Altın Sahipleri Bunu Beklemiyordu: Herkes Yükselmesini Beklerken Korkutan Açıklama Geldi
Ekonomistlere göre dünya üzerinde altın fiyatlarını belirleyen iki temel faktör bulunmakta.
İlk olarak küresel ölçekli risk faktörü, altın fiyatlarını yukarı çekerken, jeopolitik riskler, pandemi ya da küresel ekonomik kriz gibi durumların en büyük etkisi altın fiyatlarında yukarı yönlü değişikliklerde yaşanmakta.
Bu durumun dışında, altın fiyatlarını belirleyen ikinci faktör ise ABD Merkez Bankası (Fed) tarafından verilen faiz kararları. Pandemi sonrası ABD'de rekor faiz artışlarına giden ve mevcut faiz seviyesini 5.25-5.50 ile son 20 yılın en yükseğine çıkaran Fed, bu artırımlar ile ons altında büyük bir baskı yaşanmasına neden olmuştu.
ALTINDA YÜKSELİŞ İHTİMALİ GİDEREK AZALIYOR
Altın yatırımcısı, Rusya ve Ukrayna savaşı, Orta Doğu'daki kriz ve birçok risk ile normal şartlarda rekor kırması gereken altını, Fed'in baskılamaları nedeniyle oldukça düşük seviyelerden seyretmişti. Gram ve çeyrek altında ise artış yalnızca kur kaynaklı yaşandı.
Dünyanın önde gelen finans kuruluşları, Fed'in faiz indirimlerine 2024 yılının ikinci çeyreği itibarıyla başlamasını ve bu durumun altın fiyatlarında çok hızlı bir yükselişi tetiklemesi gerektiğini belirtirken, bugün açıklanan veri altın sahiplerini oldukça endişelendirdi.
Son aylarda iyice kontrol altına alınan ve artık faiz indirim söylentilerinin konuşulmasına neden olan ABD enflasyonu, bugün açıklanan verilerde beklentilerin yüzde 50 üzerinde büyüdü.
DOLAR ENDEKSİNDE ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLERE NEDEN OLABİLİR
ABD'de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ocakta aylık bazda yüzde 0,3 ve yıllık bazda yüzde 3,1 artışla piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. Beklentiler ise enflasyonun aylık yüzde 0,2 olması, yıllık yüzde 2,9'a gerilemesiydi.
Çekirdek enflasyon da 8 ayın en yüksek seviyesine çıktı. Beklentileri aşan veri, Fed'in enflasyonla mücadele patikasının zorlu olacağına işaret etti.
Ocak'ta gıda ve enerji hariç tüketici fiyatları aylık yüzde 0,4 artış gösterdi. Yıllık bazda ise bir değişim göstermeyerek yüzde 3,9 düzeyinde kaldı.
Söz konusu veriler, dolar endeksinde önemli bir yukarı yönlü hareketin mesajcısı olarak yorumlanırken, altında beklenen yükseliş umutları ise başka baharlara kalmış olabilir.