Skandal açıklama: Türkiye’ye saldırırlarsa destek vermeyelim
BBC Türkçe’de yer alan habere göre, Hollandalı lider, Türkiye’nin izlediği politikalara yönelik daha sert tepki verilmesi gerektiğini savunarak, Avrupa Birliği’nin (AB) tam üyelik müzakerelerini durdurmasını istedi.
Hristiyan Birliği lideri Segers, ülkenin en çok satan gazetesi De Telegraaf’a verdiği demeçte, “Türkiye’yi savunmak için kendilerini sorumlu hissetmediklerini” söyledi.
Suriye’deki çatışmaların başladığı dönemde, NATO müttefiki Türkiye’yi desteklemek için Hollanda’nın Patriot füzeleri gönderildiğini anımsatan Segers’e göre, artık bölgede durum değişti.
Türkiye’nin bölgesinde saldırgan taraf haline geldiğini ve Suriye’nin kuzeyinde yürütülen Afrin harekatı ile “sınırı aştığını” savunan Segers, bu tutumu kınadığını da belirtti.
Hollandalı lider, Türkiye’ye yönelik, farklı ülkelerden olası bir saldırı durumunda, NATO’nun 5. maddesi uyarınca yeniden bir yardım talebi gelirse, buna olumsuz yanıt verilmesini istedi.
Segers, “Eğer gelecekte Türkiye, yeni bir görev kuvveti gönderilmesini isterse, buna ‘hayır’ demeliyiz” dedi ve NATO’da Türkiye’ye yönelik “de facto B” adını verdiği faklı bir ortaklık sürdürülmesini savundu.
NATO anlaşmasının 5. maddesine göre, herhangi bir üye ülkeye dışarıdan gelen saldırı bütün ittifaka yapılmış sayılıyor.
Türkiye kökenli seçmenlere de ‘kutlama’ tepkisi
Rusya ile sınırı olan Türkiye ve Baltık cumhuriyetlerinin NATO içinde daha fazla destek gördüğüne işaret eden CU lideri, uzun süreli savunma anlaşmaları nedeniyle Ankara’nın ittifak dışında bırakılamayacağını vurguladı.
Hollandalı lider, Türkiye – AB üyelik müzakerelerine de son verilmesi çağrısı yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın politikalarına daha sert tepki verilmesini de isteyen Segers, 24 Haziran seçimlerinden sonra Hollanda hükümetinin Ankara’yı kutlamasını da eleştirdi. CU liderine göre bu seçimle, “ülkede özgürlüğün kaybedilmesi bir adım daha yaklaştı.”
Hollandalı lider, ülkesindeki Türkiye kökenli seçmenlerin Pazar gecesi yaptığı kutlamalara da tepki gösterdi.
İkinci veya üçüncü kuşak Türkiye kökenlilerin, ülkelerinin neresi olduğuna karar vermeleri gerektiğini savunan Segers’e göre, seçmenler, Hollanda’daki hukuk kuralları yerine Türkiye’deki baskıcı uygulamaları tercih etti.
Hollandalı lidere göre, bu yaşananlar uyum politikalarının işlemediğinin de bir göstergesi.
Gert – Jan Segers, Hollanda hükümetinin, “AB ile Türkiye arasında imzalanan mülteci anlaşmasının iptal edilmesi korkusu” nedeniyle Türkiye’ye karşı yeterince tepki vermekten kaçındığını da dile getirdi.
‘5. madde ile ilgili sözleri biraz duygusallıkla söylenmiş’
Hollanda’daki hükümet ortağı Hırisiyan Birliği (CU) lideri Gert – Jan Segers’in Türkiye ile ilgili açıklamaları, Lahey’de geniş yankı uyandırdı.
Hollanda meclisindeki siyasi partilerin neredeyse tamamı, Türkiye’nin Erdoğan liderliğinde giderek daha totaliter bir rejime kaydığı yönündeki eleştirisine katılıyor.
Ancak Segers’in Türkiye’nin NATO içinde farklı bir statüye sahip olması ve “ittifakın 5. maddesinin Türkiye lehine işletilmemesi” önerisi destek bulmadı.
Hükümet ortağı Liberal Sağ Parti (VVD) senatörü ve eski general Frank van Kappen’e göre bu “tehlikeli” bir öneri. Çünkü, 5. madde, ittifakın temelini oluşturuyor.
VVD milletvekili ve meclis dışişleri komisyonu üyesi Han ten Broeke, Segers’in kaygılarını anladığını ve paylaştığını belirterek, “Ancak 5. madde ile ilgili sözleri biraz duygusallıkla söylenmiş” diyor.
İktidar partisi milletvekiline göre, 5. madde ile ilgili tartışma ittifakın çözülmesine neden olur. Türkiye’nin NATO üyeliğinden çıkarılması ya da B tipi üyelik seçeceği de şu anda mümkün görünmüyor.
Ten Broeke, bunun Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki operasyonları, Rusya ve Çin’le yakınlaşması gibi rahatsızlık veren konular nedeniyle ittifak içinde sert bir dille uyarılmasını savunuyor.
‘5. maddeyi devre dışı bırakmak kendi ayağımıza sıkmak demek’
Hükümet ortaklarından Demokratlar 66 (D66) milletvekili Sjoerd Sjoerdsma, Segers’in açıklamalarına katılıyor. NATO’nun değerleri olan bir topluluk olduğuna işaret eden Sjoerdsma, Ankara’nın bu aharsızlığı dikkate alması gerektiği görüşünde.
Türkiye’nin hak ve özgürlüklerin ihlali ve dile getirilen diğer kaygılar konusunda ittifak üyeleri tarafından kınanmasını isteyen iktidar partisi üyesi, “Ancak 5. maddenin devre dışı bırakılması, NATO’nun dağılmasına neden olabilir. O zaman da kendi ayağımıza sıkmış oluruz” diye konuşuyor.
İşçi Partili eski Dış Ticaret Bakanı Lillianne Ploumen’e göre ise, eleştiriler haklı ama 5. madde önerisi düşünülmeden alınmış bir karar. Bunun ittifakın bütünlüğüne zarar vereceğini savunan Ploumen, bu tür açıklamaların Türkiye’de hapsedilen gazeteci ve parlamenterlere hiçbir katkı sağlamayacağını düşünüyor.
VVD’li eski Dışişleri Bakanı Uri Rosenthal da, Segers’in önerisinin ciddiye alınmasının zor olduğu görüşünde. Rosenthal’a göre, Türkiye her zaman NATO’nun asli üyesi ve ittifakın güney kanadı Türkiye’siz olmaz.
Ana muhalefetteki aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, Türkiye’nin hem NATO’dan çıkarılmasını hem de AB ile müzakereler son verilmesini savunuyor. O nedenle Segers’in açıklamasını destekliyor. Ancak aşırı sağcı lidere göre bu sözler yeterli değil, hükümetin somut adımlar atması gerekiyor.