Deprem diplomasiyi de vurdu: "Suriye’nin normalleşme beklentisi yok"

Deprem diplomasiyi de vurdu: "Suriye’nin normalleşme beklentisi yok"
Merkez üssü Kahramanmaraş olan 7.7 ile 7.6’lık depremlerden Türkiye’de 10 il etkilenirken Suriye de Türkiye’den sonra en çok hasar gören ülke oldu. Suriyeli gazeteci Kassargian depremin vurduğu Suriye'deki sıkıntıları ve Ankara - Şam diplomasisini değerlendirdi.

Aylar öncesinde normalleşme sürecine yönelik adımların atılmaya ve konuşulmaya başlandığı Suriye ile Türkiye arasındaki diplomatik süreç, büyük yıkımdan nasibini aldı.

Türkiye’de 14 Şubat 14.00 itibarıyla 31 bin 974 kişi hayatını kaybederken Suriye’de ise 4 binden fazla kişi canından oldu. İki ülkenin de büyük bir kayıp yaşadığı deprem nedeniyle koordinasyon sürecine girmesi beklentisini dile getiren Suriyeli Gazeteci Sarkis Kassargian, “Bu koordinasyon gerçekleşebilseydi, iki ülke için de olumlu sonuçları olabilirdi” dedi.

Türkiye’de deprem sonucu hasar gören yollar ve yardımların koordine edilememesi nedeniyle büyük bir lojistik tıkanıklığın yaşandığını ifade eden Kassargian, “Deprem bölgelerinden başka hastanelere sevk edilemeyen hastalar Lazkiye’deki hastanelere getirilebilirdi bu da süreç için kolaylaştırıcı olabilirdi. Aynı şekilde Şanlıurfa üzerinden Tel Abyad’a oradan da Afrin’e Türkiye tarafından yardım gönderilebilir bu da iki ülke arasındaki normalleşme sürecine bir katkı sağlayabilirdi ancak olmadı” dedi.

“Normalleşmenin ilk taşı olabilirdi”

Suriye ve Türkiye'de yaşanan depremler nedeniyle dayanışma oluşsaydı bunun son zamanlarda çokça gündeme gelen normalleşme sürecine konulan ilk taş olabileceğini ifade eden Suriyeli gazeteci, “Ben yaşanan bu depremlerden sonra Türkiye ve Suriye arasında alt seviyelerde de olsa bir koordinasyon bekliyordum. O da normalleşmenin ilk taşını koymuş olabilirdi. Bu koordinasyon gerçekleşseydi; iki ülke için de olumlu olacaktı. Bu koordinasyon nasıl olabilirdi? Yollarda ilk günlerde yaşanan tıkanıklıklar nedeniyle hastane ihtiyacı olan depremzedelerin tahliyesinde sıkıntılar oluştu. Ama Lazkiye’deki hastanelere insanları yönlendirmek zaman açısından süreci daha da kolaylaştırabilirdi. Şanlıurfa’dan Tel Abyad’a Tel Abyad’dan da Afrin’e yardım ulaştırılabilirdi. İki halk için de bu koordinasyon olumlu bir netice verebilirdi ama maalesef olmadı" ifadelerini kullandı.

“Süreç seçimlere bağlı”

Deprem sonrasında yaşanan sürecin normalleşme adına bir etki sağlayacağını düşünmediğini ifade eden Kassargian şöyle devam etti: “Bence normalleşmenin akıbeti net olarak Türkiye’deki seçimlere bağlı. Seçimlerden önce Dışişleri Bakanları düzeyinde bir görüşme gerçekleşebilir ama Suriye için de o görüşme önceki kadar ağırlıklı bir konu olmayacak gibi görünüyor.”

Depremden sonra gündeme gelen esas konulardan biri de ülkeye gönderilecek yardımlar için sınır kapılarının açılması oldu. Lübnan ya da Irak gibi ülkelerden de yardımın gelebileceğinin altını çizen Kassargian neden ısrarla Türkiye çözümü üzerinde durulduğunu da anlattı. Kassargian, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye kontrolündeki silahlı grupların varlığı nedeniyle gönderilen yardımların lojistik olarak ulaşması önünde bir takım engeller oluştuğunu ifade ederek; Suriye’nin kuzeyinden gidecek yardımların Türkiye inisiyatifiyle hareket etmesinin faydası olabileceğini ifade etti.

Kassargian şunları söyledi: “Yardımlar Lübnan’dan çok rahat gelir. Iraktan da rahat gelir. Mesela Halep’e doğrudan uçakla yardım gidebilir ve yardımlar Halepten dağıtılabilir. Ama Halep’ten Afrin’e yardım göndermek çok zor. Çünkü dediğim gibi oradaki silahlı gruplar, izin vermiyor yardımların ulaşmasına. Ama oradaki insanlara da yardım ulaşması gerektiği için Suriye hükümeti her yolu deniyor. Israrla Türkiye denmesinin sebebi budur.”

Suriye'ye "utanma belası" Batı yardımı

Deprem sonrasında Batılı ülkelerin yaptırımları gündeme getirerek yardımlar konusunda çekimser kalmasını eleştiren Kassargian, “Batı ülkelerinin harekete geçmesi, uluslararası baskı sonucunda oldu. Suriye’nin içinde ve dışında bulunan Suriyeli aktivistler çok baskı yaptılar. Şimdi Batı için de vurgulanması gereken nokta şu; deprem Türkiye ve Suriye’yi vurdu. Batı, Avrupa Parlamentosu ve NATO üyesi Türkiye’ye yardım göndermek zorunda. Çünkü Türkiye’deki herhangi bir sorun, Batı ülkelerini de doğrudan etkiliyor. Türkiye yardımsız bırakılır ve yeni bir göç hareketi tetiklenirse, Batı ülkeleri çok zor durumda kalacak. onun için Türkiye’ye yardım etmek zorunda. Deprem Suriye ve Türkiye’yi beraber vurduğu için Batı ülkeleri ahlaki yönden Şam’a da yardımda bulunmak zorunda kaldı” dedi.

İç savaş nedeniyle Suriye'nin alt yapısının büyük ölçüde zarara uğradığını ifade eden Suriyeli gazeteci, depremin de zaten çok kötü durumda olan alt yapıyı tümden yıkıp geçtiğini ve ülke ekonomisinin bununla başa çıkmasının çok zor olduğunu dile getirdi.

Kassargian öte yandan Birleşmiş Milletler tarafından Suriye'ye gönderilen yardımların "sembolik" olduğunu ifade ederek ülke gündeminde ses dahi getirmediğinin altını çizdi.