Ali Haydar Fırat yazdı..."Muharrem İnce nasıl kazanır?"

Ali Haydar Fırat yazdı..."Muharrem İnce nasıl kazanır?"
Politikyol.com yazarı Ali Haydar Fırat "Muharrem İnce nasıl kazanır?" başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Ali Haydar Fırat'ın "Muharrem İnce nasıl kazanır?" başlıklı yazısı...

Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı Muharrem İnce maçın ilk yarısını lider olarak kapattı. Şöyle ki; tanınırlığını arttırdı, söyleminden benimsetti, hayatına ilişkin bilinmezleri ve gündelik pratiklerini gösterdi. Toplumun dezavantajlı kesimleriyle çok rahat ilişki kurduğunu gösterdi ve onlarla benzer bir yaşamdan geldiğini geniş kesimlere ulaştırdı. Bu olması gereken bir süreçti ve Muharrem İnce bu süreci gayet başarılı götürdü. Ancak şimdi maçın ikinci yarısına geçiş yapıldı. Bu yarıda başka bir portrenin ortaya konulması gerekmektedir. Şimdi İnce bu ülkeyi nasıl daha iyi yönetebileceğini ve AKP eleştirisi ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığı üzerinden değil tamamen vizyoner bir yaklaşımla bu ülkeyi her alanda nasıl inşa edeceğini anlatmalıdır. Her mitingde benzer şeyler söylemek yerine her mitingde bir konuyu bütün boyutlarıyla anlatmalıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan muhtemeldir ki artık diğer rakiplerini bırakıp eleştirilerini sadece Muharrem İnce’ye yöneltecektir. İnce’yi CHP kimliği parantezine alıp, yıllardır CHP üzerine söylediği negatif sözleri yeniden dolaşıma sokacaktır. İnce bunu görmeli ve buna karşı hazırlıklı olmalıdır. Erdoğan’ın bu taktiğini boşa çıkarmanın yolu Erdoğan’a cevap vermek değildir. Tam tersine Erdoğan’ı görmezden gelip ülke sorunlarına dair çözümleri anlatmaktır.

Diğer yandan Erdoğan’ı zorlayacak olan Temel Karamollaoğlu, Meral Akşener ve Selahattin Demirtaş giderek baskılanacak ve yokmuş gibi bir tablo ortaya çıkarılmaya çalışılacaktır. Bu nedenle Muharrem İnce, Temel Karamollaoğlu ve Meral Akşener sembolik ortak mitingler yapmalı ya da ortak televizyon programlarına çıkıp kendi perspektiflerinden ülke sorunlarını tartışmalıdır. Bu durum ikinci tur için de çok sağlam bir fotoğraf olacaktır.

Bugün hangi görüşten, inançtan, kimlikten olursa olsun Türkiye’nin demokrasi birikimi ayağa kalkmıştır. Bu birikimi ortaya çıkaran koşullar ve süreçler çok iyi analiz edilmelidir. Eğer bir beka tehlikesi varsa bu en çok demokrasi için geçerlidir. O nedenle demokrasiden yana adayların birlikteliği çok önemlidir ve ikinci tura kalacak aday açısından son derece ön açıcıdır. Çok büyük olasılıkla Muharrem İnce ikinci tura kalacaktır ve İnce şimdiden diğer adaylarla daha yoğun bir iletişim içinde olmalıdır ki o adaylara oy verecekler İnce için herhangi bir olumsuz/kararsız durum içinde olmamalıdır. İnce, diğer adayların ortaya koyduğu vaatleri de yaşama geçirme sözü vermelidir.

Muharrem İnce için asıl mesele geçmişi konuşmak değil geleceği konuşmak olmalıdır. Daha önce de yazmıştım; AKP’ye oy verenler dahil olmak üzere herkes, AKP’nin açmazlarını, ortaya çıkardığı sorunları ve çelişkilerini görüyor ve biliyor. Dolayısıyla bilinenler üzerine konuşmak hep muhalefetin hatası olmuştur. Oysa ortaya koyduğunuz ülke tahayyülü zaten 16 yıldır iktidarda olan partinin eksiklikleri, hatalarını, yanlışlıklarını ortaya koyacaktır ama aynı zamanda yeni bir heyecanı ve ülke hayalini toplumun önüne koyacaktır. O nedenle yapılabilir, sağlam, tutarlı çözümler anlatmak İnce için en sağlıklı yoldur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan olabildiğince kamplaştıracaktır. Muharrem İnce buna karşı direndiği ölçüde, sabır gösterdiği sürece bu strateji tersine dönecektir. Çünkü kamplaşmadan sanıldığından çok yorgun düşmüş bir kitle vardır ve benzer bir süreci deneyimlemek, yaşamak istememektedir.

AKP karşıtı kitle biraz da sosyal medyanın etkisiyle her seçimi kazandığını sanmaktadır. Bu yankı odalarının ortaya çıkardığı illüzyona kapılmamak gerekir. Aynı şekilde AKP’nin ekonomik, ideolojik, sosyal bir sosyoloji inşa ettiği ve bu sosyolojiye dayandığını görmek gerekmektedir. Bu sosyolojiye sızma, bu sosyolojinin çelişkilerini görme, gösterme imkanı vardır. O nedenle gerçeklikten kopuk savrulma içine düşmemek önem taşımaktadır.

Diğer önemli bir mesele, “Hayır” bileşenlerinin giderek artacak olan psikolojik üstünlüğünü karşı taraf için bir korkuya dönüştürmemek gerektiğidir. Eğer bu süreç bir rövanş alma, hesap sorma gibi bir iklime dönüştürülürse çok büyük bir hata yapılmış olur. Kısa süre içinde ama çok yoğun geçecek bir süreçte Muharrem İnce sağlam bir gelecek vizyonu işler ve güven verirse sadece seçimlerin değil, ülkenin kaderi değişecektir.