AKP'li Özhaseki'den parlamenter sistem yorumu: Kriz ve kaos demek

AKP'li Özhaseki'den parlamenter sistem yorumu: Kriz ve kaos demek
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, 6 siyasi parti genel başkanlarının 28 Şubat'ta bir araya gelerek yaptıkları mutabakata ilişkin, "Yarının Türkiye'si için süslü bir kelam olarak söyledikleri güçlendirilmiş parlamenter sistem, eski Türkiye’ye dönme arzusudur. Bu sistem kriz ve kaos demektir" değerlendirmesinde bulundu.

Kayseri'deki katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Özhaseki, 6 muhalefet partisinin tarihi mutabakatıyla ilgilli konuştu. Özhaseki, 6 siyasi partinin genel başkanının imzaladığı güçlendirilmiş parlamenter sistem mutabakıyla ilgili, "Masaya oturmalarına karar verebilmeleri bir ay sürdü" dedi. Özhaseki şöyle devam etti:

"Yaş sırası mı, boy sırası mı, tartışıp durdular. Salona girişleri bile 'Sen önden girdin, sen geriden geldin.' tartışmalarıyla geçti. Sonra da çıkıp komedi gibi bülten okudular. En süslü cümleleri parlamenter sistem. Süslemek için de başına güçlendirilmiş ifadesini eklediler. Parlamenter sistemi biz senelerce yaşadık. 60 ihtilalinden 2002 AK Parti iktidarına kadar tam 36 tane koalisyon hükümeti kuruldu bu ülkede. 6 aylık, 9 aylık süreçlerle ülke yönetilmeye çalışıldı. Verilecek kararlarda yaşanılan kavgaları çok iyi hatırlıyoruz. Oturma düzenine bir ayda karar verenler, ülkenin önemli konuları önlerine geldiğinde herhalde bir asır konuşurlar. Akdeniz meselesi, Libya diye bir başlık atın, emin olun bunu 3 sene tartışırlar. Her bir alanda aralarında çatışma yaşayacaklarını da unutmamak lazım. Yarının Türkiye'si için süslü bir kelam olarak söyledikleri 'güçlendirilmiş parlamenter sistem', eski Türkiye’ye dönme arzusudur. Bu sistem kriz ve kaos demektir. Şimdi çok şükür işin başında işin ehli bir Cumhurbaşkanı'mız var, Bakanlar Kurulu'muz var. Bu düzen tıkır tıkır işliyor hamdolsun"

CHP'nin iki ana stratejisi olduğunu iddia eden Özhaseki, şunları söyledi:

"Birincisi Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti gitsin de ne olursa olsun. Bu uğurda fikrine, zikrine, Türkiye'ye yakın mı, düşman mı bakmadan herkesle bir araya gelebilirler. Ne yapacaklar peki? Belirsiz. Ne vadediyorlar? Belirsiz. Hangi sosyal politikaları izleyecekler? Belirsiz. Hangi ekonomik politikaları işleyecekler? Belirsiz. En basit soruların bile cevabı yok. İkincisi ise yalana dayalı bir algı operasyonları var. Belediye başkanları da mağduriyet edebiyatı içerisinde günlerini geçiriyorlar. Aradan üç sene geçmesine rağmen CHP'li belediyeler hiçbir iş yapmadı. İş yapmaya ne niyetleri var ne de akılları yetiyor. Zaten hizmet etmek gibi bir dertler de yok. Devlet, paralarını kesmiyor, önlerine de set durmuyor. Yerel seçim öncesinde 'öz gelirlerle yönetiriz' diye nağra atanlar şimdi öz gelirler ortaya koyamıyorlar"

Özhaseki, sıfır borçlu bir belediyenin asla olmayacağını, esas meselenin sürdürülebilir bir borç olması gerektiğini de söyledi.