NATO uzayı 'yeni harekat alanı' ilan etti
Uluslararası alandaki en uzun ömürlü askeri ittifak olan NATO'nun 70'inci yılında varlığı ve önemi bazı çevrelerce sorgulanırken, ittifak uzayı yeni harekat alanı ilan ederek önemli bir karara imza attı.
Brüksel'de bir araya gelen NATO dışişleri bakanları, uzayın, hava, kara, deniz ve siberin yanı sıra yeni harekat alanı olmasına karar verdi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, bu adımın, "İttifakın her alanda savunma ve caydırıcılığını güçlendirme konusunda kararlı olduğuna ilişkin açık bir mesaj verdiğini" vurguladı.
İlk hedef müşterek çalışma kabiliyetini geliştirmek
NATO'nun ilk uzay hamlesi, uluslararası alanda Rusya, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin uzayda uydu sistemlerini geliştirmeye başladığı bir dönemde geldi.
Karara ilişkin bilgileri paylaşan Genel Sekreter Stoltenberg, bu hamlenin, uzay alanında teknolojik ilerlemeler ciddi ivme kazanırken NATO'nun geri kalmaması için gerekli olduğunu, ittifakın yeni sınamalar karşısında uyarlanma ve modernleşme sürecini devam ettirme konusundaki kararlılığını ortaya koyduğunu ifade etti.
Stoltenberg, uzayın barışçıl amaçların yanı sıra saldırganlık için de kullanılabileceğine dikkati çekti.
Günlük hayatın yanı sıra askeri alanı da etkilemeye başlayan uzay faaliyetlerinin kötü amaçla kullanıldığında seyrüsefer, bankacılık ve hava seyahatlerini dahi felç edebileceğini kaydeden Stoltenberg, uzayın aynı zamanda ittifakın caydırıcılık ve savunması için de kilit öneme sahip olduğunun altını çizdi.
Stoltenberg, NATO'nun ilk etapta kendi uzay gücünü geliştirme amacı gütmediğini, bu kararın müttefikler arasında müşterek çalışma kabiliyetlerini geliştirmeyi hedeflediğini vurguladı.
NATO uydu almayacak
1970'den 2000'e kadar uydu sistemelerine sahip olan ve yatırım yapan NATO, yeni kararla tekrar uydu satın almayı planlamıyor.
29 üyeli NATO'nun yaklaşık 12 üyesinin uydusu bulunuyor. Halihazırda uzayda bulunan 2 bin aktif uydunun yarısına NATO müttefiklerinin sahip olduğu tahmin ediliyor.
NATO, 2020-2034 dönemi için müttefikler arasında uydu kullanımını etkinleştirmek ve kolaylaştırmak adına 1 milyar euroluk yatırım yapmayı öngörüyor.
Yeni kararın tamamıyla ittifakın "ruhuna uygun biçimde savunma odaklı" olduğuna vurgu yapan NATO, aynı zamanda uzayı "silahlandırmayacağının" da altını çiziyor.
5'inci madde tartışması
NATO'nun tüm müttefiklere kolektif savunma taahhüt eden 5'inci maddesi ittifakın diğer harekat alanları olan hava, kara, deniz ve siber için geçerli tutuluyor.
İttifakın yeni hamlesinin ardından, kolektif savunma taahhüdünün uzay için de geçerli olup olmayacağı tartışılıyor.
Bu konuda net bir açıklama yapmayan NATO, yeni kararın savunma odaklı alındığına dikkati çekerek, 5'inci maddenin geçerliliğinin tartışılması için henüz erken olduğunu söylüyor.
"NATO endişelenmeye başladı"
German Marshall Fund adlı düşünce kuruluşunun Brüksel'de savunma ve güvenlik alanında Kıdemli Uzmanı Bruno Lete, uzayın sadece ekonomi ve günlük hayatta değil, askeri alanda da giderek ciddi önem kazanmaya başladığına işaret etti.
Uzaydaki uyduların tanklara ya da savaş gemilerine GPS vasıtasıyla yol gösterdiğini söyleyen Lete, uyduların askeri stratejilerin önemli bir parçası haline geldiğini dile getirdi.
Lete, "Kötü niyetli aktörlerin uyduları hedef alarak yok etmeleri ya da devre dışı bırakmaları çok zor değil. Bu nedenle NATO, her gün daha fazla ihtiyaç duyduğu uyduların güvenliği hakkında endişelenmeye başladı." değerlendirmesinde bulundu.
Halihazırda ABD ve Fransa gibi uzay gücü kurma yönünde girişimleri olan bazı NATO müttefiklerinin Rusya ve Çin'e uydu sistemlerini hedef aldıklarına yönelik suçlamalarda bulunduğunu hatırlatan Lete, ittifakın uzayı harekat alanı ilan etmesinin bu gelişmeler karşısında gerekli olduğunu savundu.
"NATO istikrar feneri olmaya devam ediyor"
Lete, NATO'nun kararının "uzay gücü" anlamına gelmediğini, ilk etapta uzaydaki fırsat ve sınamaları daha iyi anlamak için politika üretmeyi, dayanıklılığını geliştirmeyi ve caydırıcılığını güçlendirmeyi amaçladığını söyledi.
Yakın dönemde NATO'ya yönelik eleştirilerin "üzücü" olduğunun altını çizen Lete, özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "NATO'nun beyin ölümü gerçekleşmiştir" yönündeki değerlendirmesinin iç siyasette oy toplamaya kaygısı taşıdığını ifade etti.
Lete, "NATO, çok hızla değişen bir güvenlik ortamında hala bir istikrar feneri olmaya devam ediyor." diyerek, ittifakın yeni tehditlere karşı kendini güncellemeyi sürdürmesi gerektiğini, yeni kararın da bu bağlamda önemli olduğunu söyledi.