Ahmet Hakan: İlk kez uzaya bir Türk astronot gönderilecek

Ahmet Hakan: İlk kez uzaya bir Türk astronot gönderilecek
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan "Galiba ilk kez uzaya bir Türk astronot gönderilecek" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Ahmet Hakan yazısında Türkiye Uzay Ajansı'nın hazırladığı "İstikbal Göklerdedir" sözüyle birlikte sunulan klibi gündemine aldı. 9 Şubat Salı günü Külliye'de bir tören yapılacağını ifade  ve söz konusu klibin "9 Şubat 2021" yazısıyla bittiğini ifade eden Hakan'ın ele aldığı yazı şu şekilde:

Sosyal medyada çok iyi hazırlanmış, kısa ve vurucu bir klip gördüm:

Türkiye Uzay Ajansı’nın hazırladığı bu klip, Atatürk’ün ünlü “İstikbal Göklerdedir” sözüyle birlikte sunuluyordu. Klip şundan ibaretti: 

Yerkürenin uzaydan görünüşünden kesitler ve en sonda beliren “9 ŞUBAT 2021” yazısı...Bu arada... 9 Şubat Salı günü Külliye’de görkemli bir tören yapılacak.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın ekipleri, bu tören için harıl harıl çalışıyorlar. Anladığım kadarıyla... Bir cisim yaklaşıyor! Ama ne? Sordum, soruşturdum. Kapı duvar. Ser verip sır vermiyorlar. En sonunda bir bilgi kırıntısına ulaşmayı başardım. Fakat teyit edilmemiş bir bilgi bu... Galiba olay şu:

Elon Mask işbirliğiyle Türkiye’den uzaya ilk Türk astronotu gönderilecekmiş. Nasıl olacak? Hangi astronot gidecek? İşbirliğinin kapsamı ne? Elon Mask olayın tam olarak neresinde? Türkiye’nin uzay çalışmalarında bir devrim mi yaşanacak? Yok. Yok. Hiçbir ayrıntı yok. Sadece bu kadarcık bir bilgi var elimde.

1970’LERİN SONLARINA DOĞRU ŞÖYLE BİR UZANDIM

SAHAF meraklısı bir arkadaşım var. Arada sırada “Bak bunlar tam sana göre” diye kitaplar getirir. En son bir sahafta sağı solu didiklerken Hürriyet’in 1977 ve 1979 yıllıklarını bulmuş. Her zamanki gibi “Bak bunlar tam sana göre” diye getirdi bu çok kıymetli iki yıllığı...

Şöyle bir karıştırdım yıllıkları. Gülümseyerek, “vay be” diyerek, “bak şu işe” diyerek, hayıflanarak, şaşırarak okudum her şeyi... Sayfaları çevirirken dikkatimi çekenleri sunuyorum:

1111.jpg

Balıkesir’de konuşan Erbakan, Çanakkale Boğazı’na bir köprü vaat etmiş. Hey gidi Erbakan Hocam hey! Bak, sene 2021! Ve Çanakkale Boğazı’nın köprüye kavuşmasına çok az kaldı. 1977 yılı en çok Ajda Pekkan, Emel Sayın, Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney, Meral Orhonsay’a yaramış... Bu arada 2021 yılı da en çok Ajda Pekkan’a yarayabilir ve biz buna şaşırmayız. 1977 yılına damga vuran en büyük dış politika sorunu: Kıta Sahanlığı ve Ege Sorunu... Okurken güldüm. 1977 Türkiye Güzeli, Jale Beyhan imiş... Jale Hanım, o günden sonra neler yaptı acaba? Kelebek Fotoroman Kraliçesi Mine Çelik olmuş. Torunları oldu mu acaba Mine Hanım’ın? Şevket Süreyya Aydemir’i kaybetmişiz. Siyah-beyaz TRT’nin haber spikeri Zafer Cilasun’u 37 yaşında karaciğer şokundan kaybetmişiz. Türkiye’den Muhammed Ali ve Kerim Abdülcabbar geçmiş. Öğrenci olayları hiç bitmemiş... Bırakın üniversiteleri, liseler bile acayip karışıkmış. “Trafik” diye bir dosya açmışlar sayfalarca... Trafiğe kurban verdiklerimiz öyle çokmuş ki...

Neyse... Bu kadar yetsin. Ben yıllık okumaya devam edeyim en iyisi... 

ALİ BABACAN BAKAN OLSAYDI NE DERDİ?

 ALİ Babacan, AK Parti hükümetlerinde en uzun süre bakanlık yapmış isimlerden biri. Bugün muhalefete geçti. Baktım, Boğaziçi Üniversitesi olayını dün şöyle yorumluyordu: "Boğaziçi Üniversitesi’ni sıradanlaştırma çabası var. İktidar, bir kurumu tam kontrol edemiyorsa, bu kurumu sıradanlaştırmaya çalışıyor. Pes etmemek lazım.” Eğer Ali Babacan, bugünkü hükümette bakan olarak görev alsaydı... Boğaziçi Üniversitesi konusunda ya susardı ya da şöyle bir yorum yapardı: “Cumhurbaşkanımızın amacı Boğaziçi Üniversitesi’ni daha da yükseklere çıkarmak. Atanan rektör, Boğaziçi standartlarında doktorasını yapmış bir akademisyen. Yasalara saygılı olmak lazım.” Nereden biliyorsun böyle diyeceğini diyenler çıkabilir. Nereden bileceğim, bakanlığı döneminde bu türden olaylar karşısında aldığı tutumdan biliyorum.

HAFTA SONLARI EN TEKİNSİZ YER

SOKAKLAR. Çünkü yasağa rağmen öyle bir izdiham var ki sokaklarda...

Salgın açısından hafta içinden daha tehlikeli... Yani demem o ki... Hafta sonları sokaklardaki kalabalıklardan uzak durun.

DERBİYİ YAZMADIM ÇÜNKÜ

BİZİM Hürriyet’in spor müdürümüz Mehmet Aslan, “Derbiyi izleyecek misin?” diye sordu. “Evet, izleyeceğim” dedim. Bunu duyan Mehmet, “Yazsana derbiyi bizim için” dedi. Tepkim şu oldu: “Aman Mehmetçiğim... Her taraftan dayak yiyorum. Bari oradan yemeyim. Beni affet.”

Aslında iç sesim şöyle diyordu:

“Her konuda ahkâm kesiyoruz bari futbol kalsın.”

İKİYE BÖLÜNMÜŞLÜK VAR

ŞU konuda: Boğaziçi karışıklıkları Erdoğan’a mı yarıyor yoksa muhalefete mi?

Ben Erdoğan’a yaradığını düşünüyorum. Akıllarına güvendiğim bazı analizciler ise bu sefer Erdoğan’a yaramadığını düşünüyorlar. Erdoğan’a yaramadığını söyleyenlerin tezlerini en az üç kere okudum. İkna olamadım.

 

Etiketler :