Adana'da polisin kalbinden vurarak öldürdüğü 19 yaşındaki gencin cinayetine ilişkin rapor yayımlandı

Adana'da polisin kalbinden vurarak öldürdüğü 19 yaşındaki gencin cinayetine ilişkin rapor yayımlandı
Adana’da 19 yaşındaki genç 'dur ihtarına' uymadığı gerekçesiyle polis tarafından kalbinden vuruldu. Gözaltına alınan polis, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Cinayetle ilgili hazırlanan rapor, kamuoyuyla paylaşıldı.

Ortaya çıkan görüntülerde kalbinden vurulduğu görünen genç için valilik dur ikazına uymayarak kaçtığını savundu.

Öldürülen gencin yirmi yaşının altında olduğu, çalıştığı için sokağa çıktığı ve ceza yemekten korktuğu için polislerden kaçtığı iddia edildi. 

Dün gerçekleşen olayda birçok haber sitesi, Ali El Hemdan'ın ayağından vurulduğunu yazmıştı. Sabah Gazetesi ise, polisin silahının kazara ateş aldığını iddia etmişti. 

Valilikten açıklama

Adana Valiliği de olayla ilgili polis memurunun açığa alındığını açıkladı. Valilik açıklamasında şöyle denildi:

"27.04.2020 günü saat 12.00 sıralarında Seyhan ilçesi Sucuzade Mahallesi'nde Seyhan İlçe Emniyet Müdürlüğümüze bağlı ekiplerimizin uygulama yaptığı esnada, uygulama noktasında ‘dur’ ikazına uymayarak kaçan Suriye uyruklu Ali H. isimli şahıs, uyarı ateşi açılması esnasında kazaen yaralanmıştır.

 

Yaralı olarak hastaneye sevk edilen Ali H. yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir. İlgili polis memuru, açığa alınmış olup adli ve idari tahkikat devam etmektedir."

Polis tutuklandı

Adana'da Suriyeli 19 yaşındaki Ali El Hemdan, polisin dur ihtarına uymadığı iddiasıyla kalbinden vurularak öldürüldü. Adana Valiliği şüpheli polisin açığa alındığı olayı 'kaza' ifadesiyle savundu. Polis F.K. sulh ceza hakimliği tarafından tutuklandı.

Genci öldüren polisin ifadesi ortaya çıktı

Cumhuriyet'ten Alican Uludağ, 19 yaşındaki genci vuran polisin savcılığa verdiği ifadeye ulaştı. Polis, kendini güvende hissetmek için eline silah aldığını iddia ederken; silahın da kendisi yere düşerken ateş aldığını öne sürdü.

İfade şöyle:

Asayiş Şube Müdürlüğü’nde polis memuru olarak görev yapmaktayım. Dün diğer polis memuru arkadaşlarımla birlikte saat 10:30 sıralarında COVID-19 nedeniyle sokağa çıkma yasağı bulunan vatandaşlarla ilgili ve şüpheli gördüğüm şahıslarla ilgili kontrol yapmak amacıyla Sucuzade Mah. Obaler Caddesi kesişiminde kontrol noktası oluşturduk.  Saat 12:00 civarında ölen şahsı, yanında başka bir şahısla bize doğru gelirken gördüm. Şahıslar biraz tedirgin davrandılar. Ben şahısların yanına gittim. Ölen çocuğun yanındaki şahsı aldım. Diğer ölen çocuk kaçmaya başladı. Diğer şahsı arkadaşlarıma teslim edip, kaçan çocuğun arkasından koşmaya başladım. Hatta arkadan da polis memuru arkadaşım İ.K. koşuyordu. Ben çocuğu durması için birçok kez uyardım. Çocuk ara sokaklara girince belimden silahımı çıkarıp, mermiyi namluya sürdüm ve arkasından koşuyordum. Dediğim gibi ara sokaklara girdiğim için ve sokaklar sıkıntılı şahısların oturduğu yerler oturduğu yerler olduğu için, biraz da kendimi güvende hissetmek için elime silahı almıştım. Ben şahsın bana doğru döndüğünü görmedim. Çünkü bu sırada sokak kalabalıktı. Koşan birkaç kişi daha vardı. O yüzden dikkatim o şahıslara yönelmişti.

 

Ölen çocuğun bana bana doğru dönüp dönmediğini hatırlamıyorum. Hatta o sırada bir lastik patlama sesi gibi bir ses duyuldu. Belki de diğer şahıslarda ve ölen çocuk da benim silah sıktığımı düşünerek dönmüş olabilir. Ben de o an panikledim. Koşarken elimde eldiven bulunduğundan ve çok sendeleyip yorulduğumdan sendeledim, o sırada yere düştüm. Yere düşerken de silah ateş aldı. Ben kesinlikle silahı şahsa doğrultmadım. Sadece şahsı yakalamaya çalıştım. Ölen şahısla aramızda yaklaşık 30 metre mesafe vardı. Ardından çocuk yere düştü. Ben hemen çocuğun yanına gittim. Çocuğun vurulduğunu görünce telsizden ve cep telefonundan 112’yi aradım. Ölen şahsı tanımıyorum. Şüpheli bir şahıs olabileceğini düşünerek müdahale etmek istedim. Kesinlikle vurmak amacım yoktu. Dediğim gibi hem kendimi güvene almak, hem de şahsı korkutup durdurmak amacıyla silahımı çıkardım. Aslında havaya ateş edecektim. Böyle bir olayın yaşanmasını istemezdim. 26 yıllık meslek hayatımda ilk defa böyle bir olay başıma geldi.

Soru üzerine konuşan polis, "Kesinlikle çocuk yürümüyordu. Beni görünce koşarak kaçtı. Ben de arkasından koştum. Çocuğa doğrudan ateş ettiğim hususu doğru değildir. Tanık beyanlarını kabul etmiyorum.” ifadelerini kullandı.

Şüpheli polis, sulh ceza hakimliğinde ise “Böyle bir şey yaşandığı için üzgünüm. Normal şartlarda silahı emniyeti açık olarak taşıyoruz. Sokak sıkıntılı olduğu için silahı elime aldım. Silah yanlışlıkla ateş aldı. Elim yanlışlıkla tetiğe değdi. Silahı elime almanın nedeni havaya ateş açmaktı. Sendeleyip düştüğüm için yorgunluk ve Ramazan dolayısıyla böyle bir olay meydana geldi.” dedi.

Cinayet raporu kamuoyuyla paylaşıldı

İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği Adana Şubesi, Adana Barosu İnsan Hakları Komisyonu ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu; ortak hazırladıkları heyetin tespit ve incelemeler sonucu ortaya koyduğu cinayet raporunu kamuoyuyla paylaştı.

Güvenlik kameralarını inceleyen ve görgü tanıklarıyla konuşan heyet, görüşmeler sırasında polisin görgü tanıklarının yanında durarak görüşmeleri engellemeye çalıştığını iddia etti.

Heyet, raporun sonuç kısmında; yaptıkları tespit ve incelemeler sonucunda şüpheli polisin PVSK’da ve yasal mevzuatta tanımlanan silah kullanma yetkisini aşarak usul ve mevzuata aykırı hareket ettiğini belirlediklerini belirtti.

Hazırlanan rapor ise şöyle:

27.04.2020 tarihinde Adana ili Seyhan ilçesi Sucuzade mahallesi 30099 sk. İle 30095 sokağın kesiştiği noktada saat 12:00 civarında Ali El Hemdan isimli 18 yaşındaki gencin polis silahı ile vurularak öldürülmesine ilişkin tespit ve inceleme raporumuzdur.

Heyetin oluşumu:

Raporumuzun konu bölümünde belirtilen olay nedeniyle İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi (İHD) adına Av. Zelal Demiray, Av. İlhan Öngör, Av. Yasemin Dora Şeker, Çağdaş Hukukçular Derneği Adana Şubesi (ÇHD) adına Av. Tugay Bek, Kamu Emekçileri Sendikalar Konfederasyonu (KESK) adına İrfan Doğan , Adana Barosu İnsan Hakları Komisyonu sözcüsü Av. Nurettin Tanış ve Av. İsmail Oray Ayhan’dan oluşan heyetimiz olayın oluşumu ile ilgili inceleme ve tespitlerde bulunmak amacıyla 28.04.2020  günü saat 13:00 sıralarında olay yerinde aşağıda belirtilen incelemelerde  bulunmuş ve görgü tanıkları  ile görüşmüştür.

Olayın oluşumu ve tespitlerimiz

27.04.2020 tarihinde Adana ili Seyhan ilçesi Sucuzade mahallesi 30099 sk. İle 30095 sokağın kesiştiği noktada saat 12:00 civarında Ali El Hemdan isimli genç polis silahı ile vurularak öldürülmüştür.

Heyetimizce öncelikle gencin vurulduğu iddia olunan yere gidilmiş yapılan incelemelerde Ali El Hemdan isimli gencin Sucuzade mahallesi 30095 sokağa girerken yaklaşık 20 metre ileride bulunan 30099 sokağın kesişti noktada vurulduğu tespit edilmiştir. Tarafımızca yapılan incelemede gencin vurulduğu yerde Efe Koltuk döşeme isimli işyeri ile çocuğun tam vurulduğu yeri gören Mevsim Ticaret isimli işyerinin kamerasının bulunduğu tespit edilmiştir. Yine 30095 nolu sokak başında bulunan Efendi Kuruyemiş isimli işyeri ile Shahba Roz Broasted isimli tavukçu dükkanın kamera kayıtları olduğu tespit edilmiştir. Kamera kayıtları güvenlik gerekçesi nedeniyle işyerleri yetkilileri tarafından tarafımıza izlettirilmemiştir. 

Heyetimizce, olayın olduğu yerde bulunan işyerlerindeki kişilerle görüşülmüş, işyerleri sahipleri ve çalışanlar isimlerini vermek istemediklerini ancak; gördüklerini anlatabileceklerini beyan etmişlerdir.

Motorsiklet ve bisiklet tamircisi Suriye vatandaşı şahsın beyanı:

“Olayın olduğu Sucuzade mahallesi 30095 sokağın başında motorsiklet tamirciliği dükkanım bulunmaktadır. Olay öncesinde dükkanımda H.H.A. A. İsimli şahıs oturuyordu. Yaklaşık 1-2 saat civarı oturdu. Sonra vurulan çocuk Ali El Hemdan isimli çocuk geldi. Biraz ayaküstü sohbet ettikten sonra, beraber ayağa kalktılar ve dükkandan 30-40 metre ileriye doğru yürüdüler. İleride polis arabası vardı ve gelen gidene kimlik kontrolü yapıyordu. O sırada ben de dükkanımda bulunan diğer şahıslarla ilgileniyordum, aradan yaklaşık 10 dakika geçmeden bir silah sesi geldi. O sırada dışarı çıktığımda sokakta kalabalık oluştu ve sokakta, polis vardı, ben vurulma anını görmedim. Ama çocuğun vurulduğu anda yanında H.H.A.A. isimli şahıs vardı, çünkü dükkanımdan beraber çıktılar, isterseniz numarasını vereyim onunla görüşün, olayla ilgili görgüm ve bilgim bundan ibarettir” demiştir.

Görgü tanığının beyanında geçen Hasan H.H.A.A. isimli şahsın telefonu tarafımızca alınmış ve kendisi ile telefon ile görüşülmüş ve mümkünse olay yerine gelmesi istenmiş olup, görgü tanığı H.H.A.A. isimli şahıs ise yarım saat sonra gelebileceği belirtmiştir.

Heyetimiz, tanığın gelmesini bekleyeceği sırada yaşamını yitiren gencin ailesi ile görüşmeye gitmiş ve çocuğun babası ile görüşme sağlanmıştır.

Yaşamını yitiren Ali el Hemdan'ın babası A.E.H. ile tercüman aracılığıyla yapılan görüşmede:

Olayla ilgili görgüye dayalı bilgim yoktur. Oğlum 18 yaşına yeni girmiş olup mesleği terziliktir. Tekstil işlerinde çalışmaktadır. Ancak; bu corona virüsü nedeniyle 1 aydır çalışmamaktadır.  Olay anında oğlumun yanında arkadaşı H.H.A.A. isimli şahıs varmış, olayın nasıl olduğunu o bize anlattı. Onun anlatımına göre “ polis, oğluma kimlik sormuş, oğlum 20 yaşından küçük olduğu için ve 20 yaşındaki kişilerin sokağa çıkması yasak olduğu için ilk başta kimliğini çıkarmamış, o sırada birkaç adım geri gitmiş polis arkasından giderek silah sıkmış ve tek kurşunla kalbinden vurmuş, konu ile ilgili emniyette ifade verdim ve şikayetçi oldum.” diye beyanda bulunmuştur.

Heyetimizce yaşamını yitiren gencin babası ile yapılan görüşmeden sonra tekrar olay yerine olayın görgü tanığı H.H.A.A. ile görüşülmeye  gidilmiştir.

Olayın görgü tanığı ve Ali el Hemdan'ın arkadaşı H.H.A.A.'nın beyanları

“Olaydan önce ben motorsiklet tamircisi dükkanında oturuyordum. Yolun karşısından Ali El Hemdan isimli arkadaşım geldi. Dükkanın önünde biraz sohbet ettik. Sonra beraber kalktık ve 20-30 metre kadar ilerledikten sonra polis arabası cadde üzerinde duruyordu,arabanın önünde polisler vardı. Polisler bize kimliklerinizi çıkarın dedi. Ben kimliğimi çıkardım verdim,  sonra polis benim üstümü aradı,  o sırada Ali El Hemdan 20 yaşından küçük olduğu için biraz geride durdu, o sırada polis onun kimliğini istedi ancak; Ali El Hemdan kimlik çıkarmadı ve biraz ileriye gitti o sırada bir polis arkasından gitti ve polisin sokağa girmesi ile tek bir silah sesi geldi. O sırada ben sokağa doğru gidince Ali ‘nin sırtüstü yattığını gördüm ve o esnada panikledim. Ardından ambülans geldi ve Ali El Hemdan’ı hastaneye götürdüler. Konu ile ilgili polisler bana ayaküstü bir şeyler sordula, ben de anlattım ama yazılı ifademi almadılar. Şimdiye kadar da kimse ifademi almadı. “ diye beyanda bulunmuştur. 

Heyetimizce soruşturma dosyasının incelemesi ve dosya savcısı ile yapılan görüşme:

Dosya savcısı, şüpheli polis memuru F.K ‘nın , kasten öldürmekten 28.04.2020 tarihinde tutuklandığını ve etkin bir soruşturma yapıldığını, olay yerindeki kameralardan ise yalnızca bir tanesinin çalıştığını ve incelenmeye devam edildiğini beyan etmiştir.

Dosya incelemesinde; şüpheli polis memurunun ifadesinde, öldürülen gencin kimliğini sorduğunu, vermek istemeyerek sokağa girdiğini, kaçtığını, dur ihtarına uymadığını, sokağa girerken sokağın güvenilir bir sokak olmaması sebebiyle sokağa silahının emniyetini açık vaziyette elinde iken girdiğini, aniden gencin döndüğünü, oruçlu olması sebebiyle yorgun olduğunu, koşarken sendeleyip düştüğünü ve elindeki eldivenden dolayı silahının havaya ateş etmek isterken ateş aldığını beyan ettiği görülmüştür.

Olay tanığı S.D.’nin öldürülen gencin arkasından polisin koştuğunu, dur diye bağırdığını ve gencin durup yüzünü döndüğünde polisin silahı ateşlediğini, polisin yere düşmediğini ve sendelemediğini beyan ettiği görülmüştür.

Olay tanığı Z.B’nin ; Gencin sokakta koştuğunu ve polisin sokakta koştuğunu bir kez ateş edildiğini ve gencin düştüğünü beyan ettiği görülmüştür.

Ölü muayene otopsi belgesinde öldürülen gencin sol göğüs üst kısmında bir adet mermi giriş deliği olduğu, bu haliyle vücudunun başka bir yerinden herhangi bir yara almadığı görülmüştür.

Heyetimizin olayın hukuki değerlendirmesine ilişkin görüşleri:

Yaşam Hakkını düzenleyen Anayasa’nın 17.maddesi ile AİHS’nin 2.maddesi birlikte değerlendirildiğinde yaşam hakkını korumak için Devlet her türlü önlemi almak yükümlülüğündedir. Polise silah kullanmak yetkisi ancak zorunlu durumlarda verilebilir ve silah kullanabilmek için polisin başkaca bir olanağının kalmaması gerekir. PSVK’nin 16.maddesine göre polis, kişileri ve araçları bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek suç işlendikten sonra kaçan faillerinin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç ve kabahatlaerin faillerinin kimliklerini tespit etmek, hakkında yakalama emri ya da zorla yerine getirme kararı verilmiş kişileri tespit etmek, kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya mal varlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek amacıyla durdurabilecektir.

Polis, direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zor veya silah kullanma yetkisini kullanırken kendisine karşı silahlı saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde silahla ateş edebilir. Polis, silah kullanmadan önce, kişiye duyabileceği şekilde dur çağrısında bulunacak, kişinin bu çağrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde uyarı amaçlı silahla kişiye ölümcül olacak şekilde hedef almadan ateş etme hakkı mevzuatta düzenlenmiştir.

Olayda PVSK’da ve diğer yasal mevzuatta düzenlendiği şekilde olayın gerçekleşmediği görgü tanıkları ve tespitlerimizle anlaşılmaktadır.

Öldürülen gencin dur ihtarına uymadığı yönündeki şüpheli beyanı dışında herhangi bir şekilde ağır cezalık bir suça karıştığından ya da polise saldırıda bulunduğuna dair bir emare bulunmamaktadır. Aksine gencin durdur ihtarına uyarak durduğu ve yüzünü polise döndüğü o sırada vurulduğu görgü tanıkları beyanlarıyla sabittir. 

Ayrıca bu şartlar altında velev ki öldürülen genç dur ihtarına uymayarak kaçmış olsa dahi mevzuat gereği polisin öldürme yetkisi bulunmamaktadır. Her ne kadar yazılı ve görsel basında mülki amirler tarafından polisin havaya ateş ettiği ve ölen gencin bacağından vurulduğu belirtilmiş ise de ölü muayene ve otopsi belgesinde gencin tek kurşunla göğsünün üst kısmı olan ölümcül bölgeden vurulduğu açıktır.

Olayın işlenişi, görgü tanıkları beyanları, otopsi belgeleri birlikte değerlendirildiğinde Anayasa’nın 17. Ve Aihs’nin 2.maddesinde düzenlenen Devletin negatif yükümlülüğü altında bulunan  “Yaşam Hakkı”nı ihlal etmeme ilkesini ihlal ettiği tarafımızca tespit edilmiştir.

Heyetimizin tespit ve incelemeler sırasında yaşadığı sorunlar:

Heyetimizce öldürülen gencin taziye yerinde ailesi ile yaptığı görüşme esnasında polisler tarafından  çok yakın mesafede dinlendiği, hangi kurumdan ve kimlerin geldiğine ilişkin çeşitli sorular sorarak yazılı notlar alınmak suretiyle heyetimize görüşmeye müdahale edilmek istenmiştir. Yine olay yerine inceleme ve tanık dinlemek için ikinci kez gidildiğinde polis aracı ile heyetimiz takip edilmiş ve durdurularak hakkımızda ihbar olduğu bu nedenle kimlik tespiti yapmak isteyerek GBT sorgulaması adı altında kimliklerimiz alınmış ve inceleme görevimiz engellenmeye çalışılmıştır.  Ayrıca tanık H.H.A.A. ile yapılan görüşme esnasında polisler heyetin yanında durarak yapılan görüşmeye varlıklarıyla engel olmaya çalışmışlardır.

Sonuç ve taleplerimiz

Yapmış olduğumuz tespit ve incelemeler sonucunda şüpheli polisin PVSK’da ve yasal mevzuatta tanımlanan silah kullanma yetkisini aşarak usul ve mevzuata aykırı hareket ettiği neticede 18 yaşındaki ALİ EL HEMDAN’ı öldürmüştür. Bugüne kadar Türkiye’de benzer birçok olayda suç işleyen polislerin korunduğunu ve cezasız kaldığını biliyoruz. Bu nedenle işlenen bu suçun örtbas edilmemesi ve etkin, adil ve hukuka uygun soruşturma yürütülmesi ve neticede suçla orantılı bir ceza cihetine gidilmesi hukukun üstünlüğü ilkesinin gereği olup aynı zamanda toplumun hukuka olan güvenini sağlanması açısından önemli ve gereklidir.

İlgili Haberler
Etiketler :