Balyoz kumpasında 163 subayın tutuklanmasının üzerinden 10 yıl geçti

FETÖ'cülerin tezgâhladığı ve iktidarın da destek verdiği Balyoz kumpası kapsamında 163 subayın tutuklanmasının üzerinden tam 10 yıl geçti. 10'uncu yılda KUMPASDER açıklama yaptı.

FETÖ’nün yayın organı Taraf Gazetesi, 20 Ocak 2010’da sonradan sahte olduğu ortaya çıkan belgelerle 2003 yılında Birinci Ordu Komutanı Çetin Doğan liderliğinde askerin yönetime el koyma planına ilişkin bir ‘haber’ yayımladı.

taraf-balyoz.jpg

Haberde, “2003 tarihli Çarşaf ve Sakal kodlu eylem planlarına göre, darbe ortamı yaratmak amacıyla Fatih ve Beyazıt camilerinde cuma günü bombalı saldırı düzenlenecekti” ifadeleri kullanıldı. Bu haber üzerine Balyoz soruşturması başlatıldı. Türk Silahlı Kuvvetlerini zayıflatmak amaçlı başlayan kumpasta 10 yıl önce bugün 163 subay hakkında tutuklama kararı verildi.

Odatv’de yer alan habere göre; kararın 10’uncu yılında KUMPASDER bir açıklamada bulundu.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Devletin adaletine güvenen, hukuka inanan, kurallara uymayı çok küçük yaşlardan itibaren kendilerine yaşam biçimi sayan Türk Ordusu askerlerinin 11 Şubat 2011'de adeta tuzağa düşürülerek tutuklanmalarının üzerinden 10 yıl geçti. Önemli bir kısmı 2007’den beri kesintilerle tutukluluk yaşamış olan Türk Ordusunun subayları için Yargıtay onayına kadar yazılmış bir yok etme senaryosu o gün uygulanmaya başladı.

Kurnazlığı, sinsiliği, komploculuğu maharet belleyen Fetullah'ın yargıdaki savcı - hakim kılığındaki militanları Savaş Kırbaş, Ömer Diken, Ali Efendi Peksak ve Murat Üründü eliyle, hukuk tarihinde görülmedik biçimde, Silivri mahkeme salonunun kapıları tutularak, subayların alçakça tutuklamalarının üzerinden 10 yıl geçti.

Önemli bir kısmı 2007'den beri kesintilerle tutukluluk yaşamış olan Türk ordusunun subayları için Yargıtay onayına kadar yazılmış bir yok etme senaryosu o gün uygulanmaya başladı.

Yargının içinde örgütlenen FETÖ militanı savcı ve hakimler siyasi iktidarın kayıtsız şartsız desteğini de arkalarına alarak rollerini oynamaya başladılar.

Fakat karşılarında, koşullar ne olursa olsun, vatanı, milleti, Cumhuriyet değerleri ve Atatürk ilkeleri için canını feda etmek için hazırlanmış insanlar olduğunu, dışarıda onların samimiyetine ve masumiyetine inanmış geniş bir Cumhuriyet ailesini hesap etmemişlerdi.

Bu geniş aile, her türlü kara propagandaya rağmen FETÖ'ye karşı dimdik durdu. Bütün olanaksızlıklara rağmen hukuksuzluk sürecinin foyasını meydana çıkardı.

Türk ordusunu subayından başlayarak itibarsızlaştırmaya, tasfiye etmeye yeminli şer ortaklığı,bir yandan bu dik duruşa, öte yandan da aralarındaki iktidar hırsına daha fazla dayanamayıp çatladı. Nihayet 18 Haziran 2014'de AYM'nin özgürlük kararı ile kumpas bozuldu ve Balyoz tutukluları tahliye oldular.

Fakat Türk ordusunun hiyerarşisi, disiplini, kurumları büyük bir erozyona maruz bırakılmış, FETÖ militanları tasfiye edilen yurtsever subayların yerini doldurmuşlardı. İşte bu yapı 15 Temmuz hain darbe girişimi ile Türkiye’yi bir iç savaşın, çöküşün eşiğine getirdi.

10 yıl geçti aradan.

Büyük saldırılara maruz kalan, birçok kurumunu kaybeden Türk ordusu hala kendini toparlamaya, bünyesine yabancı unsurların izlerini silmeye uğraşıyor.

Büyük bir haksızlığa, hukuksuzluğa uğrayıp mesleklerini, gelecek planlarını kaybeden, bütün aile hayatları altüst olan subaylar bir yandan hayatlarına tekrar çekidüzen vermeye çalışırken ve yaşananların FETÖ iftiraları ile kurulan bir kumpas olduğu açığa çıkmışken, hala bu kokuşmuş senaryoları gerçekmiş gibi tekrar tekrar gündeme taşıyanlara derdini anlatmaya çalışıyor.

10 yılın sonunda, çekilen bunca acılara, kayıplara hep birlikte göğüs gerdiğimiz aziz şehitlerimizi saygıyla, rahmetle anıyoruz.

Onların aziz hatırları önünde hukuka ve demokrasiye tam bir bağlılıkla vatanımız, milletimiz ve büyük Atatürk’ün bizlere emaneti Cumhuriyetimiz için gerektiğinde canımızı feda etme yeminimizden vazgeçmediğimizi büyük Türk milletine bir kez daha saygıyla duyuruyoruz.

Balyoz kumpası sürecinde orduya verilen zarar

 

Beş yıl süren Balyoz Davası 236 asker sanığın beraatıyla sonuçlandı. Devletin en üst kademesi tarafından ‘kumpas’ olarak kabul edilen Balyoz Davası, tutuklu sanıkların mağduriyetinin yanı sıra ordunun DNA’sını da değiştirdi. Dava, Kara, Hava, Deniz kuvvetlerinden ve Jandarma’dan toplam 188 general ve kurmay subayı olumsuz etkiledi, ezici çoğunluğunun kariyerini sona erdirdi.

Taraf gazetesinin manşeti ve bir bavul dolusu belgeyle başlayan, beş yıllık bir sürece yayılan Balyoz soruşturmasında  236 kişi beraat etti. Mahkeme, davanın temelini oluşturan dijital verilerin sahte olarak oluşturulduğuna hükmetti. Böylece, ilk yargılamada darbe suçlamasıyla 13-20 yıl arasında ceza alan sanıklar, Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yargılama kararının ardından gerçekleştirilen yargılamada beraat etmiş oldu.

Soruşturmalar, aralarında generallerin de bulunduğu, görevi başındaki 188 kurmay subayı etkiledi. Çok büyük bir olasılıkla kuvvet komutanı olacak isimlerin önü kesildi. Kara Kuvvetleri’nde 45, Hava Kuvvetleri’nde 27, Deniz Kuvvetleri’nde 98, Jandarma’da 18 muvazzaf general ve kurmay subay sanık durumuna düştü. Çoğu emekliye sevk edildi ya da orduyla ilişkisi kesildi. Hava Kuvvetleri’nde sanık durumuna düşen 30 muvazzaf askerin 11’i kurmay albay ve yarbay, 16’sı ise general rütbesindeydi. Yaş ve sicil durumu göz önüne alındığında Orgeneral Bilgin Balanlı’nın 2011-2013 arasında Hava Kuvvetleri Komutanı olması gerekiyordu. Fakat Balanlı, o dönemi tutuklu olarak geçirdi.

Balyoz’da en büyük darbeyi alan kuvvetin Deniz Kuvvetleri olduğu görülüyor. Soruşturmaya tabi tutulan 114 muvazzaf askerin 98’i amiral ve kurmay subay rütbesinde. Farklı rütbelerden görevi başındaki tam 24 amiral Balyoz’da sanık durumuna düştü. Diğer kurmay subaylarla birlikte denizciler Balyoz’un en kalabalık grubunu oluşturdular.

İlginç bir nokta ise Balyoz’un dışında devam eden Poyrazköy, İstanbul ve İzmir’deki askeri casusluk davalarında da denizcilerin dikkat çekici bir sayıda olması. Bu davaların da ne kadar sürede ve nasıl sonuçlanacağı merak konusu. Fakat bir gerçek değişmeyecek: Balyoz soruşturmasıyla birlikte ordunun yapısı kökten değişti.

Yandaki tabloda, davanın her birimde komuta kademesini nasıl etkilediğini detaylı bir biçimde göreceksiniz. Şüphesiz Balyoz olmasaydı, 15-20 yıl boyunca kuvvet komutanları ve komuta kademesi bu 188 isim arasından çıkacaktı. Fakat bugün beraat etmiş olsalar bile ezici çoğunluğun kariyeri Balyoz’un altında sona erdi.

Balyoz Davası’nda 365 sanık bulunuyordu. Özel Yetkili Mahkeme 325 kişi hakkında ceza kararına hükmetti. Yargıtay, 237’si hakkındaki kararı onarken 88 sanığa ceza verilmemesi yönünde bir karara vardı. Yargıtay’ın kararı Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Yüksek Mahkeme, hak ihlali tespiti yaparak, yeniden yargılama kararına hükmetti. Cezaları onanan 237 sanıkla birlikte Yargıtay’ın beraat ettirdiği 88 sanığın ayrılan dosyaları Anadolu Dördüncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne iletildi. Yeniden yargılanan 236 sanık geçen hafta beraat etti (sanık Albay Murat Özenalp cezaevinde yaşamını yitirmişti). 88 sanık hakkındaki kararın ise salı ya da çarşamba günü benzer yönde açıklanması bekleniyor.