Ekonomistler sosyal konut projesinde ikiye bölündü: Seçim yatırımı diye unutulmasın

Ekonomistler sosyal konut projesinde ikiye bölündü: Seçim yatırımı diye unutulmasın
2012'de yüzde 60’a yakın olan yoksulların konut sahipliği oranının geçen yıl yüzde 50’nin altına inmesi, sosyal konut projesinin gerçekleşeceğine olan inancın zayıflamasına neden oldu. Bazı ekonomistler projenin seçim yatırımı olduğunu savunurken, bazıları da yapılabileceğini ancak konut kalitesinin iyi olmayacağını söyledi. Hepsinin hemfikir olduğu tek şey şu: "Seçimden sonra unutulmasın".

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bugün açıkladığı "5 yıllık süreçte yapılacak, 20 yıl vadeyle ödenecek 500 bin sosyal konut, 250 bin konut amaçlı arsa ve 50 bin işyeri" projesi ekonomistleri ikiye böldü. Bazıları projenin gerçekleştirilmesinin zor olduğunu söylerken, bazıları da yapılabileceğini ancak konut kalitesinin iyi olmayacağını savundu. Seçim öncesi dönemlerde bu tür konut projesi hamlelerinin sık sık yapıldığını hatırlatan ekonomistler, “Önemli olan seçimden sonra unutulup gitmemesi” yorumunu yaptılar.

Yoksullar arasında konut sahipliği oranı yüzde 50'nin altına indi

Ekonomistlerin olumsuz yorumlarının ardında, 2012 yılında yüzde 60’a yakın olan yoksulların konut sahipliği oranının 2021 yılında yüzde 50’nin altına inmesi yatıyor. Konut sahipliği oranı 2006-2015 döneminde yüzde 60-61 arasındayken sonrasında 3 puan kadar düştü. Esas çarpıcı düşüş yoksulların konut sahipliği oranında oldu. Bu oran 2012'de yüzde 60'a yakınken 2021'de yüzde 50'nin altına indi.

konut-sahipligi.png

Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent: Çok büyük bir icraatmış gibi 2-3 aydır tanıtımı yapılıyor. Geçmişte de benzer hamleler yapılmıştı. Nüfusun az olduğu bölgelerde kayda değer etki yapması beklenir ama büyük şehirlerdeki durum kampanyalarla halledilemeyecek kadar vahim. Yanlış faiz politikası gayrimenkul fiyatlarını uçurdu. Faizler piyasa şartlarına bırakılmış olsaydı, konut kredisi faizleri de uygun olacaktı, fiyatlar ve inşaat maliyetleri de çok daha makul düzeyde olacaktı. Kısacası yatırım ortamı daha uygun olacaktı yeni konutların inşası için. Şimdi kendi bozdukları piyasayı devlet eliyle düzeltmeye çalışıyorlar. Elbette seçim öncesi önemli bir icraat yapmış olma çabası da var işin içinde. Özellikle gençleri hedef alarak, onlara özel şartlar sunarak, o yaş grubundan aldıkları desteği artırmaya da çalışıyorlar gibi görünüyor. Projeler bir şekilde tamamlanır ama inşaat kalitesi tatmin edici olur mu, taksitler kolayca ödenebilir mi, bunun garantisi yok. Toplu konut projeleri dar gelirleri gerçekten ev sahibi yapıyor olsaydı, ülkedeki konut sahipliği oranı resmi istatistiklere göre düşüyor olmazdı. Sonuçta konutların sahibi, belli bir kesim oluyor, dar gelirliler kira ödemeye devam ediyor.

İktisatçı Dr. Orhan Karaca: Bunların büyük kısmında şu olacak: Gençler adına aileleri kuraya girecek. Kurada ismi çıkanlar peşinatı ve bazı taksitleri ödeyecek. Sonra ödemelerle başa çıkamayıp evlerini az bir kârla devredecek. Zenginler kamu kesesinden nispeten düşük maliyetle birkaç ev sahibi daha olacak. Konut sahipliği oranı 2006-2015 döneminde yüzde 60-61 arasındayken sonrasında 3 puan kadar düştü. Esas çarpıcı düşüş yoksulların konut sahipliği oranında oldu. Bu oran 2012'de yüzde 60'a yakınken 2021'de yüzde 50'nin altına indi. Yoksulların konut sorunu çözülmeli ama bu politikalarla olmuyor.

Finansal danışman ve DEVA Partisi Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Rıfat Gencal: Maliyetine katlandıkça tabii ki gerçekleştirilebilir. Önemli olan maliyetine kim nasıl katlanacak? Soru bu. Çünkü bütçeye ek yük getirecek. O yüzden yıl sonuna kadar ortaya çıkacak 461 milyar TL’lik bütçe açığını fonlayabilmek için bankalara 5-10 yıl vadeli tahvil alımını zorunlu kılıyorlar.

Ekonomist ve bankacılık uzmanı Erol Taşdelen: Geçen seçimde de e-devlet üzerinden binlerce kişiden talep toplamışlardı. Ne oldu unutuldu gitti hep aynı taktik. İhaleye kim girer ki daha hastane ve okul tadilatı yaptıramıyorlar, kimse girmiyor. Usulen temeller atılır. Gündüz havai fişek patlatırlar.

Başkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Şenol Babuşcu: Çok büyük bir proje değil, gerçekleştirilebilir. Borç yiğidin kamçısıdır.

Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Hakkı Öztürk: Bence gerçekleştirilmesi zor. Seçim yatırımı gibi görünüyor.