AKP'liler Erdoğan'ın o sözünü 'şaka' olarak nitelendiriyor

AKP'liler Erdoğan'ın o sözünü 'şaka' olarak nitelendiriyor
Deniz Zeyrek, bugünkü köşe yazısında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden'ın görüşmesini yazdı.

Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, Erdoğan'n Biden'ın "Ermeni Soykırımı" sözlerine tepki göstermeyerek "hamdolsun gündeme gelmedi" demesinin AKP'liler tarafından şaka olarak nitelendirildiğini yazdı.

Zeyrek'in bugünkü köşesinde "Hamdolsun dünya lideri" başlığıyla yayımladığı yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden arasında geçen görüşmenin Türkiye'deki yansımalarına bakıyorum.

Herkes işin algısında.

Mesela sosyal medya platformu Twitter'da “dünya lideri” diye bir etiket açılmış.

köpürtmüş. Erdoğan karşıtları, Biden ile Erdoğan'ın sıkılı yumruklarla selamlaştığı anda farklı bir açıdan çekilmiş bir fotoğrafı “Erdoğan, Biden'ın elini öpüyor” gibi çarpıtmış.

Erdoğancılar, NATO zirvesine katılan liderlerin aile fotoğrafında Erdoğan'ın Biden ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile en önde durmasını “dünya lideri” olduğunu kanıtı gibi göstermiş.

Erdoğan karşıtları ise Erdoğan'ın İngilizce ve Fransızca yapılan anonsları anlamadığı için arkaya birkaç saniye geç dönmesini köpürtmüş.

Sosyal medyadaki münazarada Erdoğan karşıtlarının en önemli kozu, görüşmeden bir gün önce Biden'a “soykırım” açıklamasından duyulan rahatsızlığı ileteceğini söyleyen Erdoğan'ın görüşmeden sonra “hamdolsun gündeme gelmedi” diye övünmesi oldu.

Erdoğancılar bu gafı “Sayın Cumhurbaşkanı nüktedan biri, şaka yaptı” diye geçiştirmeye çalıştı.

Oysa, Erdoğan-Biden görüşmesi Türkiye açısından kritik bir öneme sahipti. Erdoğan'ın iletişim ekibi, sosyal medya ordusuyla iç politika kaygılı münazaralar yaratacağına görüşmenin sonuçlarını anlatan, bilgilendirici paylaşımlar yapmalıydı.

9 Haziran 2021 günü SÖZCÜ'de “Erdoğan'ı Brüksel'de ne bekliyor” başlıklı bir yazı yazmış, hem Ankara'nın hem Washington'ın arzusunun “masayı devirmeme” olduğunu anlatmıştım.

Neticede masa devrilmedi ama sorunlar üzerinde aynen kaldı. Şimdi gelin çözüm bekleyen ve heyetlere havale edilen masadaki sorunlara bir kez daha bakalım:

■ ABD, PKK/YPG'ye ve FETÖ'ye verdiği aleni desteğin sonlandırılacağına dair hiçbir taahhütte bulunulmadı. Erdoğan bu konularda eli boş döndü.

■ Erdoğan S-400'ler konusunda pozisyonunu değiştirmedi. ABD ise bu konudaki kararlılığını bir kez daha gösterdi. Yaptırım tartışması gelecekte de devam edecek.

■ Türkiye'nin 1.5 milyar yatırdığı ama dışlandığı F-35 projesiyle ilgili de bir sonuç yok. 1.5 milyar doların nasıl kurtarılacağına dair henüz bir yol haritası yok.

■ ABD tarafı Türkiye'nin insan hakları ve demokratikleşme konusundaki olumsuz karnesini gündeme getirdi ama Türk heyeti terörle mücadele ettiğini gerekçe gösterdi.

■ Afganistan'da asker bulundurma meselesinde de somut bir ilerleme kaydedilemedi. Türkiye, Kabil'in güvenliğini sağlama karşılığında NATO müttefiklerinden lojistik ve mali destek talep ediyordu. ABD, operasyona Pakistan ve Macaristan'ı da dahil etmek istiyor. ABD'nin Türkiye dışındaki iki ülkeyi Türkiye'nin taleplerine karşı pazarlık unsuru olarak kullandığı gözlerden kaçmıyor.

■ ABD, HalkBank davası gibi akçeli konuların da peşini bırakmıyor ve koz olarak kullanmaya devam ediyor.

Uzun yıllar dış politika takip etmiş bir gazeteci olarak şunu açıkça söylemeliyim ki, “masa devrilmedi” diye sevinecek halimiz yok.

Ne yazık ki Erdoğan'ın Biden'la görüşmesinin Türkiye'ye hiçbir somut getirisi olmadı.

Bunun en önemli nedeni de Türk dış politikasının en kötü dönemini yaşıyor olmasıdır. Türkiye, her zaman övündüğümüz o “diplomasinin yumuşak gücünü” yitireli çok olmuş.

Deneyimli diplomatlarımızın fikrini soran yok. Süreçleri, her şeye “ideoloji ve para” eksenli bakan bir ekip devralmış.

O ekip hem Türkiye'nin yalnızlaşmasını, fiili olarak Avrupa-Atlantik hattından kopmasını “olumlu” görüyor, hem de bütün çözümleri Avrupa-Atlantik hattında arıyorlar.

Çünkü ideoloji Doğu'yu, para Batı'yı gösteriyor.

Tuhaftır, teoride ABD karşıtı gibi görünen, ülkede kötü giden her şeyi ABD'ye bağlayan iktidar destekçileri, yine de Erdoğan'ın Biden'la görüşmesinden çok mutlu oluyorlar ve bunu “dünya lideri” gibi etiketlerle iç politikada propaganda malzemesine çevirmeye çalışıyorlar.

Evet Erdoğan NATO zirvesi dahil birçok uluslararası platformda bir “dünya lideri” olmak zorundadır.

Çünkü o platformlarda NATO'nun en büyük ikinci askeri gücü, dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olan Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etmektedir.

Peki bir dünya lideri, dün muhatabı için “hesabını soracağım” dediği bir konuda bugün “Hamdolsun gündeme gelmedi” diye övünür mü?

Bizim cumhurbaşkanı maalesef övündü.

Hamdolsun dünya lideri!