Hüseyin Çelik’ten yandaş yazara : Tamamen uydurma…
Eski Milli Eğitim Bakanı ve AKP kurucusu Hüseyin Çelik, kendisine atfedilen ve Sultan Abdülhamit'i eleştiren bir yazıyla ilgili olarak Türkiye gazetesi yazarı Ahmet Şimşirgil'e sert tepki gösterdi. Sosyal medyada dolaşıma sokulan ve kendisine mal edilen yazının gerçeği yansıtmadığını belirten Çelik, Şimşirgil'i eleştirerek "haddini bildireceğini" ifade etti.
Çelik, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, söz konusu yazının tamamen uydurma olduğunu ve kendisine ait olmadığını vurguladı. Ayrıca, kendisinin hiçbir zaman "hızlı bir İslamcı" olarak tanımlanmadığını ve Abdülhamit'in kahramanlıklarını veya yanlışlıklarını ortaya koymak için bilimsel çalışma yapılmayacağını belirtti.
Çelik'in tepkisi üzerine Şimşirgil'e "hadsizce" diyerek yazdığı ifadelerle ilgili olarak daha sonra ayrıntılı bir açıklama yapacağını belirtti. Çelik, söz konusu yazının tamamen uydurma ve yakıştırma olduğunu kamuoyuna duyurarak dikkat çekti.
HADDİNİ BİLDİRECEĞİM’
Yazı için “hadsizce” diyen Çelik, “Siz araştırmanızı yaparsınız ve ortaya çıkan verileri objektif olarak rapor haline getirirsiniz. Sosyal medyadaki dolaşımları açıkça çok ciddiye almamıştım. Ancak bugün bir gazetede ünvânı profesör olan bir zat, bu ifadeleri doğru ve bana ait kabul ederek bana hadsizce saldıran bir yazı yazmış. Ben onun haddini başka bir tweetle ayrıca bildireceğim. Takipçilerim beklesinler lütfen. Yalan yanlış bilgi ile yorum yapmak neymiş bu muhterem! zata bildireceğim. Ancak bugün, malum ifadelerin tamamen uydurma ve yakıştırma olduğunu tüm kamuoyu ve takipçilerimin dikkatine sunmak istedim” ifadelerini kullandı.
Sosyal medyada Hüseyin Çelik’e atfedilen ifadeler ise şöyle:
“Hızlı bir İslamcı olarak doktora tezimi Abdülhamid üzerine yapmaya karar verdim. Kahramanlıklarını araştırıp herkese anlatmak için kitap yazacaktım. Ama araştırdıkça şoklara girdim hayal kırıklığına uğradım. Necip Fazıl ve Kadir Mısıroğlu’nun anlattığı Abdülhamid, Osmanlı belgelerinde yoktu. Ne vardı peki? Avrupai hayat tarzına meraklı ama Avrupa’dan korkan bir adam, etrafındaki tüm adamları, vezirleri Ermeni, Rum veya Yahudi. Yabancı devletler tehdit edince toprak verip sulh sağlayan bir padişah çıktı karşıma. Ali Suavi’nin Çırağan Sarayı baskınından sonra beni ve ailemi, bunlar Topkapı’nın zindanlarında öldürecekler korkusu ile İngiliz elçisini çağırıp Kraliçe beni korur mu diye söylüyor. İki gün sonra Elçi, Kraliçe seni ve aileni koruyacağını söylüyor ama bir şartı var Ruslara karşı Malta’da ve Girit’te bulunan askerlerimiz savaşırken sevkiyat zorluğu çekiyor… Kıbrıs’ı vermenizi istiyor diyor, 4 gün sonra Kıbrıs’ı İngilizlere veriyor.”