Kılıçdaroğlu: Az kaldı, geliyor gelmekte olan
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi.
Yurttaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, "85 milyon yurttaşa sesleniyorum. Asla karamsarlığa kapılmayın. Bütün bu haksızlıkları görüyoruz. Asla karamsarlığa kapılmayacağız. Sandık geldiğinde gideceğiz ve biz zulüm iktidarına son vereceğiz. Az kaldı geliyor gelmekte olan" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle:
Bir yılı devirdik 2023'teyiz. Beklentilerimiz çok fazla, toplumun beklentileri de fazla. Yeni şeyler istiyoruz. Daha güzel bir Türkiye, demokrasisi gelişmiş bir ülke, insan haklarına saygı, düşünce özgürlüğü istiyoruz. Bugüne kadar bunlara hep yabancı kaldınız sevgili halkım. Düşüncenizi ifade ederken bile çekindiniz. Acaba başıma bir şey gelir mi diye kaygı içinde oldunuz. Evlatlarınız tweet attığı zaman onu uyardınız. Türkiye artık bu zincirlerini koparmak zorunda. Türkiye artık bu tablonun dışına çıkmak zorunda. Türkiye'yi bu tablonun dışına çıkarmaya herkesin huzurunda söz veriyorum.
Altı lider birlikteyiz. Demokrasi için bir araya geldik. Ülkemize huzur gelsin diye bir araya geldik. Toplumda kaynaşma olsun ama kamplaşma olmasın diye bir araya geldik. Kadın-erkek ayrımı olmasın diye bir araya geldik, kucaklaştık. Geçmişin acılarını sarmaya çalıştık. Helalleşme dedik, kucaklaşma, adalet dedik. Dillendirmeye devam edeceğiz. Demokrasi kadar güzel bir şey yok. Demokrasilerde medya özgür olacak. Artık havuz medyası diye bir medya olmayacak. Saray tarafından beslenen bir medya olmayacak ama o medya özgürce bizi eleştirebilecek. Çünkü şuna inanıyoruz, bir politikacının alkıştan çok sağlıklı ve tutarlı eleştiriye ihtiyacı vardır.
Her şeyi ben bilirim, her şeyi ben yaparım düşüncesi insanlığı felakete sürükler. Devleti bir adama teslim etmek o ülkeyi, devleti felakete sürükler. Geldiğimiz tablo budur. Bu tablodan Türkiye'yi çekip çıkarmak istiyoruz.
Rüşvet alanlar var. Rüşvetçilerden, uyuşturucu baronlarından, uyuşturucu çetelerinden bu ülkeyi 2023 seçimlerinden sonra temizleyeceğiz. Yeni bir Türkiye'yi birlikte inşa edeceğiz. Altı ayrı partiyiz doğru ama aynı felsefeden hareket ediyoruz demokrasi konusunda. Neyi, nasıl yapacağız biliyoruz. Sadece liderler değil onların altında ekipler çalışıyor, güzel şeyler yapacağız.
Türkiye yeniden, eskiden olduğu gibi bütün mazlum milletlerin örnek aldığı bir Türkiye olacak. Türkiye'yi yöneten kişi asla para için kapı kapı dilenci gibi dolaşmayacak. Kendi gücümüzle, imkanımızla büyüyeceğiz ve kalkınacağız. Rüşvetin olmadığı, torpilin olmadığı, yolsuzluğun olmadığı bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Eğer kul hakkına herkes saygı gösteriyorsa, 'Kul hakkı yiyenleri iktidardan göndereceğiz ve yemeyen insanları dürüst ve namuslu insanları, adaletten yana olan insanları iktidara getireceğiz' demelisiniz.
Terörün olmadığı bir ülke inşa edeceğiz. Masum çocuklarımız, kadınlar, kızlar hayatlarını kaybettiler. Türkiye'yi buradan çıkartacağız. Terörün sıfırlandığı bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Bütün komşularımızla barış içinde yaşayacağız. Türkiye bölgesinin en güçlü ülkesi olacak kısa sürede göreceksiniz. Nasıl Cumhuriyet'i ilan ettikten sonra bütün mazlum milletler Cumhuriyet'i inşa ettilerse demokrasiyi de inşa ettikten demokrasiyi de inşa ettikten sonra göreceksiniz bütün mazlum ülkeler Türkiye'yi örnek alacaklar. Biz yine bütün mazlum milletlere örnek olan bir ülke olmaya devam edeceğiz.
Allah nasip eder halkın oylarıyla iktidar olduğumuzda, halktan toplanan her kuruş verginin hesabını millete vermeyi şerefli ve onurlu bir görev olarak üstleneceğiz. Böyle kabul edeceğiz. Gençlerle sohbetlerimde söylüyorum. Sizler vergi ödüyorsunuz ama hesabını sormuyorsunuz. Sormadığınız için demokrasi gelişmiyor. Demokrasinin gelişmesinin temel sözcüğü, faktörü benden toplanan vergiler nereye harcandı diye sormaktır. Bu sorunun sorulmadığı yerde demokrasi gelişmez. Bizim iktidarımızda bu soru sorulmasa dahi her harcamanın hesabını vereceğiz.
2023'den başlayarak açtığımız yeni bir sayfayla bu coğrafyada asla ve asla hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bu ülkenin hapishanelerinde haksız yere yatanlar var. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Mücella Yapıcı, Çiğdem Utku, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman haksız yere yatıyorlar. Adaleti savunmazsanız siyaset yapmanın mantığı yoktur. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa hiçbir haksızlığı maruz görmeyeceğiz. Geçen gazetelere bakarken bir annenin kanser olan 6 yaşındaki Yusuf'a sarıldığını gördüm. İçim cız etti. Anne hapiste. Yusuf 6 yaşında kanser, ölümle pençeleşiyor. 'Anne' diye sayıklıyor. Bu adalet midir? Savcı izin vermiş, hastanede görüyor. İl Başkanımızı aradım Canan hanımı. 'Git aileyi bul, ihtiyaçları var mı sor' dedim. Kişi suçlu olabilir ama anne evladının yanında olmak durumundadır. 15 Temmuz'dan sonra yeni doğum yapmış bir öğretmeni karakola almışlardı. Ben çocuğun anne sütüne ihtiyacı var, çocuğun anneye teslim edilmesi gerektiğini söyledim. Kıyamet koptu beni teröristlere destek vermekle suçladılar. O masum çocuğun günahı ne? Bunun kavgasını verdim ve sonunda benim dediğimi yaptılar. Anne evladıyla buluştu ve doyurdu. Hepimiz insanız ya, insanlıktan çıkmak nedir biliyor musunuz? Altı yaşındaki bir çocuğu anneden ayırmak nedir? O anne evladı öldüğü zaman mı gidecek mezarın başında duracak? 85-90 yaşındaki FETÖ'nün sorguladığı insanları hapse attılar. Vicdan, adalet var ya. Halkıma söz veriyorum bütün bu haksızlıklar son bulacak. Bu ülkeye ya adaleti getireceğiz.
85 milyon yurttaşa sesleniyorum. Asla karamsarlığa kapılmayın. Bütün bu haksızlıkları görüyoruz. Asla karamsarlığa kapılmayacağız. Sandık geldiğinde gideceğiz ve biz zulüm iktidarına son vereceğiz. Az kaldı geliyor gelmekte olan.
Bu ülkenin başkentinde bir suikast gerçekleşti. Sinan Ateş. Genç bir babayı öldürdüler. Ülkücü hareketin en değerli isimlerinden birisiydi. Akademisyendi, milliyetçiydi, inançlıydı, Atatürkçüydü. İki kız çocuğunun babasıydı ve değerli bir eşi vardı. Bunu Ankara'nın göbeğinde katlettiler. Ailesi talep etti diye konu siyasallaşmasın diye sabırla susuyoruz. Babayla da eşiyle de konuştum. Sabırla sonucu bekliyoruz. Bize de bilgiler akıyor, çok şey biliyoruz. Bu işten ne kadar pis kokuların geldiğinin de farkındayız. Görevliler işini yapsın diye şimdilik sesimizi çıkarmıyoruz. Saraydan tık yok. Sarayın stepnesi ise sanki en değerli evlatlarından biri öldürülmemiş gibi tek kelime dahi etmiyor. Bu cinayeti görmezden gelemezler, CHP olarak izin vermeyeceğiz. Bay Kemal kafasına bir şeyi koyduysa mutlaka çözecektir.
İmamoğlu'na siyasi yasak ve İBB'ye terör soruşturması
İstanbul seçimleri yapıldı. Seçimleri sayın İmamoğlu kazandı. İtirazlar geldi ama kendileri bir şey yapamıyorlar YSK üzerinden bir kumpas çevirdiler. YSK üyeleri toplandı aynı zarfın içine konulan dört oydan üçü doğrudur biri yanlıştır dediler. Dünya tarihinde, yargı tarihinde görülmemiş bir şey. Ben bunlara çete dedim. Bir namuslu yargıç muhalefet şerhi koydu. İkinci seçim yapıldı. 13 binlik fark 800 bine çıktı. İstanbul'u vermemek için direndiler. Yeni bir komplonun peşindeler. Birinci kumpas, Ekrem bey birisine hakaret etmiş diye iddianame hazırlandı. Aslında söylenen YSK değil, açıkça söylendi zaten. Muhatabı bizim fotoroman dediğimiz kişi. Yani Süleyman. YSK, 'Bize söylendi' dedi. Arkasından dosya namuslu bir hakimin önüne gitti. Fakat bu hakimi değiştirdiler, Samsun'a sürdüler. Bu hakimin söylediği bazı şeyler var. Hukuk kökenli vekillerimiz Adalet Bakanlığı'na gidecekler. Samsun'a sürülen hakimin iddiaları konusunda soruşturma açılmasını istiyoruz. Soruşturma açılmazsa Adalet Bakanı da bu kumpasın içindedir. Gerçekleri bilmeye 85 milyonun hakkı var. 'Biz İstinafı da ayarladık' diye hakime kim söyledi? Sarayın sofrasına oturan hakimin kararına itibar edilmez. Bir hakim iradesini saraya ipotek etmişse ona hakim denilmez. Bu davada savcı duruşma salonunda olmadan hakim kararını açıklıyor. İddia makamı yok, kararını açıklayamaz. Cumhuriyet tarihinde bir ilk. Böyle bir rezalet yaşanmadı. Talimat gelmiş. Buradan bütün hakim ve savcılara sesleniyorum. Görevinizi anayasanın öngördüğü, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatinize göre yapıyorsanız saygım var ama saraydan talimat alıyorsanız bunun hesabını vereceksiniz. Ayarını bozduğunuz kantarın sizi de tartacağını unutmayacaksınız. İkinci kumpas, İBB'de teröristler ve iltisaklı kişiler çalışıyormuş. 9 Aralık 2021'de söylüyor sonra bu rakamı fotoroman söylüyor. Bu rakamı sonra 1668'e çıkarıyor. Bunun üzerine İBB yazı yazıyor. 'Bize bildirin, gereğini yapalım' diyorlar. Cevap vermiyorlar. Hem suçlayacaksın hem bildir deyince 'bildirmiyorum' diyeceksin. İtham ediyorsun, isimleri bildir diyorlar, bildirilmiyor. 'Siz işlem yapın' diyorlar. 'Sonra yapacağım' diyor.
Niçin güvenlik soruşturması yapamıyorlar? Çünkü AYM ilgili yasayı iptal etmiş. İptal edince böyle bir soruşturma olmaz. İyi hal kağıdı almadığınız bir kişi var mı diye sordum hayır dediler. Eğer sen terörist arıyorsan veya birisini suçlayacaksan o kişilere iyi hal kağıdı veren savcıyı suçlaman lazım. Belgeyi veren savcı. Birinci kumpasta hakimi değiştirdiler burada da müfettişi değiştirdiler. Sağlık nedeniyle ayrılmak zorunda kaldı. Yerine AKP'den milletvekili adayı olan birini getirdiler. Tam bir kumpas. Akıl var mantık var bir şey yapıyorsanız kuralına göre yapın. Her kurum denetlenir, yasalara uygun olarak denetlenir. Kumpas kurarsanız kimse kusura bakmasın karşı çıkmak görevimizdir.
Numan Kurtulmuş bir televizyon programında, "Buradan belediye başkanına sorumluluk çıkarılamaz" diyor. Söylediği doğru. "Eğer çıkarmaya kalkarsak, TSK'da, yargıda, emniyette sayıları binlerle ölçülen teröristler yakalandı. Genelkurmay başkanını mı suçladık ki? Belediye çalışanları arasında terörist bulununca başkanı suçlayalım. Böyle yaparsak kendimizi inkar etmiş olmaz mıyız?" diyor. Haklı ama bunu saraya anlatması lazım. Üçüncü kumpasta 'Siz neden Fatih Sultan Mehmet tablosunu aldınız Türkiye'ye getirdiniz' Allah bunlara akıl, fikir versin. İşin özeti önümüze çok büyük meseleler var. Hepimizin dikkatli olması lazım. Muhalefetin kazandığı İBB'yi kumpaslarla ele geçirmek istiyorlar. Yeni bir saray oyunu ile karşı karşıyayız. İBB'ye çökmek istiyorlar amaçları seçime İstanbul'un kaynaklarını kullanarak girmek. Şimdi görüyoruz ki işi kayyuma kadar götürme hevesindeler. Ekrem başkanımıza bu komployu devam ederlerse, kayyum atama aptallığına girişilirse bunu bir diktatörün halkına uyguladığı terörizm olarak göreceğiz ve öyle kabul edeceğiz. Her türlü mücadeleyi vereceğiz. Bunu yapmaya kalkarlarsa kim Bay Kemal'den daha fazla sabır beklemesin. Sakın bu kapıyı açmasınlar, cehennemin kapılarını açarlar hiç kimse için iyi olmaz. Siz milletin iradesinden ne istiyorsunuz? Atamayla gelen hakimlerinize mi güveniyorsunuz? O hakimlerin hangi kantarda tartılacağına karar vereceğiz göreceksiniz.
Dünya kadar sorunumuz var. Dediğimizi paşa paşa yapıyorlar. Yapmak zorundalar. Yaptıracağım onlara. ENAG'a göre enflasyon yüzde 138, İTO'ya göre yüzde 93, TÜİK'e göre yüzde 64. Zammı TÜİK'e göre verecekler? Memurun, işçinin, emeklinin hakkı yeniyor. Kul hakkı yedirmeyeceğiz.
2023 güzel bir yıl, huzurlu bir yıl, birlikte demokrasinin geliştiği bir yıl olacak. 2023 İstanbul Sözleşmesi'nin hayata geçtiği yıl olacak. 2023 herkesin huzur içinde yaşayacağı güzel bir ülke olacak. 2023 kadın erkek eşitliği olacak. 2023 uyuşturucu baronlarının, çetelerin Türkiye'den ayrıldığı yıl olacak. 2023 huzur dolu bir yıl olacak.