'6’lı masa dağılır da seçimi kaybedersek dükkanları kapatalım’

'6’lı masa dağılır da seçimi kaybedersek dükkanları kapatalım’
Avaz Araştıra ve Strateji Merkezi tarafından düzenlenen Adalet Paneli’nde konuşan Gelecek Partisi Adalet Politikaları Başkanı Ali Aydın, “Bu seçimi kaybettiği takdirde bu 6’lı masa bir takım kişisel saiklerle dağılır da iktidar tekrar bu insanlara teslim edilirse dükkanları kapatalım” dedi.

AVAZ Araştırma ve Strateji Merkezi’nin Ankara Gençlik Parkı Kültür Merkezi ‘Büyük Sahne’ salonunda düzenlediği ‘Adalet’ konulu panele CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz ve Gelecek Partisi Adalet Politikaları Başkanı Ali Aydın katıldı. Panelde konuşan Ali Aydın “Bu seçimi ülke kaybetmemeli. Bu seçimi kaybettiği takdirde bu altılı masa bir takım kişisel saiklerle dağılır da iktidar tekrar bu insanlara teslim edilirse dükkanları kapatalım” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca , partisinin adalet yürüyüşü ve mitingini anımsatarak “Bu yürüyüşü hep birlikte sizlerle altı siyasi parti ve diğer tüm toplumdaki muhalefet dinamikleriyle birlikte yürüttüğümüzün hepimiz farkındayız” diye konuştu. İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz ise “Bugün aynı çizgide toplandıysak, bir araya geldiysek, kişisel egolarımızdan, kişisel ikbal kaygılarımızdan hepsinden vazgeçeceğimiz bir sebep var... Adalet duygusu” şeklinde konuştu.

Gülizar Biçer Karaca, panelde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Hukuk ve adalet aynı kavramlar mıdır? Eğer hukuk ve adalet aynı kavramlar olsaydı ki kavram karmaşasına böyle başlamak isterim. Adalet binalarında adalet sarayı yazar ve adaletin simgeleriyle donatılır. Eşitlikle ilgili güzel sözlerle duruşma salonları süslenir. Ama tabi ki duruşma salonlarına adalet salonu adını verirler. Peki adalet sağlanmış olur mu? Hayır. Adalet aslında bambaşka bir şey. Adalet çok daha derin. Adalet ahlak, adalet vicdan, adalet hakkaniyet, adalet empati demektir. Tabi ülkemizde bugün var mı? Hepimizde biliyoruz ki maalesef yok. Adaleti sadece mahkeme salonları değil, yaşamamız boyunca varlığını hissettiğimiz, ancak ‘var mı’ diye sorulduğunda ancak onu kaybettiğimiz zaman ya da adaletsizliğe uğradığımızda farkına vardığımız bir kavram. Sağlık gibi hava gibi. Sağlınızı kaybetmediğimiz zaman sağlığın farkına varmayız. Ne zaman ki sağlığı kaybettik o zaman bir sağlık bilinci ve kavramının varlığını anlarız. Adalet de tıpkı onun gibi diye düşünüyorum…Toplumun adaletsizliğe karşı yaşadıklarının bir hak ihlali, adaletsizlik olduğunun farkına vardığı ve bu farkındalık ile onu birinci sırada talep etmeye başladığında o yoksulluk da eğitim hakkına erişim de sağlık hakkına erişim de birçok alanda kamuda liyakat ve adaletsizliklere karşı dur diyebileceğimiz bir süreci beraber yaşayabiliriz diye düşünüyorum.”

Karaca, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde başlayan adalet yürüyüşüne ve adalet mitingini hatırlatarak şöyle devam etti:

“Bugün geldiğimiz süreçte altılı masanın aslında bir araya gelmesi, altı farklı siyasi partinin bir araya gelmesi toplumun hedeflediği, toplumun yoksunluğunu hissettiği ama isimlendiremediği adaletsizliklere son vermek ve bu ülkeyi yeniden bir tek kişinin iradesinden toplumun ortak aklıyla yönetileceği, milletin iradesinin hakim kılınacağı bir demokratik mücadele, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş süreciyle aslında bu yürüyüşü hep birlikte sizlerle altı siyasi parti ve diğer tüm toplumdaki muhalefet dinamikleriyle birlikte yürüttüğümüzün hepimiz farkındayız. Geçtiğimiz günlerde bütçe hakkı, toplumun, milletin elinden gasp edilen bütçe hakkını kullanamayan millet Meclis’ten bir bütçe geçtiğini duydu. Yüzde 40 kamu çalışanlarına zam geldi. Dün asgari ücret açıklandı. Yüzde 30 asgari ücrete zam geldi. Fakat toplumda bu görüşmeler yapılırken vicdanlar bunu çok kabul etmedi. Belli çevrelere, Sayın Genel Başkanımızın ve bizlerin ifade ettiği gibi beşli çetelere, 128 kez vergi affı getirip o bütçede benzin, akaryakıt ve doğalgaza 47 milyar daha vergi alınacağının düzenlenmesi vergide adaletsizliği körükledi. Belli bir kesimden 128 kez ‘vergi almayacağım senden’ deyip affediyorsun ama 2021 yılında bir yıl boyunca ‘31,5 milyar lira sizden ÖTV alacağım’ diyorsun altı ayda bunu toplayıp kalan altı ay için ‘47 milyar lira daha alacağım’ diyorsun. Vergide adaletsizliktir bu… Bütün eşitsizliklerin ortadan kaldırıldığı, toplum vicdanının adalete olan susamışlığın ortadan kalktığı bir ülkeyi kurduğumuz gün adaletsizleri ortadan kaldırdığımız gün bizim ülkemizde demokrasi olacak, eşitlik olacak, hak hukuk adalet yürüyüşü son bulacak diye düşünüyorum.”

‘6’lı masa çok güzel işler başarıyor’

Gelecek Partisi Adalet Politikaları Başkanı Ali Aydın da şunları söyledi:

“Maalesef mevcut iktidar belki çok iyi niyetlerle çıktı bizim de hayır dualarımızı almıştır kabul edelim… Ama geldiğimiz nokta itibarıyla sadece kuralları ya da kurumları değil, kavramları, algıları, gelenekleri ve töreleri de mahvetmiş bulunuyor. Ve biz çok zor şartlarda bu göreve talip olduk, Allah yardımcımız olsun… Altılı masa bu manada çok güzel işler başarıyor… Bu seçimi ülke kaybetmemeli. Bu seçimi kaybettiği takdirde, 6’lı masa kişisel saiklerle dağılır da iktidar tekrar bu insanlara teslim edilirse dükkanları kapatalım.”

‘Neden adaleti konuşmak zorunda kalıyoruz?’

İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz da şöyle konuştu:

“Biz ne oldu da 2022 yılında adaleti konuşmak zorunda kalıyoruz. Ne eksildi…Sınırlarımız aynı, kurumlar aynı bununla birlikte birçok 21’inci yüzyıla uygun teknolojik gelişmelere sahibiz. Değişen ne? Değişen kamusal insan türü... Hepimizi bireyselleştirdiler. Ekonomik kaygılarımız bireyselleştirildi. Başarı kaygılarımız bireyselleştirildi. Şimdi ne diyorlar? Kötü gün dostu… Ben kötü gün dostu istemiyorum. Benim kötü günümde herkes zaten programına ara verip gelir beni görür. Ben iyi günde dost istiyorum. Başarılarınızı, başarılarımı, kendi başarısı gibi kabul edecek dostlar istiyorum. Hepimizin ihtiyacı olan bunlar. İşte bunların hepsinin tek tek avucumuzdan kayması bizde adalet yoksunluğunu oluşturmaya başladı. Bugün güçlendirilmiş parlamenter sistem… Hangi mahkeme kararında anayasaya atıf duydunuz. Anayasaya atıf olmaz mahkeme kararında. İlgili ceza kanununa atıf olur. Anayasa o ceza kanununu uygulayacak yargıçlara, ilgili birimlere ve toplumun tamamına hangi sınırlar içerisinde olmaları gerektiğini temin eden bir kılavuz metin. Anayasa, bugün Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem bununla birlikte anayasa değişikliği vesaire bunları konuşuyoruz. Ne bekliyoruz? Bize hazırlanacak bir anayasa, değişiklik teklif edecek bir anayasa ya da yeni bir anayasa hayatımıza ışık mı olacak zannediyoruz. Hayır. Bu anayasayı merkeze alarak yarın öbür gün bu iktidarın 20 yıldır kendine yarattığı konfor alanını yıkıp şeffaf, denetlenebilir, denetlendikten sonra hesap verebilir, bir sistemle kanunu uygulayan tüm birimlerin buna yargıç, kamu görevlisi, bürokrat dahil, bunlarının hepsinin görevlerini layıkıyla yapıp yapmadıklarının ve o göreve layık olup olmadıklarının tespiti ve denetimi için bir üst normdur anayasa. O yüzden bizde ciddi bir anlam karmaşası oluşmuş hepimizde. Eğer burada başlangıç kendimizden öngörmezsek ne mensubiyet hissettiğimiz siyasi partilere ne mensubiyet hissettiğimiz ideolojilere bir katkı sağlamamız mümkün değil. Kavramların içini boşaltıldı. 20 yıl önce bunu yaptılar. Bugün siyasette varsak, bir mücadelede bulunuyorsak, bu salondaysak aslında bu bizim farkındalığımızla alakalıdır. Sesimizi daha çok çıkartamadık, tepkimizi daha çok veremedik. Zamanında bunu göremedik. Birbirimizi itham etmeyi bırakacağız. Eğer bugün aynı çizgide toplandıysak, bir araya geldiysek, kişisel egolarımızdan, kişisel ikbal kaygılarımızdan hepsinden vazgeçeceğimiz bir sebep var. Bizi var eden içimizde kor gibi duran adalet duygusu.”