Myanmar'da askeri darbenin kanlı bilançosu ağırlaşıyor
Ülkede 1 Şubat darbesinden günler sonra başlayan ve 6 Şubat'tan itibaren pek çok kente yayılan protestolara, Myanmar ordusu gerçek mermilerle karşılık veriyor.
Protestocuların yanı sıra sivil itaatsizlik eylemi yapan darbe karşıtlarını da hedef alan ordu, ev baskınlarıyla darbeye karşı çıkanların özel mülklerini yağmalıyor.
Myanmar ordusu 15 Şubat'tan itibaren protestolara müdahale için sokaklara inmeye başladı.
İlk can kayıpları, 19 ve 20 Şubat'ta kayıtlara geçti
İlk can kayıpları 19 ve 20 Şubat'ta açıklanırken, 28 Şubat'ta güvenlik güçlerinin Yangon ve Mandalay'da 18 protestocuyu öldürmesi dünyanın tepkisine neden oldu.
Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke, güvenlik güçlerinin barışçıl protestoculara orantısız güç kullanımını kınadı.
Uluslararası tepkiler ile ABD, İngiltere ve Kanada gibi ülkelerin yaptırım kararlarına rağmen Myanmar ordusu, protestoculara şiddetten geri adım atmazken, marttan itibaren hemen hemen her gün protestolarda can kayıpları meydana geldi.
AA muhabirinin, protestoları takip eden insan hakları gruplarından topladığı verilere göre, 3 Mart'ta bazı kentlerdeki olaylara Myanmar ordusunun silahlı müdahalesi sonucu 25 gösterici hayatını kaybederken; 11 Mart'ta 13, 13 Mart'ta 18, 14 Mart'ta 90 protestocu yaşamını yitirdi. 15 Mart'ta 39, 16 Mart'ta 13, 17 Mart'ta 10, 19 Mart'ta 14, 22 Mart'ta 16, 25 Mart'ta 11 protestocu hayatını kaybetti.
27 Mart'ta 114 kişi öldürüldü
Myanmar'ın 1945'teki Japonya işgaline karşı askeri direnişe başlamasını temsil eden "27 Mart Silahlı Kuvvetler Günü"nün bu yıl dönümü ise "şimdiye kadar darbe karşıtı protestolarda bir günde en çok can kaybının meydana geldiği gün" olarak kayıtlara geçti.
Ülkenin 320 şehrinde 27 Mart'ta gerçekleşen darbe karşıtı protestolara Myanmar ordusu çok sert müdahale etti ve bir günde 114 kişi hayatını kaybetti.
Mandalay'da 40, Yangon'da 27, Sagaing'de 11, Bago'da 9, Magway'da 6, Tanintharyi'de 5 kişi vurularak öldürülürken; Ayarwaddy, Kachin, Mon ve Shan bölgelerinde 16 kişi Myanmar ordusunun silahlı müdahalesi sonucu can verdi.
Birleşmiş Milletlerin (BM) verilerine göre, can kayıplarından 7'sini çocuklar oluşturdu.
Türk Dışişleri Bakanlığı, güvenlik güçlerinin barışçıl protestoculara yönelik şiddetini sert bir dille kınarken; ABD, Avustralya, Kanada, Almanya, Yunanistan, İtalya, Japonya, Danimarka, Hollanda, Yeni Zelanda, Güney Kore ve İngiltere savunma bakanları da Myanmar ordusunun ölümcül şiddetine tepki gösterdi.
BM Soykırımın Önlenmesi Özel Danışmanı Alice Wairimu Nderitu ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, uluslararası toplumun Myanmar halkını vahşet suçlarından koruma sorumluluğu bulunduğunu hatırlatarak, uluslararası toplumu "bu konuda bir an önce harekete geçmeye" davet etti.
Gösterilerde bugüne kadar 459 kişinin yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor
Bir aydan fazladır süregelen protestolara, güvenlik güçlerinin ölümcül şiddetinin sonuçları ise her geçen gün ağırlaşıyor.
Ülkede internet erişiminin kasıtlı olarak yavaşlatılması ve Myanmar ordusunun bazı bölgelerde öldürdüğü protestocuların cesetlerine el koyması nedeniyle toplam kaç protestocunun hayatını kaybettiği net olarak tespit edilemiyor.
Protestoları takip eden gruplardan Myanmar Siyasi Tutuklulara Yardım Kuruluşunun (AAPP) verilerine göre, toplam can kaybı sayısı en az 459'a ulaştı.
AAPP'nin raporuna göre, can kayıplarının 170'i Yangon'da, 84'ü Mandalay'da meydana gelirken; diğer ölümler Monywa, Myingyan, Bago, Pathein ve Aungban gibi şehirlerde tespit edildi.
Myanmar ordusuna karşı "federal ordu" ve "sivil hükümet" planı
Darbe karşıtı siyasetçiler, ülkedeki etnik gruplarla ittifak kurarak Myanmar ordusunun sivillere yönelik şiddetini durdurmaya ve ülkeye demokrasiyi geri getirmeye çalışıyor.
Muhalif milletvekillerince sivil hükümeti geri getirmek için kurulan Ulusal Meclisi Temsil Komitesi (CRPH), 9 Kasım 2020 seçimleri temel alınarak darbe karşıtı siyasi partilerle "sivil hükümet" kurabilmek için görüşmelerini sürdürüyor.
CRPH, halkı Myanmar ordusuna karşı koruyabilmek için darbeye karşı çıkan etnik silahlı grupların yardımıyla bir "federal ordu" kurmak istiyor.
Şimdiye kadar Kachin Bağımsızlık Ordusu ve Karen Ulusal Birliği, protestocuları koruyacaklarına dair açıklama yaparken; Arakan Ordusu başta olmak üzere diğer bazı etnik silahlı grupların da federal orduda yer alması bekleniyor.
AA