Esad'ın açıklamalarından büyük bir gerçek ortaya çıktı

Esad'ın açıklamalarından büyük bir gerçek ortaya çıktı
Suriye'nin devrik lideri Esad'ın açıklamalarından büyük bir gerçek ortaya çıktı. Esad son ana kadar ordusunun savaştığını ve devletin kurumlarının çalıştığını düşündü. Türkiye'nin terör örgütü olarak gördüğü cihatçı HTŞ'nin neredeyse tek bir kurşun sıkmadan Şam'a girmesi Esad'ın açıklamalarını adeta boşa çıkardı. İşte Esad'ın açıklamalarının satır aralarındaki gerçekleri.

27 Kasım'da başlayıp Beşer Esad'ın 8 Aralık'ta Suriye'den kaçarak yönetimi cihatçı terör örgütü HTŞ'ye teslim etmesiyle sonuçlanan olayların ardından devrik liderden beklenen açıklama geldi. Esad, ülkesini terk etmesine neden olan olayların başından sonuna, kendi açısından olup biteni yazılı olarak açıkladı.

İsyancı grupların Şam'ı düşürdüğü 8 Aralık'a dek ülkeden ayrılmayı ve istifayı düşünmediğini açıklayan Esad, Şam'a girildiğinde de ordusunun savaştığını sanıyor. Esad'ın açıklamalarının tamamı okunduğunda bunu görmek mümkün.
Esad'ın aynı zamanda Suriye'de yaşanan gerçeklerden de habersiz olduğu ortaya çıkıyor.

Esad'ın bu cümlesi bile "Suriye'den ayrılışım planlı değildi ve bazılarının iddia ettiği gibi çatışmaların son saatlerinde gerçekleşmedi. Aksine, 8 Aralık 2024 Pazar gününün erken saatlerine kadar Şam'da kaldım ve görevimi yerine getirdim" son ana kadar Suriye genelinde neler olduğunu bilmediğini gösteriyor.
Çünkü Esad, açıklamalarında her tarafta çatışma olduğunu ve mevzilerin teker teke düştüğü sanıyor ve öyle yazıyor. .
Oysa, Suriye genelinde hatta HTŞ'nin Şam'a girerken hiç çatışmanın olmaması gerçeğini Esad hariç herkes biliyor.

HTŞ KURŞUN SIKMADAN ŞAM'A GİRDİ

Esad'ın açıklamalarının aksine olayların başlangıcından sonuna kadar ki sürede isyancılar arabalarla tam gaz Şam'a doğru ilerlemişti.

Ülkenin kuzeyinde terör örgütü PKK/PYD ile çatışmaya Suriye Milli Ordusu'nun girmesine ve Suriye ordusunun çatışacağı cepheleri azaltmış olmasına rağmen isyancılara karşı çatışma haberlerinin hemen ardından bölgenin düştüğü bilgisi servis edildi.

Suriye'nin stratejik noktalarından Golan Tepeleri'ndeki Kuneytire şehrinden gelen görüntüler Suriye ordusunun isyancılara karşı direnmediğini ortaya koymuştu. Şehrin ortasından yürüyerek ilerleyen Suriye ordusuna mensup birlik adi adımlarla ve yıpranmamış kıyafetlerle sivillerin arasından geçerek çatışma haberinin geldiği noktadan uzaklaşmıştı.

Devrik lider Esad, "Devlet terörizmin eline düştüğünde ve anlamlı bir katkı yapma yeteneği kaybolduğunda, herhangi bir pozisyon amaçsız hale gelir ve işgali anlamsız hale gelir" sözleriyle ailesinin 61 yıldır elinde tuttuğu iktidarı neden bıraktığını açıkladı.

Olayların sonuçlandığı güne kadar ülkesini bırakmayı düşünmediğini söyleyen Esad, "Terörizm Suriye'ye yayılıp nihayetinde 7 Aralık 2024 Cumartesi akşamı Şam'a ulaştığında, başkanın kaderi ve nerede olduğuyla ilgili sorular ortaya çıktı. Bu, uluslararası terörizmi Suriye için bir kurtuluş devrimi olarak yeniden biçimlendirmeyi amaçlayan, gerçeklerden çok uzak yanlış bilgi ve anlatılar seli ortasında gerçekleşti. Suriye'den ayrılışım planlı değildi ve bazılarının iddia ettiği gibi çatışmaların son saatlerinde gerçekleşmedi. Aksine, 8 Aralık 2024 Pazar gününün erken saatlerine kadar Şam'da kaldım ve görevimi yerine getirdim" dedi.

Son güne kadar görevini yerine getirdiğini ifade eden Esad'ın aksine HTŞ birlikleri kolaylıkla meclisi ele geçirip Başbakanı lağvetti. Ülkenin liderinin görevinin başında olduğu anda bu kadar kolay teslimiyet tüm dünyanın dikkatini çekti.

Esad açıklamasında "Son askeri mevzilerin çökmesi ve bunun sonucunda kalan tüm devlet kurumlarının felç olmasının ardından gerçekleşti" sözleriyle direnildiğini sanan Esad'ı devrik Başbakan Muhammed Gazi El-Celali'nin sözleri durumun öyle olmadığını teslimiyetin gönüllülük çerçevesinde olduğunu gösteriyordu.

Sözler şöyleydi:
"Kimseye dokunmayacağını söyleyen ve bize elini uzatan muhaliflere elimizi uzatıyoruz. Biz, seçilecek yeni yönetimle işbirliğine hazırız. Onlara her türlü desteği sağlayıp devlet dosyalarını kolayca onlara aktarmaya hazırız."

HTŞ'nin meclisi aldığı o anlar:


Esad'ın açıklamalarının satır aralarında Rusların ve kendi komuta kademesinin Esad'ı ikna ederek ülkeyi terk ettirdikleri anlaşılıyor.
Açıklamalarındaki Esad'ın çevresi tarafından kandırılmışlığını ele veren cümle "Suriye'den ayrılışım planlı değildi ve bazılarının iddia ettiği gibi çatışmaların son saatlerinde gerçekleşmedi. Aksine, 8 Aralık 2024 Pazar gününün erken saatlerine kadar Şam'da kaldım ve görevimi yerine getirdim.
Terörist güçler Şam'a sızarken, muharebe operasyonlarını denetlemek için Rus müttefiklerimizle koordinasyon halinde Lazkiye'ye geçtim.
O sabah Hmeymim hava üssüne vardığımızda, güçlerimizin tüm hatlarından tamamen çekildiği ve son ordu mevzilerinin düştüğü anlaşıldı." sözleri.
Esad,
Lazkiye'ye gittiğinde bile ordunun savaştığını sanıyor ve olmayan "Muharebeyi" yöneteceğini sanıyor.
Oysa kendi ordusu ne Şam'da ne de başka bir yerde muharebeye girmedi.
"Tek hareket tarzı terörist saldırılara karşı mücadeleye devam etmekti." cümlesinde Şam'ın düştüğü saatlerde Esad hala ordusunun savaştığını zannediyor. Oysa durum öyle değildi.
Bu cümleden çevresindeki tüm kurmayların, ordu komutanlarının, bakanlarının ve Rusların kendisine doğru bilgi vermediğini ortaya çıkıyor.

İşte o açıklamanın tam metni:

Terörizm Suriye'ye yayılıp nihayetinde 7 Aralık 2024 Cumartesi akşamı Şam'a ulaştığında, başkanın kaderi ve nerede olduğuyla ilgili sorular ortaya çıktı. Bu, uluslararası terörizmi Suriye için bir kurtuluş devrimi olarak yeniden biçimlendirmeyi amaçlayan, gerçeklerden çok uzak yanlış bilgi ve anlatılar seli ortasında gerçekleşti.

Ülkenin tarihinde gerçeğin öncelikli olması gereken böylesine kritik bir dönüm noktasında, bu çarpıtmalara değinmek elzemdir. Ne yazık ki, güvenlik nedenleriyle tam bir iletişim kesintisi de dahil olmak üzere o zamanki hakim koşullar, bu açıklamanın yayınlanmasını geciktirdi. Bu, fırsat verildiğinde sağlanacak olan, ortaya çıkan olayların ayrıntılı bir açıklamasının yerini tutmaz.

Öncelikle, Suriye'den ayrılışım planlı değildi ve bazılarının iddia ettiği gibi çatışmaların son saatlerinde gerçekleşmedi. Aksine, 8 Aralık 2024 Pazar gününün erken saatlerine kadar Şam'da kaldım ve görevimi yerine getirdim.

Terörist güçler Şam'a sızarken, muharebe operasyonlarını denetlemek için Rus müttefiklerimizle koordinasyon halinde Lazkiye'ye geçtim.
O sabah Hmeymim hava üssüne vardığımızda, güçlerimizin tüm hatlarından tamamen çekildiği ve son ordu mevzilerinin düştüğü anlaşıldı.
Bölgedeki saha durumu kötüleşmeye devam ederken, Rus askeri üssüne drone saldırılarıyla yoğun saldırılar düzenlendi. Üsten ayrılmanın uygulanabilir bir yolu olmadığından, Moskova, üssün komutasından 8 Aralık Pazar akşamı Rusya'ya derhal bir tahliye ayarlamasını talep etti.
Bu, Şam'ın düşmesinden bir gün sonra, son askeri mevzilerin çökmesi ve bunun sonucunda kalan tüm devlet kurumlarının felç olmasının ardından gerçekleşti.

Bu olaylar sırasında hiçbir noktada istifa etmeyi veya sığınma talebinde bulunmayı düşünmedim, ayrıca hiçbir birey veya parti tarafından böyle bir öneri yapılmadı. Tek hareket tarzı terörist saldırılara karşı mücadeleye devam etmekti.

Savaşın ilk gününden itibaren, ulusunun kurtuluşunu kişisel çıkarları için takas etmeyi veya halkını sayısız teklif ve cazip teklifler karşılığında tehlikeye atmayı reddeden kişinin, en tehlikeli ve yoğun savaş alanlarında teröristlerden sadece birkaç metre uzakta, ön saflarda ordu subayları ve askerlerinin yanında duran kişiyle aynı kişi olduğunu bir kez daha teyit ediyorum.
Savaşın en karanlık yıllarında, ayrılmayan, ancak on dört yıl süren savaş boyunca bombalamalar altında terörizmle ve başkente yönelik terörist saldırı tehditleriyle mücadele eden, ailesiyle halkının yanında kalan kişiyle aynı kişidir. Dahası, Filistin ve Lübnan'daki direnişi asla terk etmemiş ve yanında duran müttefiklerine ihanet etmemiş olan kişi, kendi halkını terk edecek veya ait olduğu orduya ve ulusa ihanet edecek kişi olamaz.

Hiçbir zaman kişisel kazanç için mevki aramadım, ancak kendimi her zaman Suriye halkının inancıyla desteklenen, vizyonuna inanan bir ulusal projenin koruyucusu olarak gördüm. Devleti koruma, kurumlarını savunma ve son ana kadar tercihlerini destekleme iradesine ve yeteneğine olan sarsılmaz inancımı taşıdım.

Devlet terörizmin eline düştüğünde ve anlamlı bir katkı yapma yeteneği kaybolduğunda, herhangi bir pozisyon amaçsız hale gelir ve işgali anlamsız hale gelir. Bu, hiçbir şekilde Suriye'ye ve halkına olan derin aidiyet hissimi azaltmaz, herhangi bir pozisyon veya koşuldan sarsılmayan bir bağdır. Suriye'nin bir kez daha özgür ve bağımsız olacağına dair umutla dolu bir aidiyettir.

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi