Erdoğan'dan Albayrak yorumu: 'Damat' sıfatı başarısının önüne geçti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin Merkez Bankası'nın 128 milyar dolarlık döviz rezervine ilişkin sorularına AKP İzmir Kongresinden yanıt verdi: "Şu anda 95 milyar dolar döviz rezervimiz var. Salgın döneminde ödemeler dengesi tarafında bir sıkıntıyla karşılaşmamak için planlı ve kontrollü döviz işlemleri yapıldı. Bu işlemlerin tamamı da piyasa kuralları çerçevesindedir. Ne dövizin buharlaşması ne de herhangi bir istismar, haksız kazanç, hukuka ve ahlaka aykırı işlem söz konusudur" diyerek yanıt verdi.
Erdoğan, AKP'nin İzmir İl Kongresi'nde konuştu, Hakkari-Nevşehir il kongrelerine canlı bağlantıyla katıldı. Erdoğan, muhalefetin Merkez Bankası'nın 128 milyar dolarlık döviz rezervinin kaybolduğu yolundaki iddiasına yanıt verdi. Ödemeler dengesi tarafında bir sıkıntıyla karşılaşmamak için planlı ve kontrollü döviz işlemleri yapıldığını ifade eden Erdoğan, bu işlemlerin tamamının da piyasa kuralları çerçevesinde olduğunu söyledi. Şu anda 95 milyar dolar döviz rezervinin bulunduğunu belirten Erdoğan, "Ne dövizin buharlaşması ne de herhangi bir istismar haksız kazanç hukuka ve ahlaka aykırı işlem söz konusudur" dedi.
Eski Hazine ve Maliye Bakanı olan damadı Berat Albayrak üzerinden ailesinin hedef alındığını dile getiren Albayrak, "Berat Bey’in önce enerjide, ardından ekonomide ifa ettiği görevlerdeki en büyük talihsizliği damat sıfatının bu alanlardaki birikimi, gayreti ve başarısının önüne geçirilmiş olmasıdır. Berat Bey’in önce enerjide ardından ekonomide ifa ettiği görevlerdeki en büyük talihsizliği damat sıfatının bu alanlardaki birikimi gayreti ve başarısının önüne geçirilmiş olmasıdır" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Gara operasyonu üzerinden kendisini eleştirmesine de tepki gösteren Erdoğan, "Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin başında siyasetin kendi mecrasında oraya gelmiş bir genel başkan olarak değil, bir proje olarak bulunmaktadır" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin suyunu Devlet Su İşleri ile kendilerinin getirdiğini söyleyen Erdoğan, "Devletimizin şehrimize hizmet edilsin diye gönderdiği kaynağı terör örgütüne peşkeş çekilmesine göz mü yumacaktık? Üretimin durduğu, Kandil'e devletin paranın gönderildiği, hizmetin olmadığı yerlere bugün de yarın da kayyum atamaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
HANGİ İNDE TERÖRİST VARSA O İNDE BİZ DE VARIZ: Bugünkü kongrelerimizi Anadolu'nun en batısındaki İzmir'den, ortasındaki Nevşehir'den en doğusundaki Hakkari'ye kadar Türkiye'nin tüm güzelliklerini kucaklayarak gerçekleştiriyoruz. İzmir de Nevşehir de Hakkari de bizimdir. İzmir de terör saldırıları sebebiyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nden göç eden çok sayıda vatandaşımız yaşıyor. PKK terör örgütünün ahlaksız ve vicdansız yüzünü en iyi onlar bilir. Terör örgütü yaklaşık 40 yıldır anne karnındaki çocuktan annelere, ninelere, ak sakallı ihtiyarlara kadar herkesi katlediyor. Ey CHP, ey Kılıçdaroğlu Diyarbakır Annelerinin semtine hiç uğradın mı? Onurlu bir duruş sergileyerek terör örgütünü kınamak yerine devleti suçlayanlarda masumların katlinde vebali duruyor, senin de vebalin var. Biz kendi devletinin arkasında dağ gibi duranlarla birlikte yol yürüyoruz. Biz Cudi'de varız, biz Gabar'da varız, biz Tendürek'te varız, biz Besler Deresi'nde varız. Nerede, hangi inde terörist varsa, o inde biz de varız. Oraları onlara mezar ettik. On binlerle anılan teröristler şimdi yüzlerle anılıyor.
İŞ AİLEMİZE SALDIRI BOYUTUNA VARDI: Son zamanlarda, CHP ve şürekâsı, eski Hazine ve Maliye Bakanım Berat Albayrak'ı ve onun nezdinle tüm ailemle şahsımı hedef alan bir kampanya yürütüyor. Ülkenin ve milletin hayrına en küçük sözlerine ve duruşlarına şahit olmadığımız CHP yöneticilerinin hezeyanlarıyla uğraşmayı zül addettiğimiz için görmezden geldik. Artık bu iş siyaset boyutunu aşıp, temel haklara ve özgürlüklere de ailemize saldırı boyutuna varınca ağızlarının payını vermek üzerimize vacip oldu. İzmir'in en büyük talihsizliği CHP'nin başındaki zatın bu şehirden milletvekili olmasıdır. Kendisine cevabını bu şehirden vermenin doğru olacağına inanıyorum. İzmirli kardeşlerimiz bu zatın gerçek yüzünü görme imkanına kavuşacaktır.
EDEP DIŞI: Geçen hafta grup toplantısı öncesi iki bakanımız kendisine gitti. İçişleri Bakanım ile Savunma Bakanımı gerek CHP, gerekse İYİ Parti Genel Başkanı'na gönderdim. Bu katliamla ilgili kendilerini bilgilendirsinler istedim. Tabi bakanlarım bunu söyleyince ben de CHP'nin başındakini adam zannettim. 'Haberimiz yok' diyor ya, asıl kaynağı bakanlarım anlatsın istedim. 'Belgeleriyle, bilgileriyle hangi soruyu sorarlarsa cevaplayın' dedim. Bu yapıldığı halde daha sonra Meclis'te maalesef tamimiyle sınır aşan bir yapıyla bu iki arkadaşıma edep dışı her şeyi yaptılar. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin başında siyasetin kendi mecrasında oraya gelmiş bir genel başkan olarak değil, bir proje olarak bulunmaktadır. Yanındakiler de o projenin diğer başlıklarıdır, yandaşlarıdır. Gara Operasyonu'nun milletimizde yol açtığı öfkeyi PKK'nın üzerinden uzaklaştırmak için akla ziyan yollara başvurması bu tespiti bir daha doğruluyor.
EN BÜYÜK TAHLİLSİZLİĞİ DAMAT SIFATI: Berat Bey’le ve onun üzerinden şahsımızla ilgili kampanyaya hız verilmesinin amaçlarından biri de budur. Dertlerinin ülke ve millet olmadığını hakikatleri bin defa dinleseler de yine kafalarındaki senaryoları kendilerine tevdi edilen misyonun gereğini sürdüreceklerini biliyoruz. Berat Bey’in önce enerjide ardından ekonomide ifa ettiği görevlerdeki en büyük talihsizliği damat sıfatının bu alanlardaki birikimi gayreti ve başarısının önüne geçirilmiş olmasıdır. Eğer herhangi bir siyasetçi olarak bu işleri yapmış olsaydı kendisiyle ilgili değerlendirmeler daha objektif yapılabilirdi diye düşünüyorum. Karadeniz'deki doğalgaz keşfini yapan, sondaj gemilerimizin alınmasından madenciliğe kadar ülkemizin pek çok kazanımında Berat Bey'in imzası var. Bunu başardığı için kuduruyorlar, çıldırıyorlar. Şimdi bizim 5 gemimiz var, 6'ncı da geliyor.
CİBİLLİYETİNİZ, KARAKTERİNİZ: Berat Bey döneminde çok faydalı gördüğüm başka projeler de vardır. Bunlardan bazıları; katılım şirketlerinde yeni iş modellerinin geliştirilmesi ve katılım şirketlerinin faizsiz finansman modellerinin çeşitlendirilmesidir. CHP faizcidir, bunlar IMF'cidir, IMF'nin temsilcileriyle kapalı kapılar arkasında pazarlık yapanlar bunlardır. Biz göreve geldiğimizde Türkiye'nin IMF'ye borcu 23,5 milyar dolar ve biz Mayıs 2013'te IMF'ye borçları ödedik ve sıfırladık. Bay Kemal, ey Faik Öztrak şu anda bizim IMF'ye bir Allah kuruşu borcumuz yok, bitti bu iş. Bize diyorlar ki IMF'den borç alın. O sizin cibilliyetiniz, karakterinizdir. Bizde bu yok. Bunlar sahtekar.
AÇTIĞIM HER DAVAYI KAZANIYORUM: Şu anda Merkez Bankası'nın döviz rezervi sıfırlandı, sıfırın altına düştü. Göreve geldiğimizde 27,5 milyar dolar döviz rezervi vardı. Şimdi, 95 milyar dolar döviz rezervimiz var. Başbakanlığım döneminde bu döviz rezervi 132 milyar dolara kadar çıktı. Ondan sonra bir düşüşle 95'e indik. Biz yine 132'ye de 200'e de çıkarız. Çünkü biz bu işi biliyoruz. Biz birbirimizle dayanışma halindeyiz, kendi işimizi kendimiz görürüz. Şu anda 95 milyar dolar döviz rezervimiz var. Küresel sağlık krizinin damgasını vurduğu 2020'de hem arz hem talep cephesinde şoklar yaşayan dünya ekonomileri derinden sarsıldı. Kafası karışmış olabilecek vatandaşlarımız için döviz rezervi konusuna açıklık getirmek istiyorum. Bir süredir zaten ekonomik saldırı altında olan Türkiye'nin salgınla birlikte uluslararası alanda ortaya çıkan finansal dalgalanmalara karşı da tedbir geliştirmesi gerekiyor. Bu zorlu dönemde ödemeler dengesi tarafında bir sıkıntıyla karşılaşmamak için planlı ve kontrollü döviz işlemleri yapıldı. Bu işlemlerin tamamı da piyasa kuralları çerçevesindedir. Ne dövizin buharlaşması ne de herhangi bir istismar haksız kazanç hukuka ve ahlaka aykırı işlem söz konusudur. Bu döviz işlemleri sayesinde ülkemiz uluslararası alanda ciddi etkilere yol açan şoklara rağmen hedeflerine bağlı kalmayı başardı. Berat Bey de hukuk çerçevesinde yargıda hakkını arayacaktır. Aynı şekilde biliyorsunuz ben de birçok dava açtım. Açtığım her davayı da kazanıyorum. Gideceğimiz tek yer var yargı. Senin paran bol zaten senden o parayı alıp garip fukaraya dağıtacağız. Yapacağımız iş bu. Tayyip Erdoğan'a, ailesine, çalışma arkadaşlarına saldırarak bizi hedeflerimizden uzaklaştıramazlar.
BIKTIK SİZDEN, DİKİLİ BİR TAŞINIZ YOK: Deyin ki; bunlar eğitimde 324 bin yeni derslik yaptı, deyin ki biz 648 bin yeni derslik yapacağız, bunlar 132 yeni üniversite açtı deyin ki biz 264 yeni üniversite açacağız, bunlar 2245 spor tesisi yaptı deyin ki biz 4490 tesis yapacağız, bunlar 1524 sağlık tesisi inşa etti deyin ki biz 3048 yeni sağlık tesisi inşa edeceğiz. Deyin ki bunlar 22 bin km bölünmüş yol yaptı, deyin ki biz 44 bin km bölünmüş yol yapacağız, bunlar 11 bin 600 km demiryolu yeniledi deyin ki biz 23 bin 200 km demiryolu yenileyeceğiz, bunlar terörist sayısını 300'ün altında düşürdü deyin ki biz bir tane bile bırakmayacağız, bunlar 600 yeni baraj yaptı deyin ki biz 1200 baraj yapacağız... Bunları lafla bile söyleyemiyorsanız düşün milletin yakasından. Bıktık sizden, dikili bir taşınız yok. Bunlar aka kara, karaya ak demek dışında bir düşüncesi, fikri, projesi, feraseti olmayanların; İzmir'i nasıl sersefil bıraktıklarını görüyoruz. Karabağlar'ın halini gördüm. Bu gecekonduları, kaçak yapıları niye düzenlemiyorsunuz? Yapmazlar, yapamazlar. Çünkü bunlar bizim gibi dertli değil. Türkiye'nin en güzel şehri belediye hizmetlerinde ilk 10'a giremiyorsa durup düşünmek gerek. Başka şehirlerimizde birkaç ayda tamamlanan altyapı çalışmalarının İzmir'de senelerce sürmesinin sebebi ne kaynaktır ne araçtır. Kendi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık dalgasıyla uğraşmayı reddeden zihniyettir bizim zihniyetimiz. Şehrine ve millete hizmet etmek yerine kaynak ve zaman önceliğini asli vazifesi olmayan işlere ayıranlar bu şehre yazık etmişlerdir.
KAYYUM ATAMAYA DEVAM EDECEĞİZ: Büyükşehirlerde su problemini aşmak kimin görevidir? Bu büyükşehir belediyesinin görevidir. Ama bizde böyle bir şey yok, su Allah'ın nimeti vereceksin. Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin suyunu DSİ ile biz getirdik. Her ne kadar İzmir bize oy vermiyorsa da biz su getireceğiz dedik ve DSİ ile suyu getirdik. Devletimizin şehrimize hizmet edilsin diye gönderdiği kaynağı terör örgütüne peşkeş çekilmesine göz mü yumacaktık? Kayyum kayyum diye inleyenlerin bu çarpıklığa karşı tek laf ettiklerini duydunuz mu? Üretimin durduğu, Kandil'e devletin paranın gönderildiği, hizmetin olmadığı yerlere bugün de yarın da kayyum atamaya devam edeceğiz.