Deprem çadırlarını satan Kızılay'a tepki yağıyor: Yazıklar olsun!

Deprem çadırlarını satan Kızılay'a tepki yağıyor: Yazıklar olsun!
Kızılay'ın depremde parayla çadır satmasına tepki yağıyor. İYİ Parti lideri Meral Akşener’den Akşener, "Türk Kızılayı'nı paranın gücüyle insanını yalnız bırakan, binbir dümen kurup içini boşaltan bir anlayışa mahkûm ettiniz. Yazıklar olsun!" dedi. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise ''Kimin malını kime sattınız?'' sözleriyle tepki gösterdi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Ahbap Derneği'ne Kızılay'ın 46 milyon TL'lik çadır sattığı ortaya çıkmıştı. Ahbap ve Kızılay çadır satışını doğrulamış ancak skandal bununla da kalmamıştı. Deprem bölgesinde sahra eczaneler kurmak isteyen ancak büyük çadır bulmakta zorlanan Eczacıları Birliği'ne (TEB) de Kızılay'ın çadırların tanesini 140 bin TL’den sattığı ortaya çıkmıştı. İYİ Parti lideri Meral Akşener, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla konuyla ilgili tepkisini dile getirdi.

“YAZIKLAR OLSUN!”

Akşener paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“İyiliğin gücüyle insanın ve toplumun onurunu korumak, dirençliliğini arttırmak ve ızdırabını dindirmek için çalışmak” anlayışıyla kurulan Türk Kızılay’ını; Paranın gücüyle insanını yalnız bırakan, binbir dümen kurup içini boşaltan bir anlayışa mahkûm ettiniz. Yazıklar olsun!”

DAVUTOĞLU: KİMİN MALINI KİME SATTINIZ?

Kızılay'a bir tepki de Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'ndan geldi.Konuyla ilgili sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Davutoğlu, çadır skandalına ''Kimin malını kime sattınız? İnsanlar sokakta çaresizce çadır beklerken, Kızılay çadır satışı yapamaz. O çadırlar ücretsiz olarak bölge halkına ulaştırılmalıydı. Bunun adı iş bilmezliktir, akıl tutulmasıdır. Ülkemiz ve asil milletimiz bunu hak etmiyor'' sözleriyle tepki gösterdi.

İYİ PARTİ'DEN AÇIKLAMA

Konuyla ilgili İYİ Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu, yazılı bir açıklama yaptı.

Zorlu açıklamasında şöyle dedi:
“Bir gazetede yer alan iddialar çerçevesinde kamuoyuna yansıdığı üzere Kızılay'ın deprem felaketinden 2 gün sonra depolarında mevcut olan çadırları (2050 adet) sattığı ve ilgili derneğin almış olduğu bu çadırları AFAD koordinesi ile üçüncü ve dördüncü günü sahaya ulaştırabildiği anlaşılmaktadır.

Milletimizin her alanda işbirliği ve dayanışması çok önemli ve değerlidir. Ancak bu olay farklı yönleriyle irdelendiğinde felaketin ilk günlerindeki organizasyon eksikliğini ve koordinasyon hatalarını gözler önüne sermektedir.

Kızılay resmi WEB sitesinde afet yönetimi kapsamında ‘Acil barınma konusunda ise devletin ilgili kurumlarının yanında yardımcı rol üstlenir.' denilmekte ve ‘uzun süreli kullanılabilen afet çadırlarının yanı sıra ihtiyaca yönelik özel çadırlar da ürettiğinden' söz edilmektedir. Ayrıca ‘afet yardımları' kısmında Kızılay'ın afet bölgelerinde oluşan geçici barınma ihtiyacını karşılamak için geçmişten bugüne devam eden bağış sistemi kurduğu açıkça görülmektedir. Yani kurumsal olarak üretilen çadırlarda zaten halkımızın yapmış olduğu bağışlar söz konusudur.

“NE AFET YÖNETİMİNİN HEDEFİNE NE DE ETİK/HUKUKİ DEĞERLER SİSTEMİNE UYGUN”

Kızılay'ın, olağanüstü hal ilan edilen deprem felaketinin ardından, elindeki çadırları ivedi olarak sahaya sevk etmek yerine bir başka kuruluşa satarak yönlendirmiş olması ne afet yönetiminin hedefine ne de etik/hukuki değerler sistemine uygundur.

Bununla birlikte sorunu asıl derinleştiren, Türkiye Acil Afet Müdahale Planı'ndaki (TAMP) hatalı yaklaşımdır. Zira burada çadır temini ve çadır kentlerin kurulumu aşamasında AFAD ana çözüm ortağı, Kızılay ise destek çözüm ortaklarından biri olarak belirlenmiştir.

Bu tespit ve değerlendirmeler, Kızılay gibi devletin ve halkın birleştirici gücü olma özelliğine ulaşmış bir kurumun sorumluluğunu ve AFAD'ın depremin ilk saatlerinden itibaren Kızılay'ın elindeki çadırları acil temin/organize/sevk etme görevini de ortadan kaldırmayacaktır.

“GEREKLİ TÜM DETAYLI İNCELEMELERİ YAPACAĞIZ”

İYİ Parti bu konuda gerekli tüm detaylı incelemeleri yaparak milletimizle paylaşacaktır. Şüphesiz Türkiye bu vahim ve tutarsız tabloyu, yükselen yozlaşmayı hak etmemektedir.”