Akbelen'de gönüllülere testere dağıtarak 105 ağaç kestirmişler
HAZAR DOST
Milas İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı, bölgede bulunan Yeniköy-Kemerköy Termik Santrali tarafından 'Kömür yatağı ihtiyacı' nedeniyle kesilmek isteniyor. Yaklaşık üç yıldır kesim için bölgeye gelen ekiplere karşı direnen ve kesimi engelleyen köylüler, 8 Ağustos günü, Akbelen Ormanı’nda gönüllüler tarafından kesim gerçekleştiğini belirtirken ''Yangına yardıma gelen gönüllüleri, 'Burası riskli bölge, burayı tıraşlayın' diyerek bu bölgeye bırakmışlar. Gittiğimizde ellerinde şirketin adının yazdığı testereler vardı'' diyor.
İkizköy’de yaşayan Esra Işık, çocukluğunun yarısının geçtiği köyünde bulunan ormanın kesilmesine karşı direnenlerden. Mücadelelerinin ormanı korumanın dışında çok daha geniş bir mücadele olduğunu söyleyen Işık, ''2019 yılında orman işçileri köye gelip ağaçları kesmek istediğinde tüm köylülerle direnip kesimi engellemiştik. Yıl biter bitmez (2020) tekrardan geldiler ve damgalamak yapmak istediler. Buna da engel olduk. Bu süreçte hukuki işlemleri başlattık'' diyor.
Şirketin, inatçılığını sürdürdüğünü söyleyen Esra Işık, salgın nedeniyle sokağa çıkma yasağı olduğu süreçte kesim için tekrardan köye görevlilerin geldiğini anlatıyor. Mücadeleleri sonucunda şirketin istediğinin tekrardan olmadığını belirten Esra Işık, son olarak kesim için 17 Temmuz 2021’de ekiplerin geldiğini söyledi.
17 Temmuz’da Milas Orman Müdürlüğü’nün Akbelen Ormanı’nda 20-30 ağaç kesmesinin ardından ise İkizköylüler, Akbelen Ormanı’nda çadır kurarak nöbete başladı.
''Burası termik santral için kesilmek isteniyor''
Ormana çadır kurmalarının ardından ''Bizim sözümüz kıymet bilmiyor, bu ormana kıymet verilmiyor. Bizlerde burada nöbetteyiz. Buraya kesim işçilerini almayız çünkü burası termik santral için kesilmek isteniyor'' dediklerini söyleyen Işık, ormanları için direneceklerini belirtiyor.
Orman yangınları başlayınca nöbetimiz 'yangın' nöbetine dönüştü
Nöbetlerinin 22’nci gününde Muğla’da yangınların başladığını söyleyen Esra Işık, ''Muğla’nın her tarafı yanıyor, hektarlarca orman yok oluyor. Bu kentin büyük bölümü orman fakat bu yangınlar nedeniyle aniden ormansızlaştı'' diyor. Direnişçiler olarak orman yangınlarının olduğu dönemde şirketin Akbelen Ormanı’na girmeyeceğini düşündüklerini ve bu nedenlerle ormanda yangın nöbeti tuttuklarına dikkat çeken Işık, ''Yangınlar için tedirginken, nöbet tuttuğumuz yerin tam tersinde 105 ağacımız katledildi'' dedi.
Gönüllülere 'Buraya yangın gelebilir' diyip Akbelen Ormanı’nı kestirmişler
Direnişçiler, kesim yapılan bölgeye giderek ormanı kesen kişiler, tepki gösterince gerçek ortaya çıkıyor. Milas’ı etkisi altına alan yangınlara müdahale etmek için Türkiye’nin dört bir yanınan gelen gönüllü ekiplerine testere vererek ''Bu bölgede yangın riski var. Burayı tıraşlayın" diyen şirket, Akbelen Ormanı’nda bulunan ağaçların kesilmesini istedi. Direnişçilerden Esra Işık ''Gittiğimizde ellerindeki testerelerden Yeniköy-Kemerköy Termik Santrali yazıyordu. Yangın için gelen gönüllüler olduklarını öğrendik. Bu olay şirketin ne kadar gözünü karatttığını gösteriyor'' diye konuştu.
''Ormanımızı kesmek isteyen şirket 'beşli çetenin' içinde''
Limak’ın ortaklarından olduğu Yeniköy-Kemerköy Termik Santrali hakkında sosyal medya paylaşımları yaptıklarını söyleyen direnişçiler, ''Şirket bu paylaşımlardan belli ki rahatsız olmuş, başımıza gelmeyen kalmadı'' diyor. Yasal olmayan ağaç kesiminin ardından jandarma çağırdıklarını fakat jandarmanın dört beş saat sonra geldiğini söyleyen Akbelen Ormanı direnişçileri, ''Tutanak tutulması, kaç ağacın kesildiğinin belirlenmesi gerekiyordu. Fakat şirket önce gelerek kestiği ağaçları toplayıp gitti'' diyor.
'Buradan bakan geçiyor pankarttan rahatsız olabilir’
Milas-Ören yolu üzerinde 'Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz' yazılı kırmızı renkte büyük bir pankart bulunuyor. Biz, Milas yangının takip ettiğimiz süreçte bu pankartla sık sık karşılaştık. Jandarmanın ve kaymakamın bu pankartın kaldırılmasını istediğini söyleyen Işık, ''Bu pankart bizimle simgeleşti, bunu indirmek zorunda değiliz'' dediklerini fakat
Işık, ''Öğleden sonra ise işin rengi değişti. Buraya atanan kaymakam ve jandarma ekibi, bulunduğumuz alandan çıkmamızı istedi'' diyerek yaşananları anlattı.
Cumhurbaşkanlığı’ndan çıkan kararı göstererek 'Ormanlık alanda kalamazsınız' denildiğini belirten direnişçiler, ''Kaldığımız alan özel mülk. Ormana ya da devlete ait değil. Bu belgeyi gösterdik. Önce iyi konuştular fakat biz bir şeyler olacağını hissetmiştik'' diyor.
Köylüler ormanların yok edilmesini engellemek için pankartlarla seslerini duyurmaya çalıştılar (yukarıdaki fotoğraf)
Köylüler gidince alandakiler darp edilerek çıkarılmış
Akşam saatlerinde çadır alanında bulunan köylülerin evlerine gitmesi sonucunda çadır alanında az kişi kaldığını söyleyen Işık, ''Tahliye edilmesini söylüyor. Arkadaşlarımızda 'Hayır, buradan çıkmayacağız. Şu an ormanlık alanda değiliz, özel mülkteyiz. Çıkmak zorunda değiliz' diyorlar'' diyerek yaşananların nasıl başladığını anlatıyor.
15 yaşındaki kardeşimi sürükleyerek alandan çıkardılar
Jandarma ve kolluk kuvvetlerinin direniş alanında bulunan kişilerin kollarından, bacaklarından tutarak sürüklediğini söyleyen Işık, ''Sürüklenen kişilerden biri 15 yaşındaki kardeşim. Bana, 'Galiba gözaltına alınıyoruz' diye mesaj atmış. Buraya koşarak geldim. Ormanın girişinde kardeşimin yerlerde sürüklendiğini gördüm. 15 yaşındaki çocuğa bunlar yapılamaz. Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesi’ni okumalarına öneriyorum'' diyor.
Direnişçiler, Akbelen Ormanları'nı korumak için nöbet tutuyor. Jandarma ekipleri köylülerin ormanlık alana girmesine izin vermiyor (yukarıdaki fotoğraf)
Alanda bulunan tüm kişileri darp ederek alandan çıkardıklarını söyleyen Işık, haklı direnişçilerinin süreceğini belirterek ''Canımızın bile kıymetinin olmadığını anladık. Biz bu ormanı terketmeyeceğiz. Eylemlerimize devam edeceğiz. Gece saatlerinde kurulan barikatın önünde nöbetimize devam ettik. Şu an buraya her yerden gönüllüler geliyor'' dedi.