Prof. Dr. Saltık: Dehşet içindeyim
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık, Ayşenur Arslan'ın sunduğu Medya Mahallesi programına katıldı. Saltık dün gece sosyal medyada yayınlanan ve ülkenin gündemine oturan sağlıkçılara şiddet görüntülerini ve salgının Türkiye'deki durumunu değerlendirdi. Türkiye uzun süredir sağlıkta şiddete karşı önlemlerin alınmasını beklerken, şiddet sarmalının giderek büyümesini değerlendiren Saltık, "Söyleyecek kelime bulamıyorum" dedi.
Saltık, sağlık çalışanlarının uğradığı şiddete yönelik düşüncelerini ifade ederken, "Dehşet içindeyim" dedi.
Saltık şunları söyledi:
"Bütün sakinliğimi, sükûnetimi korumaya çalışarak söyleyeyim ki dehşet içindeyim. 40 yılı aşan meslek hayatımda ben de pek çok kez, ne yazık ki şiddet eylemine tanık ve mağduru oldum. Ama bu kadarını ilk kez görüyorum. Terörize edici ve alt üst edici düzeyde. Gece boyu uyuyamadığımı söyleyebilirim. Uygun sözcük bulamıyorum."
Prof. Dr. Ahmet Saltık, etkin önlemlerin alınmamasının temel nedenlerine değindi ve ekonomi vurgusu yaptı.
Saltık şöyle konuştu:
"Etkin önlemlerin alınamamasının iki temel nedeninden bir, Türkiye’nin uluslararası iflas eşiğine sürüklenmiş olmasıdır. Moratoryum eşiğine sürüklenmiştir Türkiye. İlan edilmeyen bir iflasın içine sürüklenmiştir 17-18 yılda, dolayısıyla kuruş yoktur hazinede. Salgınla etkin savaşta iktidarın elini kolunu bağlayan bu olgudur. Erdoğan olan biteni anlıyor ancak Türkiye talan edildi. Sürveyansı sürveyans gibi, karantinayı karantina gibi, izolasyonu izolasyon gibi, filyasyonu filyasyon gibi yapabilmek ciddi mali kaynaklar, ciddi sağlık insan gücü, ciddi sağlık altyapısı ve donanımı gerektirdiği halde bu alanda yatırımlar yapılamıyor. Ek sağlık personeli alınamıyor. Ek sağlık kapasitesi yaratılamıyor ve salgın kendi haline göz göre göre terk edilmiş bulunuyor. Öte yandan Erdoğan öylesine çaresiz ki gerek Fitch gerek Moody’s kredi notunu düşürürken çıkıp demeç vererek 'Ekonomimiz uçuyor bunlar bizim notumuzu düşürüyor' diyebiliyor. Tarih dilerim ki kimseyi Erdoğan böylesine hazin bir duruma düşürmesin. Derhal kamusal sorumlulukla sağlık alanında birinci basamak başta olmak üzere insan gücü, donanım, kapasite artırımına gitmek gerekiyor. 400 bini aşkın açıkta bekleyen sağlık personelinin en az yarısını hiç olmazsa salgın boyunca sözleşmeli atamak gerekiyor."
