İmamoğlu: YSK Türkiye'nin demokrasi sürecine büyük bir darbe vurmuştur

İmamoğlu: YSK Türkiye'nin demokrasi sürecine büyük bir darbe vurmuştur
İmamoğlu canlı yayında konuşuyor.

Didem Arslan: YSK'nin gerekçeli kararını nasıl yorumluyorsunuz?

Çok kötü bir süreç Türkiye adına. YSK Türkiye'nin demokrasi sürecine büyük bir darbe vurmuştur. Kaygılarımız 31 Mart öncesinde de vardı. Devletin tüm yetkilileri 'dünyanın en güvenli seçimi bu ülkede' açıklamaları yaptı, devlet adamlığı hatırlatması yaptım. Devletin eliyle Anadolu Ajansı Türkiye tarihinin belki de dünya tarihinin en rezil gecesini yaşattı. Kimse bunu konuşmuyor. Pişkin pişkin konuşan yöneticileri var, siyasi partilerin toplantılarına katılıyorlar. Elimizdeki evraklarla, ıslak imzalı tutanaklar vardı. 45 gün uydurdular. Negatif olumsuz bir tarih yazdılar. Halkın iradesini yok saydılar. YSK bir karar verdi, 18 gün sonra bir avuç insan elimizden aldılar.

Tüm sandıkların sürecine gelinmeden, geçersiz oylar sayıldı. 6 ilçe tamamen sayıldı. 59 sandığa sondaj yapılacak dendi, lehimize 13 oy çıktı. Tümünün sayılmasına karşı ret oyu verdi YSK. 

Biz AKP'nin istatistik kurumuna göre konuşmuyoruz.

Nagehan Alçı: Tekrar seçimin yapılması yerine yeniden sayılması hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben biraz başka yerden gelmek istiyorum. Türk kamu oyu sizi kısa bir sürede tanıdı. Mine Kılıç'ın sizin hakkınızdaki kitabını da okudum. Tavsiye ederim. Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğunuzda İstanbul Belediye Başkanı olmayı hedeflediğinizi, bundan sonra da cumhurbaşkanı olmayı hedeflediğinizi düşünüyorum. 

O zaman tüm seçimleri tekrardan yapalım, böyle bir şey olmaz. Kitap seçimden önce yayınlandı diye bazı gazeteler haber yaptı. Kitap 2016 yılında basıldı onu not düşelim. Ben siyasi ideallerimi asla bir makam hırsı üzerinden yapmam. 2009 yılında Beylikdüzü Belediye Başkan adayı olmak istemiştim, başkası oldu. Partim bana ilçe başkanı olma konusunda teklifte bulundu. Bu böyle bir süreçti. Asla ve asla siyasette kendi kariyerinizi kendiniz çizdiğinizde başarılı olamazsınız bunu halkın yapması gerekir. Süreç de bu şekilde ilerlemiştir. 

Anadolu Ajansı ile ilgilin bir eleştiriniz oldu. 

Çok özür dilerim, gazeteciye soru sorulmaz ama bunu neden konuşmadınız? Bu konuşulmadı.

Biz konuştuk, ama yeterince konuşulmadı, haklısınız. Alternatif bir haber ajansı kuracağınızı söylüyorsunuz, bu nasıl olacak?

Sizin gibi kurumlara bilgi sağlayabilmek için bir yapı olmalı, bunu biz sağlamak için çalışıyoruz. O zulmü yaşatanlar orada oldukça, AA bizim için yok hükmündedir.

Deniz Zeyrek: Binali Yıldırım'a sorulduğu gibi yanınıza bir genç gibi gelip 'başkanım bu seçim neden yenileniyor?' desem 'çok basit' ile başlayan bir kelime ile biten bir cümle kurabilir misiniz?

Hukuksuzluk yaptılar, haksızlık yaptılar ama 'çaldılar' denmez. Hele hırsızlar denmez. Çok ayıp. Hele hele cuma cami çıkışında, yanınızda Diyanet İşleri Başkanı ile beraber 'hırsızlara bırakmayacağız' derken kime diyorsunuz?

Ben 11 seçim yaşamış bir insanım. 'Çaldılar, Hırsızlar' bir algı yönetimidir. Paylaşmak istediğim bir söz var "Bir yalanı yeterince sık, uzun, gürültü söylerseniz insanlar inanır. İnsanları yalana inandırmanın sırrı sürekli tekrar etmektir." Bu sözün devamında "İnsanlar gerçeği öğrendiğinde bu yaptığınızın bir anlamı olmaz." şu anda insanlar gerçeği öğrenmiş durumda farkında değiller.

İmamoğlu elindeki tabelaları göstermek isterken "Ekrana gösterebilirim değil mi? Kameramanlar?" dedi

screenshot-2.png

Bunları öneren bendim. Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğum dönemde 8 Mart'ta kadınların izinli olmasını 4 yıldır ben uyguluyorum. Binali Yıldırım bunun altına neden imza atar? İBB 1. oturumda bu önergeyi ben sundum. Komisyona havale edelim dediler, komisyona yollamaya gerek yok dedim, zaten bunu bir önceki yönetim hazırladı. 4-5 defa tekrar etmeme rağmen komisyona sevk edildi. Mevlüt Uysal döneminde hazırlanan, bizim ilavemizle meclise gelen, komisyona gönderilen ve bizden sonra taraflar arasında imzalanan bir sözleşmeye Binali Yıldırım neden imza atar?

Nagehan Alçı: Mağduriyet algısının kazandırdığını düşünüyor musunuz? Türkiye'de halk mağdur olana değil, güçlü ve mağrur olana destek veriyor bence. Kendinizi nasıl tanımlanıyorsunuz?

Onun için ben diyorum ki 16 milyon İstanbullu  ve demokrasi mağdur edilmiştir. Niye? Ben mağrur, hakkının bilincinde olan, hakkını arayan ve kimsenin hakkını yemeyecek bir karaktere sahip olan bir kişiyim. Belki Binali Yıldırım en başından aday olduğu için mağdur olmuş olabilir.

- Nagehan Alçı: Devletle Abdullah Öcalan'ın görüşmesine olumlu bakar mısınız?

- Benim Kürt meselesi diye bir tanımı doğru bulan birisi değilim. Benim Kürt vatandaşım, hemşehrim, kardeşim var. Türk vatandaşı ne kadar teminatsa bu ülkenin Kürt kökenli vatandaşım, hemşehrim de o kadar teminattır. Ben bu akşam bir evdeydim. Gaziosmanpaşa'da bir evde iftarımı açtım. Çocuğumuzun, sokağımızın meselesi aynı. Devlet bütün süreçleri aklıselim, şeffaf yönetmesi lazım. Devletin bazı işleri vardır. Açılım dendi, Meclis'te insanlar anlatın bize ne yaptığınızı bilmiyoruz dediler.

- Nagehan Alçı: Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu'na ciddi destek verdiniz. Kürt ve Alevi katliamı olan Dersim katliamı konusunda ne  düşünüyorsunuz?

- Tarihle ilgili program yapın inanın 2-3 saat konuşurum. Arzu ederseniz ilerleyen günlerde, aylarda otururuz bu hususları görüşmemiz gerekiyorsa birkaç saat tartışırız. Bu işler 1 dakikalık cevaplarla cahil insanların eline fırsat vermek olur. Mesele İstanbul meselesi. Urfalı bir çocuğumuzun İstanbul'a gelip, çöplerden kağıt toplayıp, niçin çöp ayrıştırma makinasına kapılıp ölme meselesidir. Siz başka meselelerden gündem yaratmak olabilir. Benim gündemim Urfalı çocuğun meselesi. 3 milyon Kürt vatandaşımın gündemi adalet ve eşitlik istiyorum demesidir. Bana terörist demesin diyor. HDP'ye oy veriyorum bana niye terörist diyorlar diyor.

- 31 Mart öncesinde defalarca dedim ki programa çıkalım, iki medeni insan olarak tartışalım. Bu ülke yıllar sonra siyaseten normalleşsin. Sudan bahanelerle kavga etmeye, ettirtmeye ihtiyacı yok. Süreç başladı. 4-5 defa hazırım, katılmak istiyorum dedim. Ben tek başıma kararı veriyorum. Siz bana soracaksınız tek başıma karar veremem demeniz için rakibinizin beyan etmemiş olması lazım. Ben kabul ettim. Ben bayılırım. Türkiye'nin normalleşmesi için. Ben Didem hanımı istemiyorum dese de, şu kanalı istiyorum dese de kabul ederim. Ben bu kadar önemsiyorum ilişkiyi. Ben rahmetli Özal'ın kabir ziyaretinde Binali Bey'i gördüğümde arabadan inip yanına gittim, elini sıktım. Tartışmaların sürdüğü dönemdi. Nasılsınız efendim dedim, döner dönmez iyiyim dedi, devam etti gitti. 5 saniye sohbet etseydi, sarılırdım.

- Deniz Zeyrek: HDP seçmeniyle temas halindeyim. Benim kararımda etkili olan şey sayın Demirtaş'ın 'benim hatırım için bunu yapın' şeklinde attığı tweet deniyor. Sizin açıklamanız, sonra Demirtaş'ın tweeti çok etkili olmuş. Bu konudaki duruşunuzda bir değişiklik var mı?

- En çok beğendiğim yanımı söyleyeyim. Düşüncesini güne, zamana göre hele hele oya göre çevirecek, evirecek bir insan olmadım, asla olmayacağım. Habertürk kayıtlarına geçsin. Siyasi ömrüm ne kadar olur bilemem. Ben milletvekili değilim, bakan değilim. Ben sayın Demirtaş'ı Cumhurbaşkanlığı döneminde takip etmiş birisiyim. Kendisiyle tanışmadım. Keşke tanışsaydım. Ülkenin ihtiyaç duyduğu bir dille süreç yönetti. Bu yöntemi siyaset anlayışını beğeniyorum dedim. O siyasi dönemini, anlayışını beğenen birisiyim. Keşke o dil herkesin gündeminde olsa.