Abbas Güçlü eğitim sisteminin içler acısı halini Halk TV’de anlattı
Halk TV'de Buket Güler'in sunduğu Haber Masası programına konuk olan Gazeteci Abbas Güçlü konuk oldu.
Güçlü, geçmişte devlet okullarının başarısına dikkat çekerek, "Eskiden devlet okullarına, mahalledeki okullara giderdi. Türkiye'nin yönetim kademesinde olan pek çok insan hiç dershaneye gitmeden üniversiteyi kazanıyordu" dedi.
Anadolu liselerinin Anadolu'nun en fakir çocuklarına sunduğu fırsatları vurgulayan Güçlü, şimdi ise bu okulların "tabela okulu" haline geldiğini söyledi.

Bugün 1-1,5 milyon lirayı bu genel masraflarla bazı okullarda 2 milyona kadar çıkıyor ama ortalaması hepsi 1 milyonun üzerinde değil. 500-600 bin liralık okullar da var. Onları da verecek kaç kişi var onu sorgulamak gerekir.
Hadi bunu da yatırım yapıyorsunuz, dünyanın parasını harcıyorsunuz 4-5 yıl bir de ilk anaokulundan itibaren eğer şeye başladıysanız özel okula ondan sonra çocuğu bir daha alamıyorsunuz.
Ortaokul, lise, üniversite derken bir bakmışsınız 17-18 yılda bir servet gerekiyor. Bu servetin karşılığında da bu kadar yatırımın karşılığında da mezun olduğunuzda iyi bir maaş, iyi bir iş bekliyorsunuz maalesef o da yok. Ve velilerde, öğrencilerde şunu sorgulamaya başladılar.
"Biz bu kadar para yatırıyoruz. Karşılığında ne alıyoruz?" sorusunu sormaya başladılar ve karşılığında aldıkları da kendilerini tatmin edince özel okullardan kopuşlar başladı. Daha da başlayacak ve bir de tabii çok büyük ayrıştırmalar oldu. Kaynaştırma ayrıştıran bir özelliğe sahip oldu eğitim. Yani zenginler bir tarafta, fakirler bir tarafta.
Parası olan güya iyi eğitim alıyor sanılıyor. Öbür tarafta parası olmayan devletin okuluna mecbur kalıyor gibi bir anlayış oldu ki bu da hiç hoş değil tabii.
Güçlü, "Eskiden fen lisesi öğrencilerinin neredeyse üçte ikisi üniversiteyi kazanırdı. Anadolu liselerinden açıkta kalan öğrenci yok gibiydi. Bugün fen liseleri ve Anadolu liselerinin pek çoğundan mezun olanların yarısı üniversiteyi kazanamıyor" ifadelerini kullandı.
Özel okulların artan fiyatlarına da değinen Güçlü, "Fiyatlar arttı arttı arttı. Bugün milyon sınırını da aştı. Bu sene okula giren öğrenciler 10 milyon lirayla mezun olursa hiç şaşırmamak gerekir" dedi.
Özel okullarda yüksek ücretlere rağmen üniversiteye giriş oranlarının düşük olduğunu belirten Güçlü, "Kolejlerde yılda 1 milyon öğrenim ücreti ödüyorsunuz. Kaçı üniversiteyi kazanıyor? Fen liselerinden ya da Anadolu liselerinden daha iyi değil" şeklinde konuştu. Velilere ve öğrencilere "Biz bu kadar para yatırıyoruz. Karşılığında ne alıyoruz?" sorusunu sorduran bu durumun özel okullardan kopuşlara neden olduğunu ifade etti.
Güçlü, 8 yıllık kesintisiz eğitim öncesinde devlet okullarında sağlanan sosyal kaynaşmaya da dikkat çekerek, özel okulların artık genel müdürlerin, valilerin, milletvekillerinin bile altından kalkılamayacak bir mali yük haline geldiğini söyledi.
"Hadi bunu da yatırım yapıyorsunuz, dünyanın parasını harcıyorsunuz, bir bakmışsınız 17-18 yılda bir servet gerekiyor. Bu servetin karşılığında da iyi bir maaş, iyi bir iş bekliyorsunuz, maalesef o da yok" diyen Güçlü, eğitimli annelerin çocuklarını daha iyi okullarda okutma isteğinin kolej yarışını başlattığını ve özel okul fiyatlarını yükselttiğini belirtti.
Özel okul masraflarını karşılamakta zorlanan ailelerin tatil gibi olanaklardan vazgeçtiğini Güçlü, "Devlet okullarının bir an önce toparlanması gerekiyor. Devlet okulları toparlanmadan özel okullara gidiş de düşmez," dedi.
Siyasetçilerin seçmenin taleplerine göre hareket ettiğini vurgulayan Güçlü, "Eğitim maalesef hiçbir zaman ilk beşe girmedi. Seçmen 'Daha iyi eğitim olanakları sağlarsan oyumu sana veririm' noktasına gelirse siyasetçi kaliteye önem vermeye başlar" ifadelerini kullandı.
Kaynak eksikliğine rağmen savurganlık yapıldığına dikkat çeken Güçlü, "Okul servislerine ve dershanelere harcadığımız parayı eğitim sektörü için harcamış olsaydık bugün özel okullara gerek kalmazdı," dedi.
Güçlü, AKP döneminde Milli Eğitim Bakanlığının 9 kez el değiştirdiğini belirterek, "9'unda da aradıklarını bulamadılar. 10. da yakında gelirse hiç şaşırtıcı olmaz," dedi.
Milli Eğitim Bakanının meclis veya halk tarafından seçilmesi gerektiğini savunan Güçlü, eğitimin en önemli sorununun "iyi yurttaş yetiştirememek" olduğunu söyledi.
Gençlere verilen sözlerin tutulmamasının hayal kırıklığı yarattığını belirten Güçlü, "Üniversite mezunu sayısında patlama oldu. Tam iş zamanı geldi. 'E kusura bakmayın devlet iş kapısı değil' dedik. 'Okuduk da ne oldu?' noktasına gelindi," dedi ve "Asıl beka sorunu bu" şeklinde konuşmasını tamamladı.