Kalabalık ortamlar virüs yayılmasını kolaylaştırıyor
Memorial Dicle Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Mücahit Fidan, soğuk algınlığı boğazda rahatsızlık hissi, öksürük, burun tıkanıklığı, burun akıntısı belirtilerinin ön planda olduğunu belirterek kas ağrısı ile ateş bulgularının olmadığı ya da az olduğu viral bir hastalık olduğunu dile getirdi. Uz. Dr. Fidan, “Küçük çocuklarda yılda ortalama 6-8, erişkinlerde ise 2-3 kez görülür.
Soğuk algınlığına neden olan virüsler, kişilerin birbirine doğrudan teması ya da havada asılı kalan damlacıkların solunması yoluyla yayılır. Soğuk algınlığı, havaların soğuduğu dönemde artış gösterir ancak bunun nedeni soğukta üşümekten değildir. İnsanların vakitlerinin çoğunu kalabalık ortamlarda geçirip virüsleri birbirlerine bulaştırmalarından kaynaklanmaktadır. Çocuklar virüs almadıkları sürece soğuk algınlığı veya diğer adıyla nezleye yakalanmaz. Dolayısıyla çocuklara aşırı kalın giysiler giydirilse bile vücutlarına virüs aldıkları sürece soğuk algınlığına yakalanacaktır. Yani kalın kıyafetler çocuklardaki soğuk algınlığı için bir kalkan oluşturmaz” dedi.
“HASTA OLANLAR DIŞARI ÇIKARKEN MASKE KULLANMALI”
Öksüren, hapşıran ve yüksek ateş şikayeti olanların mümkün olduğunca maske takmaları gerektiğini belirten Dr. Fidan, “Kapalı mekanlarda bulunmamaları en doğrusudur. Toplu taşıma araçlarına binmemeleri, öksürürken veya hapşırırken gerekli önlemleri almaları ve hastalıkları süresince evde dinlenmeleri gerekir. Böylelikle hastalığın yayılmaması etkili olacaktır. İnsanların bir arada bulundukları kapalı ortamlar sıklıkla havalandırılmalıdır. Nezle ve gripken sokağa çıkmak zorunda kalanlar ise tıbbi maskeyle dolaşmalı ya da ağız ve burnu kapatarak virüslerin yayılmasını önlemeye çalışmalıdır. İş yerlerindeki kapı kolları, asansör düğmeleri, merdiven korkulukları, bankamatik düğmeleri, alışveriş sepetleri ve arabaları insanlar arası virüs bulaşmasında çok önemli rol oynamaktadır. Dolayısıyla bu yerlere dokunan çocukların ellerini ağız, burun ve gözlerine sürmemeleri, hasta olan çocukların sabunla el temizliğine dikkat edip hapşırma ve burun temizliği esnasında kullanılan kağıt mendillerin çöp kutularına atmaları en doğrusudur. Kağıt mendil bulunulmadığı takdirde çocuklara sol el dirseğine hapşırmaları öğretilmelidir” diye konuştu.
“3-5 GÜNÜ GEÇEN HASTALIK TEHLİKELİ OLABİLİR”
Soğuk algınlığı şikayetlerinin ortalama 3-5 gün içinde iyiye doğru gitmesi durumunda uzmanlara başvurmaları gerektiğini ifade eden Uz. Dr. Fidan, “Eğer ortalama 3-5 gün içerisinde şikayetler iyiye doğru değil de kötüye doğru gidiyorsa hemen sağlık kurumlarına başvurulmalıdır. Virüslerin zayıflattığı ortamlarda fırsatçı enfeksiyon denilen ajanlar, orta kulak iltihabı, farenjit, rinofarenjit, sinüzit, boyun lenf nodu iltihabı, bademcik, bronşit, pnömoni, astım alevlenmesi, nefrit ve romatizmal hastalıklar gibi önemli sağlık sorunlarına yol açabilir” şeklinde konuştu.
“SOĞUK ALGINLIĞINDA ANTİBİYOTİK YERİNE SAĞLIKLI BESLENME VE UYKU”
Uz. Dr. Fidan, soğuk algınlığının viral bir enfeksiyon hastalığı olduğunu söyledi. Dr. Fidan, “Dolayısıyla antibiyotikler soğuk algınlığı tedavisinde etkili değildir. Enfeksiyonun şiddeti etkene, çocuğun yaşına alerji ve beslenme durumuna göre değişir. Buna bağlı olarak aynı etken, aile bireylerinde farklı klinik tablolar meydana getirebilir. Beslenmesi bozuk olan çocuklarda komplikasyonlar çok daha sık görülmekte bu da bağışıklık sistemi ile beslenme arasındaki yakın ilişkiden kaynaklanmaktadır. Düzenli ve sağlıklı beslenmenin yanında hareketli yaşam, istirahat, uyku ve moralle bağışıklık sistemine gereken destek verilip enfeksiyonla mücadele eden bağışıklık sistemi hücrelerinin güçlü olması sağlanacaktır. Halk arasında kullanılan vitaminler, mineraller ve bitkisel ürünler soğuk algınlığının önlenmesi ve tedavisinde sıkça kullanmalarına rağmen yararlı olduklarına dair veriler kısıtlı olduğundan tedavide önerilmemektedir” ifadelerini kullandı.