Avusturya'da aşırı sağ parti iktidarına ortak bulamadı. AB'de aşırı sağcılar yükselişteydi
Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander van der Bellen, geçen ay birincilikle çıktığı genel seçimler sonrası hiçbir partinin aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ) ile koalisyon kurmak istememesinin ardından görevdeki Şansölye Nehammer’dan yeni bir hükümet kurmasını istedi.
En büyük üç partinin liderleri ile yaptığı görüşmeler sonrası van der Bellen, merkez sağ Halk Partisi’nin (ÖVP) lideri Nehammer’e, üçüncü sıradaki Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) ile derhal müzakerelere başlama talimatı verdi. Cumhurbaşkanı, istikrarlı bir hükümet kurulabilmesi için üçüncü bir partiye ihtiyaç duyulması durumunda kendisinin bilgilendirilmesini istedi.
İŞBİRLİĞİNE YANAŞMADILAR
Cumhurbaşkanı van der Bellen, seçimler sonrası meclise girmeyi başaran partilerin FPÖ ve lideri Herbert Kickl ile koalisyon kurmak istememesi, Kickl’ın ise olası bir hükümette başbakanlık görevinden feragat etmemesi nedeniyle “siyasi bir çıkmaz” oluştuğunu söyledi. Kickl, ÖVP ve SPÖ’nün “demokrasiye yönelik kaygılar, yetersiz Avrupa Birliği (AB) yanlısı tutum, Rusya’ya yakınlığından kaynaklı çekinceler, ayrıştırıcı dili ve ırkçı oluşumlarla arasına mesafe koyamaması” nedeniyle FPÖ ile işbirliğine yanaşmadığını söyledi.
AB'DE AŞIRI SAĞIN YÜKSELİŞİ
İtalya ve Hollanda gibi birçok ülkede aşırı sağı iktidara taşıyan göçmen düşmanı söylemler, Ukrayna Savaşı tartışmaları ve AB’ye yönelik şüphecilik, FPÖ’nün de oy oranlarını artırmasını sağladı. Haziran ayındaki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde oy oranlarını artıran FPÖ dahil birçok aşırı sağcı parti, Macaristan Başbakanı Victor Orban’ın liderliğinde “Avrupa’nın Vatanseverleri” ittifakını kurdu.
FPÖ; 29 Eylül’de yapılan genel seçimde yüzde 28,8 oyla sandıktan birinci çıkarken Başbakan Nehammer’in muhafazakâr ÖVP’si yüzde 26,3 ile ikinci olmuştu. SPÖ ise yüzde 21,1 oy oranı ile üçüncü sırada yer aldı. Avusturya parlamentosunun alt kanadı Ulusal Konsey’de 183 koltuk var. Hükümet kurulabilmesi için ise 92 koltuk gerekiyor. Son seçimde FPÖ, 57 koltuk kazanırken ÖVP 51, SPÖ ise 41 koltuğun sahibi oldu.
Eski bir Nazi olan Anton Reinthaller tarafından 1956’da kurulan FPÖ, başlangıçta kendisini merkez sağa konumlandırsa da 1986’da Jörg Haider’in liderliğiyle aşırı sağ politikalara yöneldi. SPÖ’nün birincilikle bitirdiği 1999 yılındaki genel seçimlerde ikinci parti konumuna ulaşan FPÖ, ÖVP ile koalisyon kurarak iktidarı paylaştı. FPÖ, 2017’de tekrar ÖVP ile koalisyon hükümetinin küçük ortağı olurken 2019’da ortaya çıkan siyasi skandallar bu hükümetin de düşmesine neden oldu.
AYLARDIR HÜKÜMET KURULAMADI
Belçika’da haziran ayında yapılan seçimleri galibi Flaman milliyetçisi Yeni Flaman İttifakı’nın (NVA) lideri Bart De Wever hükümet kurma çalışmaları sürüyor. Kraliyet, geçen hafta yaptığı açıklamada Kral Philippe’nin De Wever’in hükümet kurma çalışmalarını makul bir süre içinde sonlandırmasını ve 4 Kasım’da çalışmalarına ilişkin rapor sunmasını beklediğini kaydetti. 4 Kasım, 9 Haziran’da yapılan seçimin ardından geçen 150’nci gün olacak. Bir önceki seçimin ardından 653 gün hükümetsiz kalan federal ülke Belçika’da seçimlerin galibi, beklenenin aksine aşırı sağcı Vlaams Belang değil milliyetçi Flaman parti N-VA olmuştu.
DOĞU EYALETLERİNDE GÖRÜŞMELER SÜRÜYOR
Almanya’nın doğusunda geçen ay düzenlenen 3 eyalet parlamentosu seçiminde aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) oy oranının artırırken eyalet hükümeti kurma süreci devam ediyor. 1 Eylül’de Thüringen ve Saksonya’da, 22 Eylül’de Brandenburg’da eyalet parlamentosu seçimleri düzenlendi. Thüringen’de seçimi kazanan AfD, Saksonya’da ise Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) ardından ikinci oldu. Brandenburg’da ise Sosyal Demokrat Parti (SPD), kıl payı farkla AfD’nin önünde bitirdi.
Her üç eyalette de hükümet kurma görüşmeleri sürerken hiçbir parti AfD ile ortaklığa yanaşmıyor. Bu noktada Sol Parti’den (Die Linke) ayrılarak kurulan sol popülist Sahra Wagenkecht İttifakı (BSW), koalisyon görüşmelerinde kilit parti olarak öne çıkıyor. Thüringen’de yüzde 15,8, Saksonya’da yüzde 11,8 ve Brandenburg’da yüzde 12,4 oy alan parti, her üç eyalette en güçlü üçüncü parti konumuna ulaştı. Alman hükümetinin dış politikasını sert şekilde eleştirirken Rusya ile görüşülmesini destekliyor, İsrail’e silah satışlarının durdurulmasını istiyor. BSW’nin göçle mücadele konusunda aşırı sağ ile örtüşen talepleri seçmenden destek buluyor.