Alevilerin kadın erenlerinden Kadıncık Ana kilit altında
Alevilerin kutsalları olan dergahları ve türbeleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanarak kilit altına alınıyor. Aleviler kendi ibadet yerlerini ziyaret etmek için bile devletten izin almak zorunda bırakılıyor. Nevşehir Hacıbektaş’ta bulunan Kadıncık Ana Evi de kilit altında tutulan yerlerden birisi.
Kadıncık Ana, Alevi toplumunun en çok bilinen kadın erenlerinden biridir. Kadıncık Ana, her daim erkek ile eşit tutulmuş hatta Velayetname’deki bazı bölümlerde erkeğin önünde yer almıştır. Kadıncık Ana’da sembolleşen; Alevi inancının kadına verdiği değerin, tarih boyunca Alevi toplumunda kadın-erkek eşitliğinin sürekliliğine vurgusudur.
KADINLARIN TARİHTE İLK BİLİNEN OKULU: BACİYAN-I RUM
Bacıyan-ı Rum, Fatma Bacı isminde ve Hacı Bektaşı Veli’ye yakınlığı ile bilinen tasavvuf ehli bir kadının, Kadıncık Ana’nın önderliğinde kurulan bir kadın teşkilatıdır. Aşıkpaşazade’nin Hatun Ana olarak andığı ve Hacı Bektaşı Veli’nin Vilayetnamesi’nde geçen Kadıncık Ana, Bacıyan-ı Rum teşkilatı kadınları gerektiğinde kendini savunan, eşlerinin yanında mücadele eden ve kültürde, sanatta, edebiyatta, sosyal ve ekonomik alanlarda kalkınıp gelişmesini sağlamak için teşkilatlandırmıştır.
KADINCIK ANA’YA MALUM OLUR
Hacı Bektaş1 Veli’nin diyara geleceği bir kadına malum olur. Bu kadın Kadıncık Ana’dır. Hünkar Kadıncık Ana’ya (Kutlu Melek ve Fatma Ana diye de geçer) kerametlerini aktarır. Rivayete göre Hünkar, bir gün Kadıncık Ana’nın evinde ibadet ederken duvar eğilir ve yıkılacak hale gelir. Kadıncık Ana, “Erenler Şahı, duvar eğildi, oradan uzaklaşsanız” der. Hacı Bektaşı Veli, eli ile duvara dur diye işaret eder ve duvar durur. Kadıncık Ana, “Erenler Şahı bu duvar, bu haliyle durur mu?” der. Hacı Bektaşı Veli, “Kıyamete kadar durur, yıkılmaz” der.
Şimdilerde ise Kadıncık Ana’nın evine gelen ziyaretçiler o duvara sırtlarını yaslayarak ibadetlerini gerçekleştiriyor. Fakat Kadıncık Ana’nın evine girmek için önce kilidi açtırmak gerekiyor.
ZİYARET ÖZEL İZNE TABİ
Kadıncık Ana’nın evini ziyaret etmek için öncelikle Hacı Bektaş müzesinden bir görevli almak üzere müzeye gidiyorsunuz. Görevlinin işi yoksa ya da orada tek değilse yarım saat süreyle sizinle Kadıncık Ana’nın evine geliyor. Kapıya vardığınızda önce görevli, kilidi açıyor. Ardından Kadıncık Ana’nın evine giriyorsunuz. Ziyaret süresi boyunca görevli tıpkı bir gardiyan gibi başınızda bekliyor. Şayet elinizde kamera ya da tripot varsa ve çekim yapmak istiyorsanız bu da özel bir bakanlık iznine tabi. Şayet çekim yaptıysanız da ciddi bir ücret ödüyorsunuz.
“HER ŞEYE ADAM BULUYORSUNUZ DA BUNA MI BULAMIYORSUNUZ?”
Hacı Bektaş halkı ise kutsallarından olan Kadıncık Ana Evi’nin kilit altında tutulmasından rahatsız. Hacı Bektaş’ta yaşayan ve yörede Can Baba ismiyle bilinen Can Aloğlu, Kadıncık Ana Evi’nin sürekli kilit altında tutulmasına tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Söylediğin zaman ters düşüyorsun. ‘Adam yok’ diyorlar. Her şeye adam buluyorsunuz da ona mı adam bulamıyorsunuz. Müzede 17 görevli var birini görevlendir orada devamlı beklesin. Atatürk evini açıyorsun, Etnografya müzesini açıyorsun ama Kadıncık Ana’yı açmıyorsun. Hacı Bektaş Dergahı’nı açmıyorsun. Böyle bir saçmalık olur mu? Söylediğin zaman düşman oluyorsun. Esas dergahtan sonra en önemli yer Kadıncık Ana’nın evidir.”