"Holiganların Anıtkabir'e alınması devlet protokolünün neresinde yazıyor?"
CHP Sözcüsü Faik Öztrak haftalık olağan basın toplantısını gerçekleştirdi. Sözlerine uzaktan eğitime ulaşamayan öğrencileri hatırlatarak başlayan Öztrak, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un öğretmen maaşlarının yüksek olduğu yönündeki beyanını eleştirdi.
Sözlerine 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında alınan engelleme kararlarını eleştirerek devam eden Öztrak, "Cumhuriyet ve Atatürk devrimlerine alerjisi olan. Tarihimizi, 'Keşke Yunan galip gelseydi.' diyenlerden öğrenen bu zevat, koronavirüsü ideolojik bağnazlıklarının bahanesi yapıyor. 15 Temmuz anmalarında, Ayasofya açılışında, Malazgirt kutlamalarında bulaşmayan virüs ne hikmetse milli bayramlarda bulaşıyor. '15 Temmuz henüz 4 yıl önce olduğu için iptal edilemez.'diyorlar. Bu müflis bezirgan siyasetçiler için 98 yıl önceki 30 Ağustos Zaferi pandemi nedeniyle kutlanamayacak kadar eski ama 949 yıl önceki Malazgirt Zaferi yeni! Allah bunlara akıl fikir versin diyoruz. Saray'ın çift maaşlı bürokratı Malazgirt Zaferi'nden 15 Temmuz'a bir hat çizerken Atatürk'ü yok saymaya cüret edebiliyor. 30 Ağustos Zaferi'ni anarken Atatürk'ün adını ağzına almayabiliyor. Biz en baştan Malazgirt de bizim 30 Ağustos da bizim zaferimizdir, dedik. Erdoğan'ın milletten ve muhalefetten gelen tepkiler üzerine aynı anlayışa yaklaşmasını elbette not ettik. Ama aynı gün Anıtkabir'de yaşanan saygısızlığı nereye koyacağız? İsim isim belirlenerek Anıtkabir'e alınanlar arasında kendini bilmez bir grup Erdoğan'a tezahüratta bulunuyor. Bu holiganların içeri alınması devlet protokolünün neresinde yazıyor? Hangi müflis bezirgan siyasetçi bunu yaptırıyor? Kabirlerde tezahürat yapmak hangi örf ve adette var? Benzer bir hadisenin bir daha Anıtkabir'de yaşanmaması için bir düzenlemeyi TBMM'ye vereceğiz. Bu arada havuz medyasının pespaye televizyon kanalının yaptığı terbiyesizliği de lanetliyoruz. RTÜK temsilcimiz bunu RTÜK gündemine taşıyacaktır. Bakalım bu pespayelik karşısında RTÜK ne yapacak?" diye konuştu.
"Vatandaş bir araba kendine alırsa bir arabayı da saraya alacak"
Otomobillere yapılan ÖTV zamlarına da değinen Öztrak,"Cumhurbaşkanı Kararnamesi, Resmi Gazete'nin resmi bayramlarda olağanüstü haller dışında yayınlanamayacağını belirtiyor. Ne hikmetse otomobillere yeni ÖTV zammı resmi tatilde yayınlandı. Saray, kendi çıkardığı kararnameyi bile dinlemiyor. Ya bu kararnameden saray efradı habersiz ya da bütçenin durumu görünen de bile kötü. Kamu bankaları aracılığıyla ucuza araç kredileri dağıtanlar şimdi bu araçlara ÖTV zammı getiriyor. Sosyete damat ekonomiyi öğrensin diye koskoca ülkeyi deneme tahtasına çevirdiler. Almanya'da 33 bin Euro olan bir araç zaten saray hükümetinin paramızı pul etmesi nedeniyle 295 bin lira ediyor. Bir de bunun üzerine yüzde 80 ÖTV'yi ekleyip üstüne vergiden de alınan KDV'yi koyunca aracın Türkiye'deki fiyatı 627 bin liraya çıkıyor. Vatandaş bir araba kendine alırsa bir arabayı da saraya alacak. Almanya'da asgari ücretle çalışan bir işçi bu arabayı alabilmek için 22 ay çalışırken, Türkiye'de asgari ücretle çalışan bir işçi 270 ay çalışmak zorunda. Bunun da 127 ayı arabaya kalanı vergiye gidiyor. Depoya konan benzinde de durum aynı. Nisan ayında bir araç deposu 282 liraya doluyordu, şimdi 371 liraya doluyor. Pompacılar adeta vergi memuru olarak çalışıyor." dedi.
"Bu beceriksiz yönetim cebimizden iki yılda 145 milyar doları almış"
Türkiye ekonomisin 2018 yılından bu yana daraldığını hatırlatan Öztrak,"Türkiye ekonomisi önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 9.9 küçülmüş. Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre daralma yüzde 11. Bu küçümenin daha da yukarı gitmesi kuvvetle muhtemeldir. Elektrik tüketiminin yüzde 6.1 azaldığı 2009 yılının aynı döneminde ekonomi yüzde 14 buçuk daralmıştı. Bu yılın ikinci çeyreğinde elektrik tüketimindeki azalma çok daha fazlayken, ekonomide görülen daralma 2009'da çok daha fazla. Milli gelirimiz 743 milyar dolara düştü. Yani 2010 yılından bu yana en düşük seviyede.
2018 yılının ikinci üç ayından bu yana ise milli gelirimiz tam 145 milyar dolar azalmış. Bu beceriksiz yönetim cebimizden iki yılda 145 milyar doları almış, götürmüş. Bu paralar bir avuç tefeciye, yandaşa kaptırılmış durumda. Dünyayı etkisi altına alan salgın elbette birçok ülkeyi vurdu ama ekonomimizdeki sorun salgınla başlamış değil. Diğer ülkeler, çiftçisini, işçisini, vatandaşını korumak içim milyarlarca dolarlık hibe desteği açıkladı. Bizdeki saray hükümeti milleti salgında yalnız bıraktı. Millete beş maskeyi bile parasız dağıtamadılar. Sosyete damat ekonominin başına geldiğinden beri yatırımlar durdu. Ekonomi güven endeksini yorumlamayı bile bilmeyen damadı, sırf damat olduğu ,için ekonominin başına oturttular.
Damadın yönetimindeki Hazine artık döviz ve altınla da borçlanmaya başladı. Her devalüasyonda tüyü bitmemiş yetimin sırtındaki borç yükü yükselecek demek bu." diye konuştu.
"Rakamlara kimsenin güveni kalmadı"
Günlük koronavirüs vakalarındaki artış ve açıklanan sayılar hakkındaki soru işaretlerine de değinen Öztrak, "Salgınla mücadeledeki başarısızlıklar yüzünden salgınla mücadelede ilk dalganın ikinci aşamasına geldik. Yeni vaka sayısı iyileşen hasta sayısının üstünde. Ancak açıklanan rakamlara da kimsenin güveni kalmadı. Sahadan gelen bilgilerle resmi rakamlar arasında uyum yok. Bilim Kurulu'nun adı kaldı, kendisi ortada yok. Hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının sayısı 66'ya yükseldi. Sağlık Bakanı tweet atıyor, vatandaşı şikayet ediyor." ifadelerinde bulundu.
Kırşehir'de milletvekilinin bekçi tarafından darp edilmesi
Öztrak, Kırşehir'de CHP milletvekilinin güvenlik güçleri tarafından darp edilmesi ve milletvekili Barış Atay'ın uğradığı saldırı hakkında şunları söyledi:Kırşehir'deki 30 Ağustos kutlamalarına güvenlik güçleri müdahale etti. Milletvekilimize saldırıldı. Bunu yapan bir bekçi. Bekçilerle ilgili yasa çıkarılırken, bekçilerin bu işlerde kullanılmaması gerektiğini söylemiştik. Valinin milletvekilimizin sözlerini 'mesnetsiz iftira' olarak tanımlamasını da kabul edemeyiz. Bu siyasetin daniskasıdır. Atanmışların seçilmişlere karşı bu dili kullanılmasını kabul edemeyiz. Bu ifadeleri kullanan vali hakkında da gereği yapılır.
Barış Atay'a yönelik saldırı öncesinde de sarayın atama memuru Süleyman Soylu'nun ciddi bir kışkırtması var. Barış Atay 600 vekilden biridir. Saldırı Barış ATAY'a değil milli iradeye yapılmıştır."
Sel felaketi
Giresun'da yaşanan sel felaketi üzerine açıklanan yardım paketlerini eleştiren Öztrak,"Erdoğan sel felaktinin 8'inci gününde Giresun'da. Afetzedelere 3 ile 5 bin lira arasında yardım sözü vermiş. Bu işleri aspirinle, pansuman tedavisiyle geçiştiremezsiniz. Yapılması gereken bölgenin hızla afet bölgesi ilan edilmesi ve yaraların hızla sarılmasıdır." dedi.
Yunanistan'ın Meis adasına asker çıkarması
Öztrak Doğu Akdeniz'deki son gelişmeler için ise şunları söyledi:
"Meis adasının silahlandırılması Paris sözleşmesine aykırıdır. Sarayın da dış politikayı iç politika malzemesi yapması ve dış politikaya ideolojik bakması Türkiye'nin dış politikadaki diplomatik alanını daraltıyor. Türkiye egemenlik haklarının çiğnenmesine izin vermemeli. Ancak Yunanistan'ın Türkiye'yi yalnızlaştırma politikalarına da geçit vermemeli."