Kırmızı et tüketirken bunlara dikkat
Kırmızı et dozunda ve doğru tüketildiğinde sağlık için faydalı ama bazı küçük gibi görünen ayrıntılara dikkat edilmediğinde tehlikeye davetiye çıkarıyor.
En kaliteli protein kaynaklarından biri olmasına karşın Türkiye'de kırmızı et tüketimi ne yazık ki olması gerekenin çok altında. İşin içine ekonomik nedenler de girince pek çok kişi özellikle de çocuklar bu çok değerli besin maddesinden mahrum kalabiliyor. Kimileri de ölçüyü fazla kaçırıyor, üstelik haşlama ya da ızgara gibi sağlıklı yöntemler yerine kızartmayı tercih ederek yanlış ve sağlıksız alışkanlıkları nedeni ile kansere kadar uzanan tehlikeye davetiye çıkarıyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Melis Torluoğlu, kırmızı etin doymuş yağ ve kolesterol içeriği fazla olduğu için miktarına dikkat ederek tüketilmesi gerektiğini belirtirken, haftada üç gün kırmızı et tüketiliyorsa ikişer gün de tavuk ve balık tüketilmesinin faydalı olacağını söylüyor. Kırmızı etin günlük tüketiminin üç köfte büyüklüğünü aşmaması, etin çoğunlukla ızgara, fırında, haşlama veya sebze yemeklerinin içerisinde tüketilmesi sağlıklı.
Yağsız et tercih edilmeli
Özellikle tansiyon hastaları, diyabet hastaları, kolesterolü yüksek kişiler ve kilo problemi olanların etin mümkün olduğunca yağsız kısımlarını tercih etmesi, ayrıca eti pişirirken de ilave yağ kullanılmaması gerektiğini vurgulayan Torluoğlu, “Aksi halde mide problemlerinden kansere dek birçok soruna yol açabiliyor. Gastrit, ülser, reflü gibi sindirim problemi olanların özellikle dikkat etmesi gerekiyor” diyor. Bir başka çok önemli nokta da etteki demirin vücut tarafından emiliminin yüksek olması için yanında mutlaka C vitamini içeren besinlerle tüketilmesi. Örneğin limon ilaveli yeşillikler ve limon ilaveli içecekler. Diyetisyen Torluoğlu böylece hem etin içerisindeki demirin emiliminin arttığını hem de besin çeşitliliği sağlandığını belirterek, dengeli bir öğün oluşturulduğunu söylüyor. Özellikle sivri biber, maydonoz, kivi, portakal, limon gibi C vitamininden zengin sebze ve meyveler kırmızı ette bulunan demirin emilimini artırarak vücuttaki kullanımı kolaylaştırıyor. Ayrıca etin yanında sebze ve salata tüketimi posa alımını artırarak tokluk hissi yaratıyor ve sindirim için büyük fayda sağlıyor.
Eti mutfak tezgahında çözdürmekten kaçının
Etin çözdürme işleminin ise kesinlikle güneş ışığı altında ve mutfak tezgahında yapılmaması gerektiğini kaydeden Torluoğlu “En sağlıklı çözdürme yöntemi, tüketilecek kadar etin buzdolabında sıfır derece bölümü veya mikrodalga fırınlarda çözdürülmesi” diyor. Eti buzluğa koyarken de tüketilecek porsiyonlar ölçüsünde bölerek saklamaya dikkat edilmesi gerekiyor. Torluoğlu, “Aksi halde tümünü birlikte çözmek gerekecektir ki bu da bakteri üretimine neden olacaktır. Çözülen miktarın tümü mutlaka tüketilmeli, yeniden buzdolabına koyulmamalıdır” diyor. Pişirilmiş etin nasıl olsa pişirildiğini düşünerek gerek sebze yemeğinin içinde gerekse sadece kızarmış veya haşlanmış et olarak buzdolabında uzun süre bekletilmesi de zararlı. Zira bakteri üremesine yol açıyor ve sağlığa zarar veriyor. Pişmiş etlerin en fazla 2-3 gün içerisinde tüketilmesi şart.
Sakatattan uzak durun
Diyetisyen Torluoğlu, sakatatın ise yüksek miktarda kalori içerdiğinden özellikle kalp hastalarının uzak durması gerektiğinin altını çizerek “Tek neden bu da değil. Sakatat olarak adlandırılan organ etlerinin içeriğinde barındırdığı doymuş yağ oranları ve hayvanın organlarında birikebilen toksik faktörler insana da nüfuz edebilmektedir. Bu nedenle tüketimini önermiyoruz” diyor.