Döviz kuru şimdi de ilaç sıkıntısı başlattı

Döviz kuru şimdi de ilaç sıkıntısı başlattı
Sağlık harcamalarının bütçe üzerindeki etkisini asgariye indirmek isteyen hükümet bir yandan yerli ilaç sanayini teşvik ediyor, öte yanda da ithal ilaçlar için çok sıkı bir fiyat pazarlığı yapıyor

Sağlık harcamalarının bütçe üzerindeki etkisini asgariye indirmek isteyen hükümet bir yandan yerli ilaç sanayini teşvik ediyor, öte yanda da ithal ilaçlar için çok sıkı bir fiyat pazarlığı yapıyor. Sonuçta, kur yükselince kar marjı daralan firmalar yeterli ithalat yapmıyor.

Bir kez daha ilaç sıkıntısı baş gösterdi. Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, ilaç sıkıntısı sebebiyle tedavilerin aksadığını, İstanbul Eczacı Odası eski Başkanı Semih Güngör de ilaç sıkıntısının yerli ilaç üretimi ile çözüleceğini söyledi. Saydan ve Güngör, ilaç alanında yaşanan soruna ve çözüm önerilerine ilişkin BirGün’e konuştu.

Ecza depolarından tek tek aldıkları bilgiye göre, piyasada ciddi bir ilaç sıkıntısı olduğunu belirten TEİS Genel Başkanı Nurten Saydan, “Hastaların tedavisi aksıyor. Bulunamayan ilaçlar hastaların tedavi olamamasına hatta doktorların tedaviyi değiştirmek zorunda kalmasına neden oluyor” dedi. Yanlış politikalar sağlığı etkiliyor Hastaların ilaca ulaşabilmek için eczane eczane dolaştığına değinen Saydan, “Bu ilaçların piyasada bulunamamasının sebebi uygulanmakta olan yanlış ilaç fiyat politikasıdır. İlaçta, Euro kuru güncel hale getirilmelidir. Yerli ilaç üretimi ve kullanımı özendirme çalışmaları hızlandırılmalıdır. Reel ekonominin kurallarına uygun davranılmazsa ilaç fiyatlandırmasında yapılan bu uygulamanın halk sağlığına etkisi çok olumsuz olacaktır” diye konuştu.

İstanbul Eczacı Odası eski Başkanı Semih Güngör de ilaç almaya gelen birçok hastayı depolarda ilaç olmadığı için geri çevirdiklerini bildirdi. İlaç sıkıntısında yaşanan temel sorunun “kur sorunu” olduğunu kaydeden Güngör şöyle konuştu: “Sorun eczacı ile hasta arasında değil. Sorun ilaç sermayesi ile gerek ithalatçı olsun gerek üretici olsun devlet ile aralarındaki farklılıktan dolayı. Özellikle ithal olan ilaçların pek çoğu yok. Böyle giderse bu sorun kısa zamanda çözülemez. Ülke ekonomik bir kriz içerisinde, görünmeyen bir savaş var. Tüm bunları üst üste koyduğunuzda bütçede yaşanan sıkıntılar nedeniyle bir takım kesintilere gidiliyor. İlaç sanayi ilgili bakanlık ile masaya oturduğunda başka bir uzlaşmaya mı vardı, yoksa varılan anlaşma her iki taraf için de tatmin ediciydi de hızla yükselen Euro ve Dolar farklı bir talebi mi tetikledi bilemiyorum.”

Hastalar bitkisele yöneldi

Sınırlı sayıdaki ilacın yerli sanayi tarafından üretilen muadillerinin piyasada bulunabildiğini ancak bazılarının benzerinin dahi olmadığını kaydeden Güngör, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlacı kendimiz üretmeliyiz. Üretime destek vermeliyiz, yerli sanayi desteği olmalıdır. İlaç bulamayan hastalar tedavide etkili olmayan bitkisel ürünlere dönüyor. Kronik hastalıklar nedeniyle hiçbir zaman iyileşmeyecek ve ilaçla yaşayacak hastaları dikkate aldığımızda ciddi bir endişe içindeyim.” Tedavinin aksaması ölüm demek

Piyasada bulunamayan ilaçların etkileri ve kullanılmaması durumunda ortaya çıkabilecek olası etkileri ise şöyle:

»Tansiyon ilaçları: Yüksek tansiyon hastalarında kan basıncının normal sınırlarda tutulması gerekiyor. Kullanılmazsa ‘kalp krizi, kalp yetersizliği, inme, böbrek yetersizliği ve erken ölüm’ riski artıyor.

»Diyabet ilaçları: Şeker hastalığı için kullanılan ilaçlar kan şekeri seviyesinin kontrol altına alınmasını sağlıyor. Dünyada ölüme neden olan ilk beş hastalık arasında yer alan diyabet, tedavi edilmediğinde böbrek yetmezliği, körlük, kalp-damar hastalıklarına yol açıyor. »Astım ilaçları: Astım ataklarını önleyici ilaçların kullanılmaması ölüme kadar varan sonuçlar yaratabiliyor.