Cumhurbaşkanı Erdoğan Büyükelçiler Konferansı'nda konuştu

12. Büyükelçiler Konferansı Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konferansa katıldı.

Türkiye'nin yurt dışında ve merkez teşkilatında görevli büyükelçilerinin katılımıyla 2008'den bu yana düzenlenen Büyükelçiler Konferansı'na Türkiye'nin merkezdeki büyükelçileri Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda hazır bulunarak, yurt dışındaki büyükelçileri ise çevrim içi olarak katıldı.

Konferans kapsamında Erdoğan da bir konuşma yaptı.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan ifadeler şöyle:

Ekonomik bakımından çok güçlü ülkelerin sağlık alt yapılarının ne kadar zayıf olduğunu bu süreçte görmüş olduk. Türkiye bu zorlu süreçte başarılı bir sınav vermiştir. Muhalefetin bizi çektiği uzağa düşmedik.

Sadece sınırlar içerisinde yaşayan vatandaşlarımızı değil, yurtdışında yaşayan insanlarımızı da çaresiz bırakmadık. Cumhuriyet tarihimizin en büyük tahliye operasyonunu gerçekleştirdik. 100 binden fazla insan ailesiyle buluşturduk. Ülkemizden yardım talep eden ülkelere tıbbi destekte bulunduk.

Hastalığın bir süre daha bizimle kalacağı görünüyor. Tüm dünyada vaka ve hasta sayılarının tekrardan ürkütücü boyutlara ulaştığını görüyoruz. Bu dönemi de kendi özgün politikalarımız ile yürütmeye çalışıyoruz. Dengeli-uygulanabilir bir anlayışla hareket ediyoruz. Temizlik-maske-mesafe kurallarına riayet ederek bu sürecin üstesinden geleceğimize inanıyorum.

Ülkemiz maalesef gerek İkinci Dünya Savaşı gerekse de Soğuk Savaş sonrasında açılan fırsat pencerelerini değerlendirememiştir. Yeni pişmanlıklar yaratmamakta kararlıyız.

4 buçuk milyon mülteciyi ülkemizde barındırıyoruz. Bir o kadarının da bakımını Suriye’de yapıyoruz. Bunu sadece Türkiye yapıyor. Bu kapitalist ekonominin temsilcisi olanların attığı bir adım yok.

Suriye’de bir siyasi çözüm için çabamızı sürdürüyoruz. Irak’ta terör örgütünün belini kırdık. Bugün Libya’da siyasi çözüm umutları yeniden yeşermişse bunda Türkiye’nin yaptığı müdahalenin katkısı bulunuyor.

Doğu Akdeniz’deki gelişmenin yükünü taşıyan ülkemizin, doğal kaynaklar söz konusu olduğunda yok sayılmasına müsaade edemezdik. Doğu Akdeniz meselesinde daima sabırlı ve soğukkanlı davrandık.

Azerbaycan topraklarının işgal edilmesine sessiz kalamazdık ve sessiz kalmadık. İşte şimdi biz Afganistan’dayız, Azerbaycan’dayız. Çünkü bunlar bizim kardeşimiz, soydaşımız.

Azeri kardeşlerimiz kendi göbeklerini kendi kesti ve işi bitirdi. Şuşa’nın kurtulmasıyla umudumuz daha da artmıştır.

Türkiye’nin sınır dışı ettiği yabancı terörist savaşçıların batılı ülkelerde elini kolunu sallayarak eylem yapmalarını da anlamıyoruz. PKK terörü tarafından şehit edilen onlarca öğretmenimiz için en ufak üzüntü beyan etmeyenlerin, YPG elebaşlarını kırmızı halılarla saraylarda ağırlayanların bizim tavrımızı sorgulamasının hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur.

CANLI YAYIN -