Kılıçdaroğlu'ndan iktidara: Dünyada her şeyi bilen adam yok

'Dijital Emek ve Emek 4.0' Çalıştayı'nda konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Çin, en zeki çocuklarını Amerika’nın üniversitelerine gönderdi, tamamı Çin’e geldi. Huawei gibi bir devi yarattılar. Uzay sanayisini büyüttüler. Biz neresindeyiz? ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın nasıl görevden alırız? Rant elimizden gitti, nasıl geri alırız?’ Aklın alamayacağı bir şey" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Emek Bürosu’nun İstanbul’da düzenlediği, Dijital Emek 4.0 Çalıştayı’na katıldı.

Bilimin önemine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, iktidarın tek derdinin rant olduğunu vurguladı: "Çin, en zeki çocuklarını Amerika’nın üniversitelerine gönderdi, yetiştirdi; tamamı Çin’e geldi. Huawei gibi bir devi yarattılar. Uzay sanayisini büyüttüler. Biz neresindeyiz? ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın nasıl görevden alırız? Rant elimizden gitti, nasıl geri alırız?’ Aklın ve mantığın alamayacağı bir şey. Akıl mantık yok böyle bir şeyin içinde. İktidar sahiplerinin; bilim insanları ile felsefeciler ile belli dönemlerde bir araya gelip bir konuşması lazım. Eksiğimiz nedir, fazlamız nedir? Her şeyi bilen adam yoktur dünyada. İnsanlar ancak belli konulara yoğunlaştığı zaman, o konuda söz sahibi olabilirler. Ben her şeyi bilirim diye bir kavram yok artık, 21. yüzyılda. Buradan Türkiye’nin çıkması lazım."

'Benim istediğim rektör olacak' anlayışı

Üniversitelerin içinin boşaltıldığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Her yere üniversite açtık. Tabela, üniversite. Ama içinde hoca yok. Bir şeyi yaptım ve bu oldu… Olmaz" dedi. Boğaziçi Üniversitesi'nden örnek veren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Boğaziçi Üniversitesi sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da sayılı üniversitelerinden biriydi. Ne oldu, Boğaziçi Üniversitesi’ne? ‘Benim gibi düşünmeyen insanları üniversitede tutmam.’ Bu anlayış, üniversiteyi üniversite olmaktan çıkarır. ‘Benim istediğim rektör olacak.’ Üniversiteler; adı üniversite olduğu için üniversite olmaz. Her üniversitenin bir tarihi, kültürü vardır. Kendi kültürü olmayan bir üniversite olmaz. Eğer bir üniversitede profesörlük yapamayacak kadar eğitim düzeyi düşük birisini o üniversiteye rektör olarak atarsanız, olmaz. Mahvedersiniz. O nedenle, biz söz veriyoruz. Hangi düşüncede, hangi kimlikte, hangi inançta olursa olsun; düşünce üretebiliyorsa, hele hele aykırı düşünceler üretebiliyorsa o kişiyi el üstünde tutmamız gerekir. Aykırı düşünceden bir siyasetçinin korkmaması gerekir. Daha doğrusu düşünceden korkmaması gerekir."

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Ankara'daki beyler farkında değiller: Anlatırlar bize. Derler ki, ‘İnsanoğlu tekerleği bir milyon yılda keşfetti.’ 1 milyon yılık çabanın sonucunda tekerleği keşfediyoruz. Bugün her saniyede, birden fazla buluş var. Ve Türkiye bunun neresinde. Siyaset kurumunun uğraşması gereken alan bu. Bu kadar hızlı değişimin ve dönüşümün içinde, biz nerede duracağız? Bu hızlı değişimin ve dönüşümün aktörlerinden birisi olacak mıyız? Eğer siyaset kurumu bunu düşünmüyor da, kısır çatışmalar ile çekişmeler ile yoluna devam ediyorsa Türkiye’yi sağlıklı bir geleceğe taşıyamayız.

Belki Ankara’daki beyler bunun farkında bile değiller. Ama biz; bu ülkenin bilim insanları, bu ülkenin çalışanları, emekçileri, bu ülkenin en azından bazı siyasetçileri; bu kadar değerli bir alana emek harcamak zorundayız. Ve düşünmek zorundayız. Tartışmak zorundayız. Ülkemizi güzel bir geleceğe taşımak zorundayız.

Tabela üniversite; içinde hoca yok: Geçmişte şöyle bir soru sorduk kendimize, parti olarak. Yazılım sektöründe Hindistan neden bu kadar ileride? Bir heyet gönderdik. Gelen rapor çok basit. Okulöncesi eğitimde matematik, oyun içinde öğretiliyor. Mukayese yeteneği kazanıyor. Biz ise ezberci bir sisteme doğru gidiyoruz. Çocuklar; neredeyse günün 24 saati test çözmek ile uğraşıyorlar. Düşüncede yoğunlaşma, tartışma; neredeyse hiç olmadı. Olmuyor da… Üniversitelerin kendi kültürlerinin olması lazım. O kültürler, üniversiteyi üniversite yapar. Üniversiteler sıradan kuruluşlar değildir. Her yere üniversite açtık. Tabela, üniversite. Ama içinde hoca yok. Bir şeyi yaptım ve bu oldu… Olmaz.

Siyaset giderlerse gitsinler diyor: En yetenekli çocuklarımız yurt dışına gidiyorlar. Sorduk, acaba gençler neden umutsuz? Biz babalarımızdan daha iyi bir eğitim aldık ve onlardan daha iyi bir hayat standardı yakaladık. Ama şimdi bizim çocuklarımız; bizden daha iyi bir eğitim aldıkları halde bizden daha düşük bir gelire mahkûm ediliyorlar. Diyor ki, ‘ben burada bu parayla ne ev sahibi olabilirim, ne araba sahibi olabilirim. Ama gidersem yurt dışına hem ev sahibi, he araba sahibi olabilirim’ diyor. Gelişmiş bütün ülkeler; sıfır maliyetle en değerli, genç evlatlarımızı kendi ülkelerine alıyorlar. Doktorundan, mühendisine kadar… Siyaset görmüyor mu bunu? Görmenin ötesinde, giderlerle gitsinler diyor. Yeteneğin ne olduğunu, yetenek kavramının ne olduğunu; yetenekli bir insanın hangi büyük katkıları yapacağını bilmiyor, farkında bile değil."

Çalıştayda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İşçi ve Memur Sendikaları, Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba, Seyit Torun; CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP milletvekilleri Gamze Akkuş İlgezdi, Onursal Adıgüzel, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da yer aldı.

Kaynak:ANKA Haber Ajansı