Mustafa K. Erdemol
İnanç Sisteminin Bariyerlerini Yıkıyorlar: Suudi Kadın Astronot Uzayda
Suudi Arabistan olunca daha çok dikkat çekiyor konu tabii. Kısa bir zaman öncesine kadar kadınlara bir erkek yakını olmadan tek başına otomobil kullandırmayan ülkenin bir kadın astronotu hem de “tek başına” uzaya yollaması tabii ki ilginç bulunur. Kadın hakları konusunda alması gereken hayli yol olmasına rağmen Suudi Arabistan kadın haklarını iyileştirme konusunda son derece önemli, hayli radikal adımlar atıyor.
Kutsal yerleri kadınlar koruyor
Radikal derken örnekler vereyim bari; Suudi yönetimi ülke tarihinde bir ilki gerçekleştirerek ilk kez Hac/Umre ziyaretleri için kadın güvenlik görevlileri atamıştı. Bu uzaya kadın yollamaktan daha zor bir karardı Suudi yönetimi için. Kadınların futbol maçı izlemeleri ya da 30 yıl kapalı kaldıktan sonra yeniden açılan sinema salonlarına gidebilmeleri de önemli adımlar haliyle. Bunun yanı sıra, kadınların işgücündeki oranının 2016'dan bu yana yüzde 17'den yüzde 37'ye yükseldiğini de belirteyim. Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın ülkenin yapısını değilse de kimi konulara muhafazakâr bakışını değiştirmeyi amaçlayan reformlarının sonuçları bunlar.
Daha önce de birini yollamıştı
Uzay Suudi Arabistan’ın çok ama çok ilgilendiği bir alan. Bu nedenle uzaya ilk kez birini yolladığı sanılmamalı. 1985 yılında Prens Sultan bin Salman bin Abdülaziz'i bir hava kuvvetleri pilotuyla birlikte ABD tarafından organize edilen bir göreve göndermişti ülke. O zaman uzaya insan gönderen ilk Müslüman Arap ülkesi olmuştu. Ardından 2018'de de bir uzay programı başlatıldı. Prens Salman'ın ekonomik genişlemeye yönelik Vizyon 2030 projesinin bir parçası olarak geçen yıl da uzaya astronot göndermişti Krallık.
Yolladıkları bir bilim kadını
Şimdi bir kadın astronotu uzaya yollayarak ülkesinin kadınlara yönelik tutumundaki değişikliğin ulaştığı düzeyi göstermiş oluyor. Suudi Arabistan’ın uzaya yolladığı Rayyanah Barnawi bunu gerçekleştiren ilk Arap kadın oldu. Bir başka Suudi vatandaşı olan savaş pilotu Ali Al Qarni ile birlikte uzaya giden 33 yaşındaki Barnawi aslında bir meme kanseri araştırmacısı. Kanser kök hücre araştırmalarında deneyimli olduğu söyleniyor. Şöyle bir bakınca kariyerine hayran olmamak elde değil. Yeni Zelanda'daki Otago Üniversitesi'nden üreme bilimi, genetik mühendisliği ile doku geliştirme alanlarında lisans derecesine sahip. Ayrıca ülkesindeki King Faisal Üniversitesi'nden biyomedikal bilimler alanında yüksek lisans derecesine sahip.
Barnawi’nin uçuştan önce yaptığı açıklamada, "Bu herkes için bir hayalin gerçekleşmesi demek. Sadece bunun mümkün olduğunu anlayabilmek demek. Eğer ben de Ali de bunu yapabiliyorsak, onlar da yapabilir" demesi elbette anlamlı. Barnawi ile Ali kenetlendikten sonra yörüngedeki laboratuvarda sekiz gün geçirecekler. Görevleri sırasında, kanseri tahmin etme, önlemeye yönelik araştırmalar yapma, gelecekte Ay ile Mars'taki insan yerleşimlerinde yapay yağmurun nasıl üretileceğine ilişkin bir çalışma da dahil olmak üzere 20 deney gerçekleştirme yapacakları işler arasında.
Suudi Arabistan’ın uzay çalışmalarında bu kadar aktif olmasının bir tek nedeni var: Suudi uzay misyonunun amacı, insanlığın iyiliği için uzay endüstrisindeki gelişmelerden yararlanmaya odaklanarak, Suudi bilim adamlarının insanlı uzay uçuşu alanındaki uzmanlıklarını güçlendirmek. Krallık ayrıca sağlık, sürdürülebilirlik, uzay teknolojisi de dahil olmak üzere çeşitli bilimsel araştırma alanlarına katkıda bulunmayı amaçladığını söylüyor.
Ülkenin asıl niyeti
Bu yapılanların neye yol açacağını daha doğrusu amacın ne olduğunu ben söyleyeyim; Suudi Arabistan geleneksel inanç sisteminin bariyerlerini aşmaya çalışıyor. Bu konuda hayli hızlı mesafe aldığı söylenebilir. Ülkede geçtiğimiz yıllarda insan doğasını sorgulayan bir felsefe konferansı da toplanmıştı. Olanları Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın Vizyon 2030 projesi için bir “makyajlama“ olarak görmek yanlış olur. Şu anda ülkenin gerçek yöneticisi olan Veliaht Prens resmi olarak kral olduğunda ülke tarihinin en genç kralı olacak. Dışa en çok açık olan kralı da aynı zamanda.
Konsoloslukta gazeteci öldürtecek vahşiliğine rağmen ülkenin gençleri ile özellikle kadınlarının büyük desteğine sahip olan Prens Muhammed ülkesini bölgenin en ileri ülkesi yaparsa şaşırmayalım. Bunu yapmaya azimli görünüyor.
Bu arada Arap ülkelerinin uzay merakı üzerinde ayrıca durmalı. Çünkü 2019 yılında Birleşik Arap Emirlikleri de (BAE), vatandaşlarından birini uzaya göndermişti.
“Türkiye Yüzyılı“ derken bir de bakmışız ki “Arap Yüzyılı“ndayız. Bir sosyalist olarak uluslararası rekabeti elbette sevmem ama bizimkiler eğer iddialıysalar TOGG’dan daha önemli işler yapmak zorundalar. Uzaya sıkı asılmalılar yani .
Uzaya insan yollamak görüldüğü gibi kolay işte.
Soğanı ucuzlatmaktan daha kolay.. Hükümetimiz yapabilir bunu.