Tunceli’de binlerce kişi 'Madenlere ve HES’lere hayır' dedi

Tunceli’de bugün, binlerce kişi bölgede yürütülen maden ve baraj projeleri ile HES'lerin iptal edilmesi için önce protesto yürüyüşü yaptı ardından da miting düzenledi. Bölgesel çevre mitingine Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü, CHP İl Başkanı Ali Mustafa Çelik, birçok çevre derneği ile bölgedeki STK temsilcileri ve binlerce vatandaş katıldı.

Ankara, İstanbul Elazığ, Diyarbakır, Erzincan ile birçok bölge ilinden otobüsler ile kente gelen binlerce kişi Sanat Sokağı’nda bir araya gelerek ellerindeki döviz ve pankartlarla Seyit Rıza Meydanı’na kadar slogan atarak yürüdü.

'Yaşam alanlarımızı savunacağız'

Seyit Rıza Meydanı'nda düzenlenen çevre mitinginde ilk konuşmayı, mitingi organize eden Emek ve Demokrasi Platformu sözcüsü ve Tunceli Barosu Başkanı Kenan Çetin yaptı. Çetin, maden projelerine karşı yaşam alanlarını koruyacaklarını belirterek şunları söyledi: “Kapitalist talan, yağma düzeni yaşam alanlarında katliamlar yapmaya devam ediyor. Doğanın altı ve üstü şirketlere peşkeş çekiliyor. Ormanlar ve dereler ekosistem; flora ve canlı yaşam yok ediliyor. Yine Kaz Dağları'nda ve İliç’te altın arama çalışmaları bölge halkı için ciddi bir tehlike; halk adeta zehir soluyup zehir içiyor. Ege'de yaşam ağacı ve geçim kaynağı olan zeytin ağaçları maden ve betonlaştırma uğruna kesilerek yok ediliyor. Brezilya’dan gelen asbestli gemi Sao Paulo’ya karşı çevre örgütleri başarısı ve ülke girişine izin verilmemesi hepimize örnektir. Tarihi bir kent olan Hasankeyf, Pertek ilçemiz gibi onlarca köyümüz baraj altında bırakıldı. Doğa katliamı aylardır Şırnak, Hozat Ovacık'ta katledilen ormanlarla devam ediyor.”

Tunceli Barosu Başkanı Kenan Çetin

'Büyük bir çevre saldırısı ile karşı karşıya'

Baro Başkanı Çetin konuşmasının devamında Tunceli doğasının büyük bir çevre saldırısı ile karşı karşıya olduğunu belirterek, "Barajlar, HES’ler, altın ve madenlere dair, açılan sahaların 13'ü Pülümür, 14'ü Ovacık, 4'ü merkez, diğer İlçeler ise daha az olmak üzere toplamında 40 yakın saha; yaban hayatına, suya, havaya, kutsal mekânlarımıza, küçükbaş hayvanımızın ve arılarımızın alanlarına toplamda 2 bin ailemizin geçimine saldırılıyor. Küresel düzlemde, kapitalizmin ihtiyaç duyduğu enerji ve maden kaynaklarının tüketilmesi, ulusların ve halkaların sömürülmesini, doğanın talan edilmesini amaç edinen sermaye grupları, bizleri ‘Bir ağacın gölgesine’ hasret bırakmak istiyor" dedi.

'Ekmeğimize saldırdılar'

Bölgenin insansızlaştırılmak istendiğini vurgulayan Çetin, "Suya sabuna dokunmayan insanlarla aylak bırakmaktır. Geçmiş ile geleceğin bağını koparmak ve yalnızlaştırmaktır. Her türlü asimile etmektir. Bunu daha önce defalarca denediler. Yaklaşık yüz elli yıl önce bentlerle, olmadı 38 soykırımı ile sonra 80'li yılarda, doksanlarda köy boşaltmalarla… Barajlarla denediler, darbelerle denediler, göçlerle denediler. Onlar; insanımıza, doğamıza, kültürümüze, inancımıza, aşımıza, ekmeğimize saldırdılar. Biz Dersimliler olarak karşılarında dimdik durduk, yılmadık, direndik. 'Burası Dersim; sefer olur ama zafer olmaz' dedik. Olmadı da. Bugün de bu seferlerin biriyle değil onlarcasıyla karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.

'Tek vücut olup sahip çıkacağız'

Çetin son olarak şunları söyledi: "Burada yürütülecek altın, kurşun, çinko, gümüş madencilik projesi bütün Mezopotamya’yı Fırat Havzası'nı zehirleyecek. Bölgede yaban hayat sahası oldukça geniş ve bitki çeşitliliği oldukça fazla, madencilik projeleri ve orman kesimi ile ekosistemin tamamen bitirilecek. Daha önce olduğu gibi tek vücut olup bu maden projelerine, orman kesimine karşı, ağaca, doğaya, bütün canlılara, hayata sahip çıkacağız."

TMMOB ikinci başkanı Selçuk Uluorta

'Asla izin vermeyeceğiz'

Çevre mitinginde bir konuşma yapan TMMOB ikinci başkanı Selçuk Uluorta ise en insanı yanımızla doğa ve çevreye olan bağlılığımız ile bu alana toplandıklarını belirterek, “Bizler çevre mücadelesi yürütücüleri olarak en insanı yanımızla, doğa ve çevreye olan bağlılığımızla bu meydana toplandık. İçinden geçtiğimiz bu zor zamanlarda hepimizin sözü var; yarınlarımız hakkında konuşmak için buradayız. Biz konuşmazsak; ormanlarımızı bitirecekler, zeytinlerimizi kesecekler, madenlerimizi yağmalayacaklar, değerlerimizi yok edecekler, kaynaklarımızı peşkeş çekecekler. Biz konuşmazsak tarım alanlarımızı yok edecekler. Bugün biz konuşmazsak, kıyılarımızı, tarihi alanlarımızı yağmalayacaklar. Bugün biz konuşmazsak derelerimizi nehirlerimizi kurutacaklar. Biz konuşmazsak bu ülkenin her metrekaresini yandaşlara ve uluslararası sermayeye peşkeş çekecekler. Bu ülkenin onurlu ve namuslu insanları olarak ülkenin varlıklarının yağmalanmasına, geleceğimizin karartılmasına asla izin vermeyeceğiz. Ve bu söylediklerimizi Türkiye’de her platformda konuşmaya doğayı ve çevreyi savunmaya devam edeceğiz" diye konuştu.