İsmail Küçükkaya
Kararı verirken
Son düzlüğe girdik. Seçime sadece 2 hafta kaldı.
Akılcı ve stratejik karar vermemiz gerekiyor.
Fanatizme yer yok, takım tutar gibi değil. Karşılaştırarak, düşünerek oy vereceğiz.
Daha iyi bir hayat arayacağız. Hangi tercih bize bunu vaat ediyor? Daha iyi bir gelecek isteyeceğiz. Kim bunu sunabilir?
İşimiz olsun, karnımız doysun. Tatile gidebilelim. Gelecek kaygısından kurtulalım. Çocukların geleceği için korkmayalım. Annemizin ilacını alabilelim. Borçsuz harçsız hayat kuralım.
Hayatınızın kalitesi yükselsin. Neşelenebilelim. Ülke coşkusunu bulsun. Oy verirken işte bu somut konuları düşüneceğim. Yapay gündemlere kanmayacağım. Kimlik siyaseti tuzağına düşmeyeceğim.
Geçim sorunumuz var. Evet. Kim çözer?
Barınma sorunumuz var. Doğru. Nasıl halledilir? Ve kim halleder?
Hipnotize olmayalım. Görsel şölene ve şova kanmayalım. Korku siyasetine esir olmayalım. Somut konular, net karşılaştırmalar.
Benim için 14 Mayıs bir referandum. “Yeter söz milletindir” diyeceğimiz bir halk oylaması. Ben geçime bakacağım arkadaş. Tencereye. Ne kaynıyor halkın tenceresinde? Haaa siyaset…
Partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili. Yaşadığımız sorunların özünde ve kökünde bu mesele var mı?
Partili Cumhurbaşkanı konusunu yadırgıyor muyum, kabulleniyor muyum?
Ben yadırgıyorum arkadaş. Kabullenemiyorum. Cumhurbaşkanı partisinden ayrılmalı, rozeti çıkarmalı. Siyaset bu seçimin burasında. Seçim bu; gerisi geçim.
Şunu da görüyorum. Sandık yaklaştıkça dil sertleşiyor. Korkutma çabaları artıyor. Tehdit dolu ifadeler görüyoruz. Hayır, bunu kabullenmeyiz. Korkmayız. Halk akıllı. Tecrübeli. Bu demokratik bir seçim. Savaş değil. Halkın basireti her türlü oyunu ve tuzağı bozar. Sandığa gideceğiz, ya iktidara güç vereceğiz ya da onu değiştireceğiz. Bu kadar basit. Herkes sonuca saygı duyacak ve demokratik olgunluk içinde halkın kararına saygı duyacak. Demokrasinin gereğini yerine getireceğiz. Cumhuriyetin 2. Yüzyılı arkadaş. Onca tecrübeyi boşuna mı yaşadık? Onca bedel boşuna mı ödendi?
Korku siyaseti yok, demokrasi var.