da Yunan Hava Kuvvetleri öncülüğünde başlayan askeri tatbikat dikkatle takip edilmelidir. Ukrayna ile Rusya arasındaki kutuplaşma derinleşirken, Yunanistan'ın dolduruşa getirilip provoke edilmesi tahriktir. Bunlar sabrımızı zorlamaktadır. Dost ve müttefik olarak bilinen ülkeler bu kumpasın içindedir. Süreci kızıştıran, Yunanistan'ın arkasındaki akıl hocası ortalığı kızıştırmaktadır. Büyük Türkiye vizyonumuzun takipçisiyiz. İstiklal ve istikbal haklarımız her şeyin önündedir.

AB komisyonun Ankara ziyaretinde koltuk krizi

Karadeniz ve Akdeniz'de cepheler kızışırken, AB komisyonun Ankara ziyaretleri sahte koltuk kriziyle gölgelenmiştir. AB'nin iki temsilcisinin ziyaretleri sırasında Konsey Başkanı'nın tekli koltukta, Komisyon başkanın kanepede oturması günlerce tartışılmış, önyargılı kesimlerce ülkemiz haksızca eleştirilmiştir. Avrupa Birliği protokol birimleri arasındaki koordinasyonsuzluk böyle bir tabloyu ortaya çıkarmıştır. Kimin nerede ve nasıl oturacağı belliyken konuyu istismar eden zihniyetler hem suçlu hem maksatlıdır. Hiç kimse kusura bakmasın biz oturacağımız yeri de biliriz, buyur edip oturtacağımız yeri de biliriz.

"Diktatör" ifadesi

İtalya Başbakanı'nın diktatör suçlaması kindar bir söylemdir. Diktatör arayan kendi geçmişine bakmalıdır. Bizden çok şükür Führer, Firavun çıkmadı. Ülkemizde Nazi kalıntıları görülmedi. İtalya Başbakanı çizmeyi aşmakla kalmadı, gizli Mussolini hayranlığı ortaya çıktı.

"Sinsi ve sipariş bir rapordur"

Bir diğer tartışılması gereken konu da Berlin Merkezli Bilim ve Politika Vakfı'nın hazırladığı araştırma raporudur. Bu vakıf icazetlidir, ipoteklidir, iradesi çalınmıştır. “Türkiye'nin İki Buçuk Yıl Sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Kurumlara ve Politikaya Genel Bir Bakış” başlıklı sözde araştırma raporu sinsi ve sipariş bir çalışmadır.

Mezkûr araştırmanın tercümesini yaparak değerlendirdik ve baştan ayağa yalan yanlış iddialarla dolu olduğunu mütalaa ettik. Türkiye'nin yeni hükümet sisteminden, neye ve hangi amaçlara hizmet ettiği az çok belli olan bir Alman vakfının bu kadar rahatsızlığı, bu denli memnuniyetsizliği milletimizin tarihi ve muhteşem bir tercihte bulunduğunu ispatlamıştır.

Alman Sol Partisi'nin Türkiye ve MHP husumetinden sonra, bu ülkedeki bir vakfın da partimizi, yeni hükümet sistemini ve Cumhur İttifakı'nı karalama yarışı husumetle karılmış bir senaryoya delalettir. Diyorlar ki, tarikatlara mensup aşırı muhafazakârlarla MHP üyeleri yeni boşalan bürokratik mevkileri işgal ediyormuş. Özellikle polis ve istihbarat kadroları MHP'ye açılmış. Ayrıca yeni hükümet sistemi çürümeye yol açmış.

Bu Alman Vakfı'nın bildiği ne varsa, belirlediği neler bulunuyorsa Türkiye Cumhuriyeti'ne bildirmezse, hükümetimize ulaştırmazsa dünyanın en müfteri, en melanet vakfı olacağını buradan ilan ediyorum.