Fitch Ratings'ten Türkiye'ye Not: Türkiye Ekonomisi Yolda mı, Yoldan mı Çıkıyor?"
Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings yöneticileri, Ekonomi gazetesine Türkiye ekonomisine ilişkin mesajlar verdi. Kurum, iki yıl aradan sonra 8 Eylül’de Türkiye’nin not görünümünü negatiften durağana yükseltti.
Normalleşme adımlarının yabancı yatırımcı nezdinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) güven kazandırmaya başladığı fakat geleneksel politikaların sürdürülüp sürdürülmeyeceği konusunun belirsizliği koruduğuna dikkat çekildi.
REZERVLERİN YENİDEN İNŞASI BİRAZ ZAMAN ALACAK
Ekonomim'de yer alan habere göre Fitch Ratings Ülke Notları Direktörü Paul Gamble, yeni ekonomi yönetimindeki politika değişikliğinin ardından TCMB’nin yabancı yatırımcıların güvenini kazanmaya başladığını belirtti. Seçim sonrası politika değişikliğinin kısa vadeli makro-finansal istikrar risklerini ve ödemeler dengesi baskılarını azalttığının, diğer yandan politika düzenlemesinin kalıcılığına güven gerektirecek önemli zorlukların hala devam ettiğinin altını çizdi.
Enflasyonun hala çok yüksek olduğunu söyleyen Gamble, rezervlerin arttığını ancak net anlamda ve özellikle swaplar dahil edildiğinde, düşük rezervlerin büyük bir kırılganlık kaynağı oluşturduğunu vurguladı.
Rezervlerin yeniden inşasının ve enflasyon beklentilerinin sürdürülebilir şekilde düzenlenmesinin biraz zaman alacağını sözlerine ekledi.
SEÇİMLER SIKILAŞTIRMA KARARLILIĞINI TEST EDEBİLİR
Fitch Kıdemli Direktörü ve Türkiye Analisti Erich Arispe, Türkiye ekonomisi üzerinde mevcut baskılara değinerek, “Bizim görüşümüze göre, Mart 2024’teki yerel seçimler, hükümetin mevcut sıkılaştırma döngüsünü sürdürme konusundaki kararlılığını test edebilir.” ifadesini kullandı.
Büyük ölçekli makroekonomik çarpıklıkların azaltılmasının, daha yüksek reel faiz oranları ve daha zayıf gayri safi yurt içi hasıla büyümesi nedeniyle zorlu bir uyum dönemi gerektireceğini, olumsuz şokların olumlu sonuçları geciktirmesi halinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sabrının sınanabileceğini aktardı.
Öte yandan ikili anlaşmalar ve portföy girişlerinden sağlanan dış finansmanın hayata geçirilmesinin döviz rezervlerini destekleyebileceğini ve politika sıkılaştırmasının ekonomi üzerindeki etkisini bir miktar azaltabileceğini belirtti.
PARASAL SIKILAŞMANIN GECİKMELİ ETKİSİ KÜRESEL BÜYÜMEYİ ZAYIF TUTACAK
Yüksek enflasyonla mücadele için büyük ekonomiler bile parasal sıkılaştırma döngüsüne girdi. Artık bunda sona gelindiğini söyleyen Paul Gamble, gecikmeli etkilerinin küresel ekonomiyi zayıf tutacağını ifade etti.
Kurum küresel ekonomideki büyümenin 2024 yılında yüzde 1,2’ye gerilemesini bekliyor. Kredilerin yavaşlaması, yatırımların azalması ve yüksek faiz oranları nedeniyle ABD büyümesinin de baskı altında olacağı vurgulandı.
Türkiye’de politika faizinin Haziran ayından bu yana 31,5 puanlık artışla yüzde 40’a çıkarıldığını, bunun yanı sıra seçici kredi ve niceliksel sıkılaştırmayı da içeren parasal sıkılaştırmanın, beklentilerinden daha büyük ve hızlı olduğunu ifade etti.
Politika değişikliğinin kalıcılığına güven duyulması noktasında önemli zorluklar hala mevcut olduğunu, enflasyon beklentilerinin bozulmuş durumda olduğunu, son dönemdeki iyileşmeye rağmen dış pozisyonun zayıf olmaya devam ettiğini sözlerine ekledi.
“Merkez Bankası politika güvenilirliğini ve öngörülebilirliğini yeniden inşa etmeye çalışırken, parasal sıkılaştırma piyasaların beklediğinden daha büyük ve daha önden yüklemeli oldu. Buna ek olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni politika yönelimini kamuoyu önünde onayladı.” diyen Arispe, siyasi müdaheleyle politikalardan geri dönüş ve zamanından önce yeniden parasal genişlemeye geçiş yapması konusundaki geçmişi, mevcut politikanın uzun ömürlülüğüne ilişkin beklentiler üzerinde baskı oluşturduğunu dile getirdi.