Çocukluğunu ekiyorlar: Hayallerinin hiçbir önemi yok
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer mesleki eğitim merkezlerindeki (MESEM) çırak ve kalfa sayısının bir yılda 7 kat artışla 159 binden 1 milyon 200 bine yükseldiğini söyledi. 2023 hedefi ise bu sayının 1 milyon 500 bine çıkarılması.
'Tam zamanlı çocuk çalıştırma uygulaması'
Cumhuriyet'ten Figen Atalay'ın haberine göre; CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi koordinatörü Hacer Foggo, bunun övünülmesi gereken, başarılı bir program olmadığını söyledi. Bu yöntemle çocukların kâğıt üstünde mesleki eğitim alıyor gözüktüğünü ancak uygulamada teorik eğitimin bulunmadığını belirten Foggo, şöyle konuştu:
Bu tam zamanlı çocuk çalıştırma uygulaması. Mesleki eğitim olarak gözüktüğü için çocuk işgücü istatistiklerine dahil de edilmiyor. Yasalarda 18 yaş altı işçi çalıştırılması yasak olmasına rağmen bu uygulamayla 14-15 yaşında çocukların işçiliği, eğitim adı altında yasallaşmış oluyor. Yoksulluk derinleştikçe aileler de çocuklarını ortaokuldan sonra MESEM’lere yönlendirmeye başladı. Özellikle yoksul mahallelerde okul yöneticileri aileleri bu merkezlere yoğun şekilde yönlendiriyor. Çocuğun yeteneğinin, istediği mesleğin, gelecekle ilgili hayallerinin hiçbir önemi yok. Çocuklar yoksulluk içinde yaşadıkları için bu merkezlere yönlendiriliyor. Ayrıca çocuklar hem ucuz işgücü olarak kullandırılıyor hem de MEB’in protokol yaptığı işyeri rant sağlıyor. Gelecekte meslek okullarını tamamen yok edecek bir sistem bu. Ailelerin derin yoksulluğu fırsat haline çevrildi ve çocuk işçi ordusu yaratıldı maalesef.
'2 milyon çocuk işçi'
Türkiye’de 2013’ten bu yana en az 514 çocuğun çalışırken yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Foggo, “Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 2021’de dünyada çocuk işçi sayısının 160 milyon olduğunu ve her 10 çocuktan birinin çocuk işçi olarak çalıştırıldığını açıkladı. Resmi olmayan verilere göre Türkiye’de bu oranın 2 milyon olduğu düşünülüyor” dedi.
'Emek sömürüsünün göstergesi'
Eğitim uzmanı Alaattin Dinçer de dünyada mesleki eğitimin ortaöğretim sonrasında başlatılması konusunun tartışıldığını, bazı ülkelerde de uygulamaya geçildiğini belirterek “Ülkemizde bu alandan sorumlu kişilerin çocuk işçiliğini artırmak ve çocuk emeğinden artı değer (sömürmekle) yaratmakla övünmesi, çocuklarla ilgili belirlenmiş uluslararası ortak hak normlarına aykırı bir durumdur. Çocuk işçilere teşvik amaçlı olarak 9-10-11. sınıflara asgari ücretin yüzde 30’u oranında verilen devlet desteği, bu hak ihlalinin en somut belgesi, yaşanmakta olan emek sömürüsünün göstergesidir” diye konuştu.
Öğrenciler ne kadar kazanıyor?
- Çırak öğrenci maaşı: 2023 için işverenlerin çırak öğrencilere ödeyecekleri en az tutar 2 bin 552.04 TL olarak belirlendi. İşverenler 2023 Ocak ayından itibaren 9-10-11. sınıflar için bu rakamı yatırması gerekiyor.
- Kalfa öğrenci maaşı: 2023 için işverenlerin kalfa ve Ustalık Telafi Programı (UTP) öğrencilerine ödeyecekleri en az tutar belirlendi. İşverenlerin 12. sınıflar ve Ustalık Telafi Programı öğrencilerine 2023 Ocak ayından itibaren 4 bin 253.40 TL yatırması gerekiyor.
(Bu bilgiler, Tirebolu Mesleki Eğitim Merkezi’nin sitesinden alınmıştır)
'Vahşi bir çocuk sömürüsü düzeni'
Tarım Orman-İş Sendikası Başkanı Şükrü Durmuş, gezici ve geçici tarım işçisi olarak çalışan yaklaşık 3.5 milyon kişinin 2.3 milyonunun çocuk yaşta olduğunu söyledi. Çocukların “daha hızlı” çalıştıkları için tercih edildiklerini söyleyen Durmuş, şöyle devam etti:
“Biz yaklaşık 12 yıldır doğu ve güneydoğudan tarım alanlarına gelen gezici ve geçici çalışanlarla ilgili çalışmalar yapıyoruz. İlk başladığımızda okulların açık olmasına rağmen küçük yaşta çocukların tarlada olmaları dikkatimizi çekmişti. Beş yaşında çocuk gün doğarken tarlaya gidiyor ve en az 12 saat çalışıyor. Nisan başında Hatay tarafında işe başlıyorlar yani okulların kapanmasına 2 ay varken. 2-3 ay Hatay’da kaldıktan sonra Bursa Karacabey tarafına göç ediyorlar. En son da Ankara tarafına geliyorlar. Kasım başına kadar tarladalar. Vahşi bir çocuk sömürüsü düzeni var. Üç kuşak aynı çadırda kalıyor. Çevresi çuvalla kapatılan tuvaletleri kullanıyorlar, tarladaki artezyenlerden sağlıksız su içiyorlar. Çoğunda eklem romatizması var. İzmir tarafında domates işçisi çocuklar var. Domatesler keskin bıçakla kesiliyor ve çok hızlı kesildiği için çocuklar tercih ediliyor. Domatesin suyu asitli ve bu çocukların kolları hep yanık.”
Mobil okul çağrısı
Çocukların dört ay boyunca eğitimden yoksun kaldığını vurgulayan Durmuş, “Bunu sürekli yetkililere duyurmaya çalıştık. Mobil okul kurulabilir. Anne baba çalışır, çocuk çalışmaz, onların okula gitmesi lazım. Bu çocukların 12 ay boyunca nasıl yaşadıklarını, başarı oranlarını araştırıp ILO’ya rapor yolladık. Okula eksiksiz gidenlerden daha başarılılar çünkü okul onlara eğlence geliyor, okula gitmek için can atıyorlar” diye konuştu.