Özgür Özel'den 1 Mayıs Kararı

Taksim'in 1 Mayıs'a kapatılması kararını grup toplantısında eleştiren Özgür Özel, "Sendikalar Taksim'e yürüyorsa onlarla birlikte olacağız" dedi. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba da 1 Mayıs nedeniyle halktv.com.tr okurları için bir yazı kaleme aldı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Özgür Özel "Sendikalar Taksim'e yürüyorsa onlarla birlikte olacağız. Güvenlik güçleriyle emekçileri çatıştırmak isteyen olabilir. 1 Mayıs'ta kelepçe, gaz, cop görmek istemiyoruz" diye konuştu.

Özel, Anayasa Mahkemesi kararını hatırlatarak, "Hangi ilde nerede 1 Mayıs kutlaması varsa bu gruptan bir temsilcimiz o kutlamada yer alacak "Hak-İŞ'in yaptığı kutlamaya da TÜRK-İŞ'in yaptığı kutlamaya da gideceğiz. Hiçbir sendikayı ayırmadan, zaman zaman farklı düşünsek de her sendikanın yaptığı her şehirdeki etkinlikte olacağız" dedi.

Taksim'in 1 Mayıs'a kapanması hakkında konuşan Özel "Baskıyla, güçle tesis edilen iktidarlar kaybetmeye mahkumdur. İçişleri Bakanı ile bu sabah da görüşme yaptık. Önerimi yerine getiremeyeceğini söylediler. Hâlâ geç değil" dedi.

veli.webp

VELİ AĞBABA: 31 Mart’tan 1 Mayıs’a: CHP ve Sosyal Demokrasi İktidar Yolunda

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba da 1 Mayıs nedeniyle bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı:

Türkiye siyasetine yıllar sonra bakıldığında, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri eşitlik, adalet ve refah taleplerinin; ideolojik gerilimlere, çatışma siyasetine galip geldiği tarihi bir eşik olarak hatırlanacak.

Tam 47 yıl sonra CHP’yi hem belediye başkanlığı hem de yerel meclis seçimlerinde birinci sıraya taşıyan bu eşik; kimlik temelli, kutuplaştırıcı ve toplumun gerçek sorunlarının üzerini örten bir siyaset anlayışının halk nezdinde artık itibarı olmadığını gözler önüne serdi.

Ekonominin iyi yönetilmediği, gelir adaletsizliğinin giderek arttığı, yolsuzluk, lüks ve israfın kamu bütçesinde onarılması çok zor tahribatlar yaratması artık seçmenin dayanabileceği sınırları aştı.

Seçmen, “seçeneksizlik” duygusundan ziyade; iktidara “ders verme” veya “gerçek hizmet alma” talebi olarak CHP’ye yöneldi. CHP, emek ve adaletten yana tavrı ile yoksul halklar nezdinde yeniden gerçek bir alternatife dönüşebildi.

Seçime giden süreçte sahada Cumhur İttifakı seçmeni ile yaptığım sohbetlerde, Ecevit’i sık sık yad ettik. Hayatı boyunca CHP dâhil herhangi bir sol partiye oy vermeyi düşünmemiş, kendisini sağda konumlandıran fakat “solcu olmasına rağmen” seçmenin kalbinde dürüstlüğü ve adaleti ile iz bırakmış bir siyasi anlayış hakkında konuşabilmek bile, toplumsal değişim ihtiyacını net bir şekilde hissettiriyordu.

Kurultay sonrası değişen CHP’nin, sağ seçmene, siyasi elitler arası ittifak olmadan, tabandan ulaşabilmiş olması; CHP’nin belediyeler yoluyla sahada verdiği yoksullukla mücadele performansının takdiriydi.

31 Mart tablosunun mimarı sayın Genel Başkanımız, parti kadromuz, örgütümüz ve sosyal demokrat belediyeciliği siyasette yeniden anaakımlaştıran belediye başkanlarımız; Türkiye siyasi tarihine ideolojik ayrışmaları aşan bir iz bıraktı.

Malatya’da yürüttüğüm seçim kampanyasında da, kendisini milliyetçi ve/veya muhafazakar olarak tanımlayan, sağda duran ve CHP’ye mesafesi olan pek çok hemşerim de beni destekledi. Bu hemşerilerim benim sosyal demokrat bir siyasetçi olduğumu çok yakından bildikleri halde, benim kazanmam için dua ettiler, benimle seçim çalışması yürüttüler.

Yoksulluk, güvencesizlik ve emek ilişkileri; elbette CHP’nin her zaman gündemindeydi. Koordinatörlüğünü yaptığım Emek Büroları 2016 yılında kurulduğunda, taşeron işçilikten sokak ekonomisine, AVM işçilerinden farklı sektörlerde yaşanan iş kazalarına kadar pek çok hususu gündeme taşıdı. Emek piyasalarının güncel sorunlarına yönelik çalıştaylar ve araştırmalar yürütüldü. Özellikle pandemi döneminde, çalışanların müşterek talepleri titizlikle toplanarak hükümete iletildi. Emekliler, asgari ücretliler, çalışan yoksullar, kayıtsızlar, yeni kent yoksulları ve hatta dijital emek ile değişen emek ilişkileri; Emek Büroları’nın gündemi oldu.

Ancak, artık emek meselesinin yalnızca Emek Büroları’nın ajandasını değil tüm parti stratejisini belirlediği yeni bir döneme tanıklık ediyoruz.

Bu nedenle; 31 Mart başarısının kaynağı, CHP’nin kültürel kimlikler ve ideolojik tartışmaları aşan kapsayıcılıkta bir değere sahip olması ve sosyal demokrasiye dayanarak yoksullukla mücadele etmesidir.

Genel Başkanımız sayın Özgür Özel’in öncülüğünde tasarlanan parti stratejisi, İmamoğlu’nun uyguladığı sosyal politikalarının bilhassa gençler ve kadınlar üzerinde; Yavaş’ın sosyal desteklerinin ise başta emekliler olmak üzere kırsal yoksullar üzerinde yarattığı olumlu etki, CHP’yi yoksullukla mücadele konusunda bir aktör haline dönüştürdü.

Sosyal demokrat belediyecilik, yalnızca solcuların savunuculuğunu yaptığı soyut bir ideal ve “istisnai” belediyelerin ötesine geçti. Sosyal adalet düşüncesi anaakımlaştı, halkın radarına girdi. Belediye başkanlarımız büyük nüfuslu karmaşık kentlerde ve kısıtlanmış bütçelerle dahi neler yapılabileceğini gösterdiğinde; milyonlarca yoksul ve emekçi daha makul bir yaşam için sağ-sol demeden değişim kararı verdi.

Eminim ki; CHP’li belediyelerin halkçı belediyecilik performansı, CHP’yi iktidara taşıyacak.

Böylesi bir umutla, yaşasın 1 Mayıs.

Etiketler :